عَنْ عَائِشَةَ ، قَالَتْ : " كَانَتْ إِحْدَانَا إِذَا كَانَتْ حَائِضًا ، أَمَرَهَا النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْ تَأْتَزِرَ فِي فَوْرِ حَيْضَتِهَا ، ثُمَّ يُبَاشِرُهَا ، وأيُّكمْ يَمْلِكُ إِرْبَهُ كَمَا كانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عليْهِ وَسلَّمَ يَمْلِكُ إِرْبَهُ ؟ "
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْجَرَّاحِ قَالَ : حَدَّثَنَا أَبُو الْأَحْوَصِ ، عَنْ عَبْدِ الْكَرِيمِ ، ح وَحَدَّثَنَا أَبُو سَلَمَةَ يَحْيَى بْنُ خَلَفٍ قَالَ : حَدَّثَنَا عَبْدُ الْأَعْلَى ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ ، ح وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ قَالَ : حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُسْهِرٍ ، عَنِ الشَّيْبَانِيِّ جَمِيعًا ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْأَسْوَدِ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ عَائِشَةَ ، قَالَتْ : كَانَتْ إِحْدَانَا إِذَا كَانَتْ حَائِضًا ، أَمَرَهَا النَّبِيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ أَنْ تَأْتَزِرَ فِي فَوْرِ حَيْضَتِهَا ، ثُمَّ يُبَاشِرُهَا ، وأيُّكمْ يَمْلِكُ إِرْبَهُ كَمَا كانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عليْهِ وَسلَّمَ يَمْلِكُ إِرْبَهُ ؟
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْجَرَّاحِ، حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ، عَنْ عَبْدِ الْكَرِيمِ، ح وَحَدَّثَنَا أَبُو سَلَمَةَ، يَحْيَى بْنُ خَلَفٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ، ح وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُسْهِرٍ، عَنِ الشَّيْبَانِيِّ، جَمِيعًا عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الأَسْوَدِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ كَانَتْ إِحْدَانَا إِذَا كَانَتْ حَائِضًا أَمَرَهَا النَّبِيُّ ـ ﷺ ـ أَنْ تَأْتَزِرَ فِي فَوْرِ حَيْضَتِهَا ثُمَّ يُبَاشِرُهَا وَأَيُّكُمْ يَمْلِكُ إِرْبَهُ كَمَا كَانَ رَسُولُ اللَّهِ ـ ﷺ ـ يَمْلِكُ إِرْبَهُ
It was narrated that 'Aishah said:"If one of us was menstruating, the Messenger of Allah would tell her to tie her waist-wrapper around herself if the bleeding was heavy, then he would embrace her. And who among you can control his desire as the Messenger of Allah used to control his desire?
Telah menceritakan kepada kami [Abdullah Ibnul Jarrah] berkata, telah menceritakan kepada kami [Abu Al Ahwash] dari [Abdul Karim]. Dan menurut jalur yang lain; Telah menceritakan kepada kami [Abu Salamah Yahya bin Khalaf] berkata, telah menceritakan kepada kami [Abdul A'la] dari [Muhammad bin Ishaq]. Dan menurut jalur yang lain; Telah menceritakan kepada kami [Abu Bakr bin Abu Syaibah] berkata, telah menceritakan kepada kami [Ali bin Mushir] dari [Asy Syaibani] semuanya dari [Abdurrahman Ibnul Aswad] dari [Bapaknya] dari [Aisyah], ia berkata; "Jika salah seorang dari kami haid, maka Nabi shallallahu 'alaihi wasallam memerintahkan kepadanya untuk mengenakan kain sarung (antara pusar dan apa yang di bawahnya) baru Rasulullah mencumbuinya. Dan hendaklah kalian menguasai syahwatnya sebagaimana Rasulullah shallallahu 'alaihi wasallam menguasainya
Aişe (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre şöyle deniştir: Biz'den birisi hayızlı olduğu zaman Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona; hayızmın şiddetli zamanında izar kuşanmasını emreder, sonra ona mübaşeret ederdi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) nefsine hakim olduğu gibi hanginiz nefsine hakim olabilir? Kütüb-i Sitte sahiplerinin hepsi bu hadisi rivayet etmişlerdir. AÇIKLAMA : Hadiste geçen bazı kelimeleri açıklayalım: Fevr: Bir şeyin başlangıcı, şiddeti ve çoğu anlamına gelir. Burada ''Hayzın Fevri'' ile kanın en çok ve en şiddetli akması kasdedilmiştir. Bazı rivayetlerde; FEVRİ HAYDETİHA yerine; FEVH HAYDETİHA bulunur, aynı manayı ifade eder. İrb: Bu kelime iki manaya muhtemeldir. Birisi ihtiyaç anlamıdır, İrb, Ereb, İrbe ve Me'rebe kelimelerinin hepsi aynı manada kullanılır. ''irb''in bir ikinci manası organdır. Ve tenasül uzvundan kinayedir. Nihaye'de beyan edildiğine göre hadisçilerin bir kısmı da hadiste geçen kelimeyi ''irb'' olarak rivayet etmişlerse de hadisçilerin ekserisi ''Ereb'' olarak rivayet etmişler ve bununla ihtiyaç anlamını kasdetmişlerdir. Hattabi, ''Ereb'' rivayetini tercih etmiş ve ''irb'' rivayetini inkar ederek, böyle söyleyenleri kınamıştır. El-Ubbi: ''irb'' tenasül organı ile ihtiyaç anlamlarına gelebilir. Hattabi tenasül organı anlamında kullanılması nedeniyle ''irb'' rivayetini reddedip böyle söyleyenleri kınamıştır. Halbuki ''irb'' kelimesi Hattabi'nin tasvip ettiği ''Ereb'' kelimesi gibi ihtiyaç .anlamını da ifade eder. ''irb'' rivayeti, cinsi münasebet şehvetinden kinaye olduğu için bunda bir tekellüf yoktur.' demiştir. Hadisin bu fıkrasından maksad şudur; Nebi (s.a.v.l bel'den aşağı peştemal gibi bir elbiseyle örtünen zevcesiyle aynı yatakta yattığı halde, yasak olan cinsi münasebette bulunmamaktan emin idi. Nefsine hakimdi. Hanginiz onun gibi nefsine hakim olabilir. Mübaşeret: Teni tene değdirmektir. Cinsi münasebet manasında da kullanılıyor ise de buradaki mübaşeretten maksad, o değil, öpmek, oynaşmak ve benzeri şehvani davranışlardır. İ'tizar: izar giymektir. İzar, göbekten diz kapaklarının altına kadar olan, vücudu örten giyeceğe denir. İzar, eteklik, peştemal, çarşaf ve benzeri şeyler olabilir. Hadis, Nebi (s.a.v.)'in, hayızlı zevceleri izar giydikleri zaman onlara mübaşeret ettiğine delalet eder. Hayızlı kadına mübaşeretin çeşitleri vardır: 1- Cinsi münasebette bulunmak suretiyle olan mübaşerettir. Bu nevi mübaşeret, kitab, sünnet ve icma' ile haram kılınmıştır. Bir müslüman, bunun helal olduğunu itikad ederse kafir olur. Haram olduğuna inandığı halde, bile bile yaparsa büyük bir günah işlemiş olur. Derhal tevbe etmesi ve kefaret vermesi gerekir. Kefaret durumunu 123 nolu babta inşaaIlah anlatacağız. 2- Göbekten yukarı ve diz kapağından aşağı yerlere mübaşerettir. Bu, icma' ile helaldır. Ubeyde Es-Eselmani ve başkasının bu nevi mübaşereti caiz görmemelerine dair yapılan rivayet şayanı kabul değildir, münkerdir, tanınmıyor. Faraza böyle bir rivayet sahih olsa bile Kütüb-i Sitte'de rivayet olunan sahih hadislerle merduddur. 3- Göbek ile diz kapağı arasında yapılan ve cinsi münasebet dışında kalan mübaşerettir. Bu tür mübaşeret hakkında alimlerin üç görüşÜ vardır: a-Ebu Hanife, Malik, Said bin El-Müseyyeb, Şüreyh, Tavus, Ata', Süleyman bin Yesar ve Katade'ye göre cima endişesi bulunsun, bulunmasın bu nevi mübaşeret mutlaka haramdır. Ebu Yusuf'tan bir rivayet de böyledir. Şafiiler'in sahih kavli de budur. Delilleri ise bu babtaki hadislerdir. Bir de Malik'in rivayet ettiği Zeyd bin Eslem'in şu mealdeki hadisidir: 'Bir adam Nebi (s.a.v.)'e gelerek: Eşim hayızlı iken bana neyi helaldır? diye sordu. Nebi (s.a.v.) : ''İzarını iyice kuşansın. Sonra yukarısına mübaşeret edebilirsin.'' buyurdu.' b- Bu nevi mübaşeret tenzihen mekrühtur. İkrime, Mücahid, Şadi, Nehai, El-Hakem, Sevri, Evzai. Ahmed, İshak bin Rahuyye, Ebu Sevr, İbnü'l-Münzir ve Ebu Hanife'nin arkadaşı Muhammed bin El-Hasan ile Malikiler'den Asbağ'ın kavli budur. Bunların delili ise Buhari'den başka sahih hadis kitapIarında merfu' olarak rivayet olunan Enes'in şu hadisidir: ''Cima'dan başka her şeyi yapabilirsiniz.'' Nebi (s.a.v.)'in izar üzerine mübaşeret etmekle yetinmesi, kavli ve fiili hadislerinin işlerliğini korumak için müstahablık anlamına yorumlanmıştır. Nebi (s.a.v.)'in, hayızlı zevcelerine izar üzerindeki mübaşereti şehvet duygusuna ihtirasından dolayı değil, şer'i hükmün te'sisi içindir. Zevceleri müteaddid iken, hepsine hayız halinde mübaşeret etmesi, bu şer'i hükmün yayılması amacını güder. Nasıl ki, çok hanımla evlenmesinden maksadı, onlar aracılığıyla şer'i hükümleri yaymak ve her zevcenin müşahede edip iyice bellediği fiili ve kavli sünnetleri bildirmesidir. c- Kişinin, cinsi münasebette bulunma tehlikesinden eminse mübaşeret etmesi caizdir. Aksi takdirde haramdır. EI-Menhel yazarı: ''Hadisin zahirine göre izar kuşanma emri, hayzın şiddetli zamanına aittir. Böyle olunca kan şiddetini kaybettikten sonra, göbekten diz kapağına kadar olan yerleri örten izar yerine, yalnız avret mahallini örten bir elbiseyle mübaşeretin caizliği hükmü çıkar. Ebu Davud'un rivayet ettiği bir hadis, bu hükmü te'yid eder. Şöyle de olabilir: Hayızın şiddetli zamanı daha önemli olduğu için, bu devredeki mübaşeret şekli bildirilmiştir. Bu esnada izar üzerine mübaşeret caiz olunca bu devre atlatıldıktan sonra izar üzerine mübaşeretin caizliği mesele değildir. HADİSTEN ÇIKARILAN FIKIH HÜKÜMLERİ : 1- Hayızlı kadına izar üzerine mübaşeret caizdir. 2- Nefsine hakim olmayan için bu tür mübaşeretten sakınmak daha iyidir, demiştir
ام المؤمنین عائشہ رضی اللہ عنہا کہتی ہیں کہ ہم ( ازواج مطہرات ) میں سے جب کوئی حیض سے ہوتی تو نبی اکرم صلی اللہ علیہ وسلم اسے حیض کی تیزی کے دنوں میں تہبند باندھنے کا حکم دیتے، پھر اس کے ساتھ لیٹتے، اور تم میں سے کس کو اپنی خواہش نفس پر ایسا اختیار ہے جیسا کہ رسول صلی اللہ علیہ وسلم کو تھا؟ ۱؎۔
। আয়িশাহ (রাঃ) থেকে বর্ণিত। তিনি বলেন, আমাদের কারো হায়েয শুরু হলে নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম তাকে তার লজ্জাস্থানে শক্ত করে পাজামা বাঁধার নির্দেশ দিতেন, অতঃপর তিনি তার সাথে আলিঙ্গন করতেন। তোমাদের মধ্যে এমন কে আছে যে তার প্রবৃত্তিকে বশে রাখতে পারে, যেমন রাসূলুল্লাহ সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম তাঁর প্রবৃত্তিকে বশে রাখতে সক্ষম ছিলেন