عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : " الْإِيمَانُ يَمَانٍ ، وَالْكُفْرُ قِبَلَ الْمَشْرِقِ ، وَالسَّكِينَةُ فِي أَهْلِ الْغَنَمِ ، وَالْفَخْرُ وَالرِّيَاءُ فِي الْفَدَّادِينَ أَهْلِ الْخَيْلِ وَالْوَبَرِ "
وَحَدَّثَنِي يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ ، وَقُتَيْبَةُ ، وَابْنُ حُجْرٍ ، عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ جَعْفَرٍ ، قَالَ ابْنُ أَيُّوبَ : حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ، قَالَ : أَخْبَرَنِي الْعَلَاءُ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ ، قَالَ : الْإِيمَانُ يَمَانٍ ، وَالْكُفْرُ قِبَلَ الْمَشْرِقِ ، وَالسَّكِينَةُ فِي أَهْلِ الْغَنَمِ ، وَالْفَخْرُ وَالرِّيَاءُ فِي الْفَدَّادِينَ أَهْلِ الْخَيْلِ وَالْوَبَرِ
وَحَدَّثَنِي يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ، وَقُتَيْبَةُ، وَابْنُ، حُجْرٍ عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ جَعْفَرٍ، - قَالَ ابْنُ أَيُّوبَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ، - قَالَ أَخْبَرَنِي الْعَلاَءُ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ﷺ قَالَ " الإِيمَانُ يَمَانٍ وَالْكُفْرُ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالسَّكِينَةُ فِي أَهْلِ الْغَنَمِ وَالْفَخْرُ وَالرِّيَاءُ فِي الْفَدَّادِينَ أَهْلِ الْخَيْلِ وَالْوَبَرِ " .
وَحَدَّثَنَا الْحَسَنُ الْحُلْوَانِيُّ، حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ، حَدَّثَنَا أَبِي، عَنْ صَالِحٍ، عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ مُحَمَّدٍ، قَالَ سَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ سَعْدٍ، يُحَدِّثُ هَذَا فَقَالَ فِي حَدِيثِهِ فَضَرَبَ رَسُولُ اللَّهِ ﷺ بِيَدِهِ بَيْنَ عُنُقِي وَكَتِفِي ثُمَّ قَالَ " أَقِتَالاً أَىْ سَعْدُ إِنِّي لأُعْطِي الرَّجُلَ " .
It is narrated on the authority of Abu Huraira that the Messenger of Allah (may peace and blessings be upon him) observed:The belief is among the Yemenites, and the unbelief is towards the East, and tranquillity is among those who rear goats and sheep, and pride and simulation is among the uncivil and rude owners of horses and camels
The same hadith has been narrated on the authority of Muhammad b Sa'd and these words (are also there):The Messenger of Allah (ﷺ) gave a stroke on my neck or between my two shoulders and said: Sa'd, do you fight with me simply because I gave (a share) to a man?
Telah menceritakan kepada kami [Yahya bin Ayyub] dan [Qutaibah] serta [Ibnu Hujr] dari [Ismail bin Ja'far] berkata [Ibnu Ayyub] telah menceritakan kepada kami [Ismail] dia berkata, telah mengabarkan kepadaku [al-Ala'] dari [bapaknya] dari [Abu Hurairah] bahwa Rasulullah shallallahu 'alaihi wasallam bersabda: "Iman itu ada pada Yaman, kekufuran itu ada pada arah timur (maksudnya kaum Majusi), ketenangan ada pada penggembala kambing (maksudnya penduduk Yaman), dan kesombongan dan riya' itu ada pada orang-orang yang bersuara keras; pengembala kuda dan unta (orang badui)
Bize Yahya b. Eyyub ile Kuteybe ve İbni Hucr, İsmail b. Ca'fer'den rivayet ettiler. İbni Eyyub dedi ki: Bize İsmail rivayet etti. Dediki: Bana el-Alâ', babasından, o da Ebu Hüreyre'den naklen haber verdi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "İman Yemenlidir, küfür doğu tarafındadır. Vakar ise koyun sahiplerindedir. Böbürlenmek ve riyakarlık ise at ve deve sahibi bağırışıp çağıranıardadır. " Yalnız Müslim rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf
Bize el-Hasan el-Hulvani de tahdis etti. Bize Yakub tahdis etti, bize babam Salih'ten tahdis etti. O İsmail b. Muhammed'den (şöyle dediğini) nakletti: Muhammed b. Sa'd'ı bu hadisi tahdis ederken dinledim sonra hadisi rivayetinde dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eliyle omzumla ensem arasına dokundu sonra da: "(Onun için) savaşmak mı (istiyorsun) ey Sa'd? Ben adama veriyorum işte" buyurdu. Diğer tahric: Buhari, 1478; Müslim, 2432; Tuhfetu'l-Eşraf, 3921 DAVUDOĞLU ŞERHİ İÇİN buraya tıklayın NEVEVİ ŞERHİ (376-379 numaralı hadisler): Bu babta (376) Sa'd b. Ebu Vakkas (radıyalIahu anh)'ın rivayet ettiği hadis vardır. Hadisin lafızlarına gelince ''Allah'ın onu yüz üstü ateşe yıkması korkusuyla" ibaresindeki 'bnu yıkması" fiilindeki zamir kendisine bir şeyler verilen kimseye aittir. Yani ben kendisine bir şeyler verilmeyecek olursa kafir olacağından korktuğum için ona bir şeyler vermekle kalbini ısındırıyorum, demektir. (377) "Bir grup kişiye bir şeyler verdi" ibaresindeki "raht" topluluk demektir. Asıl anlamı on kişiden az topluluk içindir. "Halbuki o aralarında en beğendiğim kişi idi" ifadesi benim inancıma göre en faziletlileri, en salih olanları idi, demektir. (2/180) "Muhakkak ben onu bir mümin olarak görüyorum" yani ben onu böyle biliyorum. Buradaki "onu görüyorum" fiilin hemzesinin fethalı okunması gerekir. Ötreli okunması caiz değildir. (Ötreli okunması halinde öyle zannediyorum, bana öyle görünüyor anlamında olur.) Çünkü kendisi "onun hakkında bildiklerime yenik düştüm" demiş ve üç defa Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e müracaat etmiştir. Eğer bu hususta inancı kesin olmamış olsaydı tekrar tekrar ona müracaat etmezdi. (378) "Salih'ten, o İbn Şihab'dan dedi ki: Bana Amir b. Sa'd tahdis etti." Bu üç kişi birbirinden rivayet• nakleden tabiinden üç zattır. Aynı zamanda bu büyüklerin küçüklerden rivayeti türündendir. Çünkü Salih, ez-Zühri'den yaşça daha büyüktür. Hadislerin Fıkhi ve Anlamları 1- İman ile İslam arasında fark vardır. Bu mesele hakkında uzunca bir görüş ayrılığı ve açıklamalar yapılmıştır. Bu meseleye dair açıklama ve geniş izahlar iman bölümünün baş taraflarında geçmiş bulunmaktadır. 2- Hak ehli olanların kalp ile itikatIa birlikte olmadığı sürece dil ile ikrarın faydası yoktur, şeklindeki görüşlerine delil vardır. Hak ehlinin bu görüşü de ikrar yeterlidir diyen Kerramiye'nin ve aşırı Mürcie'nin görüşüne muhaliftir. Onların bu görüşü ise açık bir hatadır. Müslümanların icmaı, bu nitelikleri taşıyan münafıkların kafir olduklarına dair naslar bunu reddetmektedir. 3- Haram olmayan hususlarda yöneticiler nezdinde şefaatte bulunmak mümkündür (iltimas yapılabilir). 4- Aynı hususta kendisine bir şeyler söylenen kişiye bunu tekrarlamak caizdir. 5- Fazileti daha az olanın daha faziletli olana masıahat olarak gördüğü hususa dikkat çekmesi caizdir. 6- Üstün (fazilet sahibi) kişi kendisine gösterileni kayıtsız ve şartsız kabul etmez. Aksine onun üzerinde düşünür. Şayet belirtilen görüşün maslahatı açıkça görülmezse gereğini yapmaz. 7 - Hakkında kesin bilgi olmadığı hususlarda kesin kanaat belirtmeyi terk etmek ve işi sağlamca araştırmak gerekir. 8- İmam, malı Müslümanların maslahatı uğrunda önem sırasına göre harcar. 9- Aşere-i mübeşşere ve benzerleri gibi hakkında nas sabit olmuş kimseler dışında muayyen olarak herhangi bir kimsenin cennetlik olduğuna kesin hüküm vermemek. Bu ehl-i sünnet tarafından üzerinde icma olunmuş bir hükümdür. ResululIah {Sallallahu aleyhi ve Sellemı'in: "Yahut müslümandır" buyruğunda mümin olduğu inkar edilmemektedir. Bunun anlamı kesin olarak iman sahibi olduğunu söylemenin yasaklanması ve böyle bir kimse için Müslüman demenin daha uygun olduğuna dikkat çekilmesidir. Çünkü İslam zahirin hükmü gereğince bilinen bir husustur. İman ise içte gizlidir, onu yüce Allah'tan başkası bilemez. et-Tahrir sahibi ise, bu hadiste o adamın mümin olmadığına bir işaret bulunduğunu ileri sürmüş ise de, durum onun zannettiği gibi değildir. Aksine hadiste onun mümin olduğuna işaret vardır. Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Sa'd'a verdiği cevabında: "Ben adama başkasını ondan daha çok sevdiğim halde bir şeyler veririm" buyurmuştur. (2/181) Yani ben imanı zayıf olduğu için kafir olacağından korktuğum kimseye bir şeyler verirken, kalbinin iman ile huzur bulmuş ve imanı sapasağlam olduğunu bildiğim için, kendisini daha çok sevdiğim diğerlerine bir şeyler vermem. Müslim (rahimehullah)'ın babın başında (376): "Bize İbn Ebu Ömer tahdis etti. Bize Süfyan, ez-Zühri'den tahdis etti. O Amir'den" Senedi hakkında Ebu Ali el-Gassani şöyle demektedir: Hafız Ebu Mesud ed-Dımaşki dedi ki: Bu hadisi ancak Süfyan b. Uyeyne, Mamer'den, o ez-Zühri'den diye rivayet etmektedir. el-Humeydi, Said b. Abdurrahman ve Muhammed b. el-Cürcani böyle demişlerdir. Hepsi de Süfyan'dan, o Mamer' den, o ez-Zühri' den onun isnadıyla rivayet etmektedirler. Süfyan'dan mahfuz olan işte budur. Aynı şekilde Ebu'l-Hasan ed-Darakutni de el-İstidrakat adlı eserinde böyle demiştir. Derim ki: Bunların bu isnat hakkında bu söyledikleri ile ilgili olarak şöyle denilebilir: Bu hususta onlara muvafakat etmek gerekmez. Çünkü Süfyan'ın bu hadisi bir defa ez-Zühri'den, bir başka sefer Ma'mer'den, o ez-Zührı'den diye duymuş olması ve her iki şekilde de rivayet etmiş olması ihtimali vardır. Bu durumda bunların biri diğerini olumsuz olarak etkilemez. Fakat onların söylediklerini gerektiren birtakım hususlar birbirine eklenmiş bulunmaktadır. Süfyan'ın tedlis yapan bir ravi olup, burada "an" lafzmı kullanmış olması, ondan rivayet nakledenlerin çoğunlukla bunu Ma'mer' den diye rivayet etmiş olmaları bunu gerektiren hususlardandır. Bunlara daha önce kaydettiğimiz şu şekilde cevap verilebilir: Müslim (rahimehullah) tedlis yapan bir raviden "an" diye rivayet etmiş ise kendisinden an lafzı ile rivayet ettiği kişiden dinlemiş olduğu sabit olmadıkça rivayet nakletmez. Durum her ne olursa olsun isnat ile ilgili bu söylenenlerin metin üzerinde bir etkisi yoktur. (2/182) Çünkü metin her durumda sahih ve muttasıldır. Allah en iyi bilendir
علاء ( بن عبدالرحمان الجہنی ) نے اپنے والد سے ، انہوں نے ابو ہریرہ رضی اللہ عنہ سے روایت کی کہ رسول اللہ ﷺ نے فرمایا : ’’ ایمان یمن سے ہے ، کفر مشرق کی طرف سے ، سکون و اطمینان بھیڑ بکریاں پالنے والوں میں اور فخرو ریا شور شرابے کے عادی گھوڑے پالنے والوں اور اونی خیموں کے باسی ، چلانے والوں میں ہے ۔ ‘ ‘
(عامر بن سعد کے بھائی ) محمد بن سعد یہ حدیث بیان کرتے ہیں ، انہوں نے اپنی حدیث میں کہا : رسول اللہ ﷺ نے میری ( سعد بن ابی وقاص رضی اللہ عنہ کی ) گردن اور کندھے کے درمیان اپناہاتھ مار ، پھر فرمایا : ’’ کیا لڑائی کر رہے ہو سعد؟ کہ میں ایک آدمی کو دیتا ہوں ..... ‘ ‘
ইয়াহইয়া ইবনু আইয়ুব, কুতাইবাহ ইবনু হুজর (রহঃ) ..... আবূ হুরাইরাহ (রাযিঃ) থেকে বর্ণনা করেন যে, রাসূলুল্লাহ সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়া সাল্লাম বলেছেন, ঈমানের উৎস হচ্ছে ইয়ামানবাসীদের মধ্যে, আর কুফরের উৎস হচ্ছে পূর্ব দিকে এবং নম্রতা বকরীওয়ালাদের মধ্যে। আর অহংকার ও রিয়া চিৎকারকারী ঘোড়া ও উট পালকদের মধ্যে। (ইসলামিক ফাউন্ডেশনঃ ৯২, ইসলামিক সেন্টারঃ)
হাসান আল হুলওয়ানী (রহঃ) ..... ইসমাঈল ইবনু মুহাম্মাদ (রহঃ) হতে বর্ণিত। তিনি বলেন, আমি মুহাম্মাদ ইবনু সা'দকে এ হাদীস বর্ণনা করতে শুনেছি। তবে তিনি তার বর্ণিত হাদীসে উল্লেখ করেন যে, সা'দ (রাযিঃ) বলেন, এরপর রাসূলুল্লাহ সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম আমার ঘাড় ও বাহুর মাঝখানে সজোরে হাত রেখে বললেন, হে সাদ! তুমি কি এজন্য বিতর্ক করতে চাও? আমি কাউকে দান করি। (ইসলামিক ফাউন্ডেশনঃ ২৭৯, ইসলামিক সেন্টারঃ)