عَنْ عَائِشَةَ ، قَالَتْ : طَلَّقَ رَجُلٌ امْرَأَتَهُ ، فَتَزَوَّجَتْ زَوْجًا غَيْرَهُ فَطَلَّقَهَا ، وَكَانَتْ مَعَهُ مِثْلُ الهُدْبَةِ ، فَلَمْ تَصِلْ مِنْهُ إِلَى شَيْءٍ تُرِيدُهُ ، فَلَمْ يَلْبَثْ أَنْ طَلَّقَهَا ، فَأَتَتِ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، فَقَالَتْ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ زَوْجِي طَلَّقَنِي ، وَإِنِّي تَزَوَّجْتُ زَوْجًا غَيْرَهُ فَدَخَلَ بِي ، وَلَمْ يَكُنْ مَعَهُ إِلَّا مِثْلُ الهُدْبَةِ ، فَلَمْ يَقْرَبْنِي إِلَّا هَنَةً وَاحِدَةً ، لَمْ يَصِلْ مِنِّي إِلَى شَيْءٍ ، فَأَحِلُّ لِزَوْجِي الأَوَّلِ ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : " لاَ تَحِلِّينَ لِزَوْجِكِ الأَوَّلِ حَتَّى يَذُوقَ الآخَرُ عُسَيْلَتَكِ وَتَذُوقِي عُسَيْلَتَهُ "
حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ ، حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ ، حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ عَائِشَةَ ، قَالَتْ : طَلَّقَ رَجُلٌ امْرَأَتَهُ ، فَتَزَوَّجَتْ زَوْجًا غَيْرَهُ فَطَلَّقَهَا ، وَكَانَتْ مَعَهُ مِثْلُ الهُدْبَةِ ، فَلَمْ تَصِلْ مِنْهُ إِلَى شَيْءٍ تُرِيدُهُ ، فَلَمْ يَلْبَثْ أَنْ طَلَّقَهَا ، فَأَتَتِ النَّبِيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ ، فَقَالَتْ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ زَوْجِي طَلَّقَنِي ، وَإِنِّي تَزَوَّجْتُ زَوْجًا غَيْرَهُ فَدَخَلَ بِي ، وَلَمْ يَكُنْ مَعَهُ إِلَّا مِثْلُ الهُدْبَةِ ، فَلَمْ يَقْرَبْنِي إِلَّا هَنَةً وَاحِدَةً ، لَمْ يَصِلْ مِنِّي إِلَى شَيْءٍ ، فَأَحِلُّ لِزَوْجِي الأَوَّلِ ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ : لاَ تَحِلِّينَ لِزَوْجِكِ الأَوَّلِ حَتَّى يَذُوقَ الآخَرُ عُسَيْلَتَكِ وَتَذُوقِي عُسَيْلَتَهُ
حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ، حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ، حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ طَلَّقَ رَجُلٌ امْرَأَتَهُ فَتَزَوَّجَتْ زَوْجًا غَيْرَهُ فَطَلَّقَهَا، وَكَانَتْ مَعَهُ مِثْلُ الْهُدْبَةِ فَلَمْ تَصِلْ مِنْهُ إِلَى شَىْءٍ تُرِيدُهُ، فَلَمْ يَلْبَثْ أَنْ طَلَّقَهَا فَأَتَتِ النَّبِيَّ ﷺ فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ زَوْجِي طَلَّقَنِي، وَإِنِّي تَزَوَّجْتُ زَوْجًا غَيْرَهُ فَدَخَلَ بِي، وَلَمْ يَكُنْ مَعَهُ إِلاَّ مِثْلُ الْهُدْبَةِ فَلَمْ يَقْرَبْنِي إِلاَّ هَنَةً وَاحِدَةً، لَمْ يَصِلْ مِنِّي إِلَى شَىْءٍ، فَأَحِلُّ لِزَوْجِي الأَوَّلِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ﷺ " لاَ تَحِلِّينَ لِزَوْجِكِ الأَوَّلِ حَتَّى يَذُوقَ الآخَرُ عُسَيْلَتَكِ، وَتَذُوقِي عُسَيْلَتَهُ ".
Narrated `Aisha:A man divorced his wife and she married another man who proved to be impotent and divorced her. She could not get her satisfaction from him, and after a while he divorced her. Then she came to the Prophet and said, "O Allah's Messenger (ﷺ)! My first husband divorced me and then I married another man who entered upon me to consummate his marriage but he proved to be impotent and did not approach me except once during which he benefited nothing from me. Can I remarry my first husband in this case?" Allah's Messenger (ﷺ) said, "It is unlawful to marry your first husband till the other husband consummates his marriage with you
Telah menceritakan kepada kami [Muhammad] Telah menceritakan kepada kami [Abu Mu'awiyah] Telah menceritakan kepada kami [Hisyam bin Urwah] dari [bapaknya] dari [Aisyah] ia berkata; Ada seorang laki-laki menceraikan isterinya, lalu sang isteri pun menikah dengan laki-laki lain, kemudian laki-laki lain itu juga menceraikannya. Ternyata kemaluan laki-laki itu hanyalah seperti bulu, sehingga wanita itu belum mendapatkan apa yang diinginkan dari laki-laki kedua. Maka wanita itu pun menemui Nabi shallallahu 'alaihi wasallam dan berkata, "Wahai Rasulullah, sesungguhnya suamiku telah menceraikanku, lalu aku pun menikah dengan laki-laki lain, lalu laki-laki itu memasukiku, namun ia tak memiliki kelelakian kecuali hanya seperti ujung kain, sehingga ia tak mampu mendekatiku, dan juga tak mampu merasakan maduku. Karena itu, halalkanlah suamiku yang pertama." Maka Rasulullah shallallahu 'alaihi wasallam bersabda: "Kamu tidak akan menjadi halal bagi suamimu yang pertama hingga laki-laki itu merasakan madumu dan kamu juga merasakan madunya
Nafi'den, dedi ki: "İbn Ömer r.a.'e karısını üç talak ile boşamış kimseye dair soru sorulursa şöyle derdi: Keşke bir ya da iki defa boşamış olsaydım. Çünkü Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana bunu emretmişti. Eğer sen ona üç talak verirsen senden başka bir koca ile nikahlanmadıkça bir daha sana helaI olmaz." [-5265-] Aişe r.anha'dan, dedi ki: "Bir adam karısını boşadı. Ondan başka bir koca ile evlendi. O da onu boşadı. O kocasının erkeklik organı bir elbisenin saçağı gibi idi. Dolayısıyla kadın, kocasından elde etmek istediğine ulaşamadı. Bu sebeple aradan fazla zaman geçmeden onu boşadı. Daha sonra kadın Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek: Ey Allah'ın Rası11li, kocam beni boşadı. Ben de ondan başka bir koca ile evlendim. Benimle gerdeğe girdi. Fakat onunki ancak bir elbisenin saçağı gibi idi. Bu sebeple bana ancak bir defa yaklaştı ve benden hiçbir şeye de ulaşamad!. (Benimle cima'' yapamad!.) İlk kocama helalolur muyum? Bunun üzerine Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Sonraki kocan senin balcağızını tadıncaya, sen de onun balcağızını tadıncaya kadar ilk kocana helal olmazsın." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Hanımına: Sen bana haramsın, diyen kimsenin hükmü. el-Hasen: Bu, onun niyetine göredir, demiştir." Yani onun bu sözü kocanın niyetine göre yorumlanır. Muallak olarak gelen bu rivayeti Beyhaki, mevsul olarak rivayet etmiştir. Bizler de bunu a!'i bir sened ile "Buhari'nin hocası Muhammed İbn Abdullah el-Ensari'nin cuzünde" rivayet ettik. Muhammed İbn Abdullah dedi ki: Bize elEş'as, el-Hasen'den naklen: Haramsın diyen kimse hakkında dedi ki: "Eğer bu sözüyle yemini kastetmişse yemindir, talak niyet etmişse taıaktır." Bunu ayrıca Abdurrezzak da bir başka yoldan, el-Hasen'den diye rivayet etmiştir. Nehai, Şafii ve İshak da böyle demiştir. Buna yakın bir rivayet İbn Mesud, İbn Ömer ve TavCıs'tan da gelmiştir. Nevevi de bu görüşü benimsemiş olmakla birlikte şöyle demektedir: Eğer bu sözüyle tek bir talak niyet etmişse bu bain bir taıaktır. el-Evzai ile Ebu Sevr ise "haram" sözü bir yemindir, keffarette bulunulur, demişlerdir. Buna yakın bir açıklama Ebu Bekr, Ömer, Aişe, Said İbn el-Müseyyeb, Ata ve TavCıs'tan da rivayet edilmiştir. Ebu Sevr ise yüce Allah'ın: "Allah'ın sana helal kıldığı şeyi niçin haram edersin?"(Tahrim, 1) buyruğunun zahirini delil göstermiştir. Ebu Kılabe ile Said İbn Cübeyr de şöyle demektedirler: Kim hanımına seri bana haramsın diyecek olursa, zihar keffaretinde bulunması gerekir. Benzeri bir görüş Ahmed'den de rivayet edilmiştir. Tahavi de şöyle demektedir: Muhtemelen onlar bu sözleriyle eğer bunu söyleyen kişi zihar yapmayı kastetmişse zihar yapmış olur. Ziharı niyet etmemişse ağırlaştırılmış yemin keffaretinde bulunur. Bu da zihar keffaretidir. Yoksa gerçek manada bir zihar yapmış olmaz. Ancak bunun böyle olma ihtimali bir parça uzaktır. Ebu Hanife ve iki arkadaşı da şöyle demektedir: f:iharı kastetse dahi zihar yapmış olmaz. Ali, Zeyd İbn Sabit, İbn Ömer, el-Hakem ve İbn Ebi Leyla'dan, haram kılmak hususunda şöyle dedikleri rivayet edilmiştir: Bu, hanımını üç defa boşaması demektir. Ona niyetinin ne olduğu da sorulmaz. Malik de böyle demiştir. Mesruk, eş-Şa'bi ve Rabia'dan, bunda bir şey gerekmez dedikleri nakle• dilmiştir. Bu mesele hakkında seleften pek çok görüş ayrılığı nakledilmiştir. Müfessir Kurtubı bunları on sekize kadar ulaştırmıştır. Kurtubi dedi ki: Mezhebimize mensup kimi ilim adamları şöyle demiştir: Bu husustaki görüş ayrılığının sebebi, Kur'an-ı Kerim'de açık bir ifadenin, sünnette de bu meselenin hükmüne dair itimat olunacak sahih ve zahir (açık) bir nassın bulunmamasıdır. Bundan dolayı ilim adamlarının her biri bir taraftan tutup çekmiştir. (1) Asl olan, zimmetin beraetidir, delilini esas alanlar onun bir şey yapması gerekmez, demişlerdir. Bu bir yemindir, diyenler yüce Allah'ın: "Ey Nebi. .. Allah'ın sana helal kıldığı şeyi niçin haram edersin?"(Tahrim, 1) buyruğundan sonra: "Allah size yeminlerinizi çözme yolunu göstermiştir."(Tahrim, 2) buyruğunun zahirini delil almışlardır. (2) Bu bir yemin olmamakla birlikte keffarette bulunmak icab eder, diyenler de görüşlerini yeminin haram kılmak anlamına geldiğine bina etmişlerdir. Bu mana dolayısıyla keffaret gerekir. (3) Bu sözle ric'ı bir talak olur, diyenler sözü zahir anlamlarının asgarisi hakkında yorumlamışlardır. Kadının erkeğe haram olmasının asgarisi ise ona ric'at yapmadığı sürece ilişki kurmayı haram kılan bir taıaktır. (4) Kadının bain olduğunu söyleyenler, akdi yenilemediği sürece onunla ilgili haram kılmanın devam etmesini göz önünde bulundurmalarından dolayı böyle söylemişlerdir. (5) Üç talak olur, diyenler ise sözü gelmesi muhtemel anlamların en ilerisine göre yorumlamışlardır .• (6) Bunun bir zihar olduğunu kabul edenler, haram kılışın anlamına bakmış ve talakı göz önünde bulundurmamışlardır. Bundan dolayı bunlara göre de mesele zihardan ibarettir. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. "Böyle birisi yemeği haram kılana benzemez. Çünkü yemek için helal ve haram denilmez. Fakat boşanan kadın hakkında haram tabiri kullanılır. Üç talak hakkında da yüce Allah: "Ondan sonra başka bir koca ile nikahlanmadıkça ona helal olmaz."(Bakara, 230) diye buyurmaktadır." el-Mühelleb dedi ki: Yüce Allah'ın onların yükümlülüklerini hafiflettiği hususlar ile ilgili olarak bu ümmetin üzerindeki nimetlerinden birisi de şudur: Kendilerinden öncekiler kendi nefislerine bir şeyi haram kıldıkları takdirde o şeyonlara haram kılınırdl. Nitekim Yakub aleyhisselam hakkında böyle olmuştu. Ancak yüce Allah bu ümmetin yükünü hafifletti ve onlara Allah'ın kendileri için helal kılmış olduğu herhangi bir şeyi kendilerine haram kılmalarını yasakladı. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Ey iman edenler! Allah'ın size helal kıldığı o en temiz ve en güzel şeyleri haram kılmayın."(Maide, 87) İlim adamları kendi nefsine herhangi bir şeyi haram kılan kimse hakkında farklı görüşlere sahiptir. Şafii: Eğer karısını ya da cariyesini kendisine haram kılıp ne boşamayı, ne de ziharı, ne de azad etmeyi kastetmemişse yemin keffaretinde bulunması gerekir. Şayet yiyecek ve içecek bir şeyi haram kılacak olursa bu bir lağv (boş bir sözıdır. Ahmed şöyle demektedir: Bütün bu hallerde yemin keffaretinde bulunması gerekir. Bu rivayette geçen: "Bana sadece bir defa yaklaştı" sözü ile ilgili olarak elHalil şöyle demektedir: Buradaki "heneh" lafzı ismen anılmasından utanılan şeyler hakkında kinayeli olarak kullanılan bir sözdür. İbnu't-Tin der ki: Burada benimle sadece bir defa cima'' etti demektir. Erkeğin karısına yaklaşmasını anlatmak üzere "hennemraetehO" denilir)
ہم سے محمد بن سلام نے بیان کیا، کہا ہم سے ابومعاویہ نے بیان کیا، کہا ہم سے ہشام بن عروہ نے بیان کیا، ان سے ان کے والد نے اور ان سے عائشہ رضی اللہ عنہا نے بیان کیا کہ ایک شخص رفاعی نے اپنی بیوی ( تمیمہ بنت وہب ) کو طلاق دے دی، پھر ایک دوسرے شخص سے ان کی بیوی نے نکاح کیا لیکن انہوں نے بھی ان کو طلاق دے دی۔ ان دوسرے شوہر کے پاس کپڑے کے پلو کی طرح تھا۔ عورت کو اس سے پورا مزہ جیسا وہ چاہتی تھی نہیں ملا۔ آخر عبدالرحمٰن نے تھوڑے ہی دنوں رکھ کر اس کو طلاق دے دی۔ اب وہ عورت نبی کریم صلی اللہ علیہ وسلم کے پاس آئی اور عرض کیا کہ یا رسول اللہ! میرے شوہر نے مجھے طلاق دے دی تھی، پھر میں نے ایک دوسرے مرد سے نکاح کیا۔ وہ میرے پاس تنہائی میں آئے لیکن ان کے ساتھ تو کپڑے کے پلو کی طرح کے سوا اور کچھ نہیں ہے۔ کل ایک ہی بار اس نے مجھ سے صحبت کی وہ بھی بیکار ( دخول ہی نہیں ہوا اوپر ہی اوپر چھو کر رہ گیا ) کیا اب میں اپنے پہلے خاوند کے لیے حلال ہو گئی؟ آپ صلی اللہ علیہ وسلم نے فرمایا کہ تو اپنے پہلے خاوند کے لیے حلال نہیں ہو سکتی جب تک دوسرا خاوند تیری شیرینی نہ چکھے۔
‘আয়িশাহ (রাঃ) হতে বর্ণিত। তিনি বলেন, এক ব্যক্তি তার স্ত্রীকে তালাক দিলে সে স্ত্রী অন্য স্বামীকে বিবাহ করে। পরে সেও তাকে তালাক দেয়। তার লিঙ্গ ছিল কাপড়ের কিনারা সদৃশ। সুতরাং মহিলা তার থেকে নিজের মনস্কামনা পূর্ণ করতে পারল না। দ্বিতীয় স্বামী অবিলম্বে তালাক দিলে সে মহিলা নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম-এর নিকট এসে বলল, হে আল্লাহর রাসূল! আমার প্রথম স্বামী আমাকে ত্বলাক (তালাক)ব দিলে আমি অন্য স্বামীর সঙ্গে বিয়ে বন্ধনে আবদ্ধ হই। এরপর সে আমার সঙ্গে সঙ্গত হয়। কিন্তু তার সঙ্গে কাপড়ের কিনারা সদৃশ বৈ কিছুই নেই। তাই সে একবারের অধিক আমার নিকটস্থ হল না এবং আপন মনস্কামনা সিদ্ধ করতে সক্ষম হল না। এরূপ অবস্থায় আমি আমার প্রথম স্বামীর জন্য বৈধ হব কি? রাসূলুল্লাহ সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম বললেনঃ তুমি ততক্ষণ পর্যন্ত তোমার প্রথম স্বামীর জন্য হালাল হবে না, যতক্ষণ না দ্বিতীয় স্বামী তোমার কিছু স্বাদ উপভোগ করে, আর তুমিও তার কিছু স্বাদ আস্বাদন কর। [২৬৩৯] আধুনিক প্রকাশনী- ৪৮৭৯, ইসলামিক ফাউন্ডেশন
ஆயிஷா (ரலி) அவர்கள் கூறியதாவது: ஒரு மனிதர் தம் மனைவியை மணவிலக்குச் செய்துவிட்டார். ஆகவே அவள் வேறொருவரை மணந்து கொண்டாள். பிறகு அவரும் மணவிலக்குச் செய்துவிட்டார். (இரண்டாவதாக மணந்த) கணவருக்கு இந்த (முகத்திரையின்) குஞ்சத்தைப் போன்றுதான் (இனஉறுப்பு) இருந்தது. அந்தக் கணவரிடமிருந்து தான் விரும்பிய எ(ந்தச் சுகத்)தையும் அவள் அனுபவிக்கவில்லை. வெகு விரைவில் அவளை அவர் மணவிலக்குச் செய்தும் விட்டார். ஆகவே, அவள் நபி (ஸல்) அவர்களிடம் சென்று, ‘‘அல்லாஹ்வின் தூதரே! என் கணவர் என்னை மணவிலக்குச் செய்துவிட்டார். பிறகு நான் இன்னொருவரை மணந்துகொண்டேன். அவர் என்னருகில் வந்தார். ஆனால், அவருக்கு இந்த (முகத்திரையின்) குஞ்சத்தைப் போன்றுதான் (இன உறுப்பு) இருந்தது. அவர் என்னை ஒரு முறைதான் நெருங்கினார். என்னிடமிருந்து அவர் எ(ந்தச் சுகத்)தையும் அனுபவிக்கவில்லை. ஆகவே, நான் என் முதல் கணவருக்கு அனுமதிக்கப்பட்டவளாக ஆவேனா?” என்று கேட்டாள். (ஆனால், இந்தக் குற்றச்சாட்டை கணவர் மறுத்தார்.) எனவே, அல்லாஹ்வின் தூதர் (ஸல்) அவர்கள், ‘‘உன் இரண்டாவது கணவர் உன்னிடம் (தாம்பத்திய) இன்பத்தை அனுபவிக்கும்வரையிலும் நீ அவரிடம் (தாம்பத்திய) இன்பத்தை அனுபவிக்கும் வரையிலும் நீ உன் முதல் கணவருக்கு அனுமதிக்கப்பட்டவளாக ஆகமாட்டாய்” என்று கூறினார்கள்.20 அத்தியாயம் :