عَنْ أُمِّ حَبِيبَةَ بِنْتِ جَحْشٍ ، قَالَتْ : كُنْتُ أُسْتَحَاضُ حَيْضَةً كَثِيرَةً طَوِيلَةً ، قَالَتْ : فَجِئْتُ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَسْتَفْتِيهِ وَأُخْبِرُهُ ، قَالَتْ : فَوَجَدْتُهُ عِنْدَ أُخْتِي زَيْنَبَ ، قَالَتْ : قُلْتُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ لِي إِلَيْكَ حَاجَةً ، قَالَ : " وَمَا هِيَ ؟ أَيْ هَنْتَاهُ " قُلْتُ : إِنِّي أُسْتَحَاضُ حَيْضَةً طَوِيلَةً كَبِيرَةً ، وَقَدْ مَنَعَتْنِي الصَّلَاةَ وَالصَّوْمَ ، فَمَا تَأْمُرُنِي فِيهَا ؟ قَالَ : " أَنْعَتُ لَكِ الْكُرْسُفَ ، فَإِنَّهُ يُذْهِبُ الدَّمَ " قُلْتُ : هُوَ أَكْثَرُ
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى قَالَ : حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ إِمْلَاءً عَلَيَّ مِنْ كِتَابِهِ ، وَكَانَ السَّائِلُ غَيْرِي ، قَالَ : أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ عَقِيلٍ ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ طَلْحَةَ ، عَنْ عِمْرَانَ بْنِ طَلْحَةَ ، عَنْ أُمِّ حَبِيبَةَ بِنْتِ جَحْشٍ ، قَالَتْ : كُنْتُ أُسْتَحَاضُ حَيْضَةً كَثِيرَةً طَوِيلَةً ، قَالَتْ : فَجِئْتُ إِلَى النَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ أَسْتَفْتِيهِ وَأُخْبِرُهُ ، قَالَتْ : فَوَجَدْتُهُ عِنْدَ أُخْتِي زَيْنَبَ ، قَالَتْ : قُلْتُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ لِي إِلَيْكَ حَاجَةً ، قَالَ : وَمَا هِيَ ؟ أَيْ هَنْتَاهُ قُلْتُ : إِنِّي أُسْتَحَاضُ حَيْضَةً طَوِيلَةً كَبِيرَةً ، وَقَدْ مَنَعَتْنِي الصَّلَاةَ وَالصَّوْمَ ، فَمَا تَأْمُرُنِي فِيهَا ؟ قَالَ : أَنْعَتُ لَكِ الْكُرْسُفَ ، فَإِنَّهُ يُذْهِبُ الدَّمَ قُلْتُ : هُوَ أَكْثَرُ فَذَكَرَ نَحْوَ حَدِيثِ شَرِيكٍ
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، - إِمْلاَءً عَلَىَّ مِنْ كِتَابِهِ وَكَانَ السَّائِلُ غَيْرِي - أَنْبَأَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ عَقِيلٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ طَلْحَةَ عَنْ عُمَرَ بْنِ طَلْحَةَ عَنْ أُمِّ حَبِيبَةَ بِنْتِ جَحْشٍ قَالَتْ كُنْتُ أُسْتَحَاضُ حَيْضَةً كَثِيرَةً طَوِيلَةً . قَالَتْ فَجِئْتُ إِلَى النَّبِيِّ ـ ﷺ ـ أَسْتَفْتِيهِ وَأُخْبِرُهُ . قَالَتْ فَوَجَدْتُهُ عِنْدَ أُخْتِي زَيْنَبَ . قَالَتْ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ لِي إِلَيْكَ حَاجَةً . قَالَ " وَمَا هِيَ أَىْ هَنْتَاهْ " . قُلْتُ إِنِّي أُسْتَحَاضُ حَيْضَةً طَوِيلَةً كَبِيرَةً وَقَدْ مَنَعَتْنِي الصَّلاَةَ وَالصَّوْمَ فَمَا تَأْمُرُنِي فِيهَا قَالَ " أَنْعَتُ لَكِ الْكُرْسُفَ فَإِنَّهُ يُذْهِبُ الدَّمَ " . قُلْتُ هُوَ أَكْثَرُ . فَذَكَرَ نَحْوَ حَدِيثِ شَرِيكٍ .
It was narrated that Umm Habibah bint Jahsh said:"I used to bleed continuously and heavily. I went to the Prophet asking him for advice and telling him (about my situation). I found him with my sister Zainab and said: 'o Messenger of Allah! I need to ask you something.' He said: 'What is it?' I said: 'I bleed continuously and heavily, and that is keeping me from prayer and fasting. What do you command me to do about it?' He said: 'I advise you to use a piece of cotton, for that will take away the blood.' I said: 'It is more than that.'" And he mentioned something like the Hadith of Sharik (below)
Telah menceritakan kepada kami [Muhammad bin Yahya] berkata, telah menceritakan kepada kami [Abdurrazzaq] dengan mendektekan kepadaku dari bukunya -dan orang yang bertanya bukan aku- berkata, telah memberitakan kepada kami [Ibnu Juraij] dari [Abdullah bin Muhammad bin Aqil] dari [Ibrahim bin Muhammad bin Thalhah] dari [Imran bin Thalhah] dari [Ummu Habibah binti Jahsy] ia berkata; Aku mengeluarkan darah istihadlah sangat banyak dan dalam waktu yang lama. lantas aku mendatangi Nabi shallallahu 'alaihi wasallam untuk mengabarkan dan meminta fatwa kepada beliau." Ia berkata; "Aku mendapati beliau sedang berada di sisi saudara perempuanku, Zainab. Aku pun berkata; "Wahai Rasulullah, Aku punya keperluan denganmu, " beliau bertanya: "Keperluan apa itu?" aku menjawab; "Aku mengeluarkan darah istihadlah sangat banyak dan dalam waktu yang lama, hingga hal itu menghalangiku dari shalat dan puasa, lalu apa yang engkau perintahkan?" beliau menjawab: "Hendaknya engkau menggunakan kapas, karena itu akan menghilangkan darah, " aku berkata; "Darahnya lebih banyak! " lalu ia menyebutkan sebagaimana hadits Syarik diatas
Ünımü Habibe bint-i Cahş (r.anha)'den: şöyle söylemiştir : Ben çok ve uzun zaman müstahaza oluyordum. Nihayet durumunu bildirmek ve fetva istemek için Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına geldim. O'nu kız kardeşim Zeyneb (bint-i Cahş) (r.anha)'nın yanında buldum. Ümmü Habibe (r.anha) dedi ki: Ben: Ya Resulallah! Sana ihtiyacım vardır, dedim. O: «Ey hentah ihtiyacın nedir?» diye sordu. Ben : Uzun süreli ve büyük istihaza görüyorum. Bu kan, benim namazıma ve orucuma mani oldu. Bu kan hakkında bana ne emredersin? diye sordum. O : «Ben sana pamuğun özelliğini anlatayım. Çünkü o, kanı giderir.» buyurdu. Ben: Kan çok fazladır, dedim. Bunun üzerine, Ravi Şerik'in (625 nolu) hadisinin benzerini buyurdu. Tahric: Ümmü Habibe (r.anha)'nın bu hadisini, Kütüb-i Sitte sahibIerinin hepsi, kısa ve uzun metinler halinde, rivayet etmişlerdir. AÇIKLAMA : EI-Menhel yazarı: Kendisine Ümmü Habibe dendiği gibi Ümmü Habib de deniliyor. Adı Habibe'dir. Müslim'in rivayetinde belirtildiği gibi Abdurrahman bin Avf'ın nikahı altında idi. İbn-i Abdi'l-Berr'in dediğine göre Cahş'ın; Zeyneb, Ümmü Habibe ve Hamne adında üç kızı vardı. Zeyneb, Nebi (s.a.v.)'in zevcesi idi. Ümmü Habibe, Abdurrahman bin Avf'ın zevcesi idi. Hamne de Talha bin UbeyduIIah'ın hanımı idi. Hepsi müstahaza oluyorlardı. İbnü'l-Arabi'nin dediğine göre, Nebi (s.a.v.) zamanında müstahaza olan kadın beş tane idi Hamne bint-i Cahş, Kardeşi Habibe, Fatime bint-i Ebi Hubeyş, Sehle bint Ebi Süheyl ve Mu'minlerin annelerinden (Sevde). --- Nebi s.a.v.'in bir eşi Ümmü Habibe binti Ebi Süfyandır. --- Şerik'in rivayetinde Nebi (s.a.v.), şöyle buyurmuştur: ''Müstahaza kadın, hayız günlerinde namazı bırakır. Hayız günleri bitince ğusleder ve her namaz için abdest alır, oruç tutar, namaz kılar.'' Müslim'in bir rivayetinde Ümmü Habibe (r.anha)'nın her namaz için ğuslettiği bildirilmiş ve El-Leys bin Sa'd: .Şihab, Nebi. (s.a.v.) Ümmü Habibe'ye her namaz için ğusletme emrini verdi, dememiştir. Ümmü Habibe kendiliğinden bu işi yapmıştır, der. Müslim'in bir rivayetinde: ''...ğuslet ve namaz kıl.'' emri verilmiştir. Bu emrin, bir defa ğusletmek için mi, yoksa her namaz için mi olduğu hususunda bir açıklık yoktur. Bazı rivayetlerde, Nebi (s.a.v.)'in Ümmü Habibe'ye "Her namaz için yıkama'' emri verdiği, diğer bir kısım rivayetlerde: ''Her namaz için abdest alma'' emri verdiği görülmektedir. Bazıları bu hadisin Fatime binti Ebi Hubeyş (r.anha) hadisiyle neshedildiğini söylemişlerdir. Çünkü Aişe (r.anha) , Nebi (s.a.v.)'in vefatından sonra Fatima (r.anha) hadisiyle fetva vermiş ve Ümmü Habibe (r.anha) hadisine muhalefet etmiştir. Tahavi: Ümmü Habibe (r.anha)'nın hadisi Fatime binti Ebi Hubeyş (r.anha) hadisi ile mensuhtur, demiştir. Çünkü Fatime (r.anha)'nın hadisinde, her namaz için abdest alma emri var, ğusletme emri yoktur. İki hadisin arasında görülen ihtilafı bertaraf etmek için Ümmü Habibe (r.anha)'nın hadisindeki emri mendubluk için yorumlamak daha iyidir. Beyhaki de, Rabi' tariki ile Şafii'den rivayet ettiğine göre Şafii: Resul•i Ekrem (s.a.v.) Ümmü Habibe (r.anha)'ya ğusletmek ve namaz kılmak emrini vermiştir. Her namaz için ğusletme emri onun hadisinde yoktur. Şüphesiz onun ğuslü emredildiği için değil, taat olsun, diye yapılmıştır, demiştir. Ebu Davud'un bir rivayetinde; "Nebi (s.a.v.) Ümmü Habibe (r.anha)'ya her namaz için ğusletmeyi emretti... " Fıkrası vardır. EI-Menhel yazarı: ''Hadis hafızları bu fıkraya itiraz ederek Zühri'nin sika arkadaşları bu ilaveyi zikretmemişlerdir. Zühri'nin ravilerinden yalnız İbn-i İshak'ın rivayetinde bulunur. Bu nedenle Beyhaki: ''İbn-i İshak'ın rivayeti ğalattır. Çünkü Zühri'den yapılan bütün rivayetlere muhaliftir, demiştir.'' der. MUSTAHAZA HER FARZ iÇiN ABDEST ALIR'Ml? El-Menhel yazarı şu ma'lumatı verir: ''EI-Fetih,,'te: ''İstihaza kanının hükmü, abdestsizlik hükmü gibidir. Cumhur'un görüşüne göre müstahaza kadın, her farz namaz. için abdest alır ve bir abdestle birden fazla farz namaz kılamaz. Kaza namazı da vaktinde kılınan namaz gibidir. Yani bir abdestle birden fazla kaza namazı da kılamaz. Çünkü hadiste her namaz için abdest alma emri verilmiştir. Malikiler'e göre, her farz için abdest alması vacib olmayıp, müstahabtır. Başka nedenle abdesti bozulmadığı takdird.e istihaza kanının gelmesiyle yeniden abdest alması gerekmez. Ahmed ve İshak'a göre, her farz için ğuslederse daha ihtiyatlı davranmış olur. Hanefiler'e göre, abdest, namaz vaktine bağlıdır. Dolayısıyla müstahaza kadın bir vakit. namaz için aldığı abdest ile o vaktin farzı ile, vakit çıkmadıkça dilediği kadar kazaya kalmış namazlarını da kılabilir. Hadisteki ''Her namaz için abdest almak. emrinin manası, her namaz vakti için abdest almaktır. Ahmed ve İshak'ın bu yorumu, delile muhtaçtır.'' denilmiştir. Hanbeliler'in mezhebi, Hanefiler'in mezhebi gibidir. Delilleri ise Ebu Hanife (rahimehullah)'dan merfu' olarak rivayet olunan şu hadistir: ''Müstahaza kadın. her namaz vakti için abdest alır. El-Menhel yazarı, bu arada başka delilleri de zikreder
ام حبیبہ بنت جحش رضی اللہ عنہا کہتی ہیں کہ مجھے بہت لمبا استحاضہ کا خون آیا کرتا تھا، میں نبی اکرم صلی اللہ علیہ وسلم کے پاس اس سے متعلق بتانے اور فتوی پوچھنے کے لیے آئی، میں نے آپ کو اپنی بہن زینب رضی اللہ عنہا کے پاس پایا، میں نے عرض کیا: اے رسول اللہ! مجھے آپ سے ایک کام ہے، آپ صلی اللہ علیہ وسلم نے فرمایا: اے خاتون! تجھے کیا کام ہے؟ میں نے کہا: مجھے ایک لمبے عرصہ تک خون آتا رہتا ہے جو نماز اور روزہ میں رکاوٹ کا سبب ہے، آپ اس سلسلے میں مجھے کیا حکم دیتے ہیں؟ آپ صلی اللہ علیہ وسلم نے فرمایا: میں تمہارے لیے روئی تجویز کرتا ہوں ( اس کو شرمگاہ پہ رکھ لیا کرو ) کیونکہ یہ خون جذب کر لے گی ، میں نے عرض کیا: خون اس سے بھی زیادہ ہے، پھر راوی نے شریک کے ہم معنی حدیث بیان کی۔
। উম্মু হাবীবা বিনতে জাহশ (রাঃ) থেকে বর্ণিত। তিনি বলেন, আমার ইস্তিহাযার রক্ত খুব বেশি দিন ধরে নির্গত হতো। আমি এ ব্যাপারে সমাধান জানতে নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম -এর নিকট এলাম এবং তাঁকে বিষয়টি অবহিত করলাম। রাবী বলেন, আমি তাঁকে আমার বোন যয়নবের নিকট পেলাম। আমি বললাম, হে আল্লাহ্র রাসূল! আপনার সাথে আমার একটি বিশেষ প্রয়োজন আছে। তিনি বলেনঃ তা কী, হে আমার প্রিয় শ্যালিকা? আমি বললাম, আমার খুব বেশি পরিমাণে দীর্ঘ সময় ধরে ইস্তিহাযার রক্ত আসে, যা আমাকে সালাত-সাওম (রোযা/রোজা/সিয়াম/ছিয়াম) থেকে বিরত রাখে। এ ব্যাপারে আপনি আমাকে কী হুকুম করেন? তিনি বলেন, আমি তোমাকে তুলার পট্টি ব্যবহারের নির্দেশ দিচ্ছি। কেননা তা রক্ত প্রতিরোধক। আমি বললাম, তা পরিমাণে আরও বেশি। পরবর্তী বর্ণনা শারীকের হাদীসের অনুরূপ।