عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ، قَالَ : " إِنَّمَا سَعَى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَرَمَلَ بِالْبَيْتِ ، لِيُرِيَ الْمُشْرِكِينَ قُوَّتَهُ "
وحَدَّثَنِي عَمْرٌو النَّاقِدُ ، وَابْنُ أَبِي عُمَرَ ، وَأَحْمَدُ بْنُ عَبْدَةَ ، جَمِيعًا عَنِ ابْنِ عُيَيْنَةَ ، قَالَ ابْنُ عَبْدَةَ : حَدَّثَنَا سُفْيَانُ ، عَنْ عَمْرٍو ، عَنْ عَطَاءٍ ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ، قَالَ : إِنَّمَا سَعَى رَسُولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ وَرَمَلَ بِالْبَيْتِ ، لِيُرِيَ الْمُشْرِكِينَ قُوَّتَهُ
وَحَدَّثَنِي عَمْرٌو النَّاقِدُ، وَابْنُ أَبِي عُمَرَ، وَأَحْمَدُ بْنُ عَبْدَةَ، جَمِيعًا عَنِ ابْنِ عُيَيْنَةَ، - قَالَ ابْنُ عَبْدَةَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، - عَنْ عَمْرٍو، عَنْ عَطَاءٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ إِنَّمَا سَعَى رَسُولُ اللَّهِ ﷺ وَرَمَلَ بِالْبَيْتِ لِيُرِيَ الْمُشْرِكِينَ قُوَّتَهُ .
Ibn Abbas (Allah be pleased with them) reported:Allah. 's Messenger (peace be upon him) observed Sa'i and walked quickly round the House with a view to showing his strength to the polytheists
Dan telah menceritakan kepadaku [Amru An Naqid] dan [Ibnu Abu Umar] dan [Ahmad bin Abdah] semuanya dari [Ibnu Uyainah] - [Ibnu Abdah] berkata- Telah menceritakan kepada kami [Sufyan] dari [Amru] dari [Atha`] dari [Ibnu Abbas] ia berkata; "Sesungguhnya Rasulullah shallallahu 'alaihi wasallam berlari-lari kecil thawaf di Baitullah, hanya untuk memperlihatkan kekuatan kaum muslimin kepada kaum musyrikin
Bana Amru'n-Nâkıd ile İbni Ebî Ömer ve Ahmed b. Abde hep birden İbni Uyeyne'den rivayet ettiler. İbni Abde (Dediki): Bize Süfyân, Amr'dan, o da Atâ'dan, o da îbni Abt&s'tan naklen rivayet etti. İbni Abbâs: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Beyti ancak müşriklere kuvvetini göstermek İçin ramel ve hızla tavaf etmiştir.» demiş. İzahı: Bu hadîsi Buhâri hacc bahsinin bir-iki yerinde ve «Kitâbü'I-Megâzî»de; Ebû Dâvûd ile Nesâî hacc bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. Nevevî diyor ki: «îbni Abbâs'ın bu hadîsi bundan önceki rivayetlerle nesh edilmiştir. Çünkü îbni Abbâs hadîsi Hicretin yedinci yılında Mekke fethedilmezden önce îfâ olunan kaza Umresine aittir. O zaman müslümanlar bedenen zayıf idiler. Tavaf esnasında ramel yapmaları kuvvetli görünmek içindi. Buna iki rüknü Yemânî'den gayrı yerlerde muhtaçtılar. Çünkü müşrikler Hicr denilen yerde oturuyor, rükn-ü yemânî denilen iki köşe arasında müslümanları görmüyor, diğer köşeler arasında tavaf ederken görüyorlardı. Nebi (Sallallahu Âleyhi ve Selîem) Hicretin onuncu yılında Veda haccını îfâ ettiği vakit Hacer-i Esved'ten başlıyarak yine Haceri Esved 'e kadar ramel yapmışdır. Binâenaleyh bu son fi'liyle amel etmek vâcib olur.» Nevevî'nin bahsettiği nesh bir tur tavafın yarısında ramel yapıp yarısında yapmamaya aittir. Çünkü îbni Abbâs (Radiyallahu anh) hadîsinde iki rüknü yemânî arasında ramel yapılmaıyacağı bildirilmektedir. Bu mes'ele îmam Nevevî'nin dediği gibi nesh edilmiştir. Bugün tavafın ilk üç turunda Hacer-i Esved'den başlayarak yine onda bitmek suretiyle ramel yapılır. Hicr: Hatîm denilen yerin içidir. Hatîm Kâbe.i Muazzama'nin altın oluk tarafındaki yarım duvarla çevrilmiş yerdir. Vaktiyle bu yer Kabe'ye dahil idi. Hükmen yine Kabe'nin içinden sayıldığı cihetle tavaf Hatîmin arkasından yapılır îbni Abbâs (Radiyallahu anh): «Hem doğru söylemişler, hem yanlış» sözü ile Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in fi'li olduğunu doğru söylemişler, fakat bunun bir sünnet-i müekkede olduğu iddiasında hatâ etmişler demek istemiştir. Çünkü ona göre ramel meselesi senelerce tekrarı matlûb olan bir iş değil, küffâra kuvvetli görünmek için yalnız o seneye mahsustur. Hz. îbni Abbâs'ın mezhebi bu ise de sahabe ve tabiîn ile onlardan sonra gelen bütün ulemâ bu hususta ona muhalefet ederek tavafın ilk üç turunda ramelin sünnet olduğunu söylemişlerdir. Bu sünneti terkeden faziletten mahrum kalır. Bununla beraber tavafı yine de sahihtir. Kurban lâzım gelmez. Abdullah b. Zübeyr'e göre ramel tavafın yedi turunda da sünnetdir. Hasan-ı Basrî, Sevrî ve Mâlikiler'den Abdülmelik b. Mâcişûn'a göre tavaf esnasında rameli terk edenin kurban kesmesi gerekir. Vaktiyle İmam Mâlik'in dahî buna kail olduğu, fakat sonra rücû ettiği söylenir. Cumhur-u ulemâ'nın delili Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in veda haccında tavafın ilk üç turunu ramel ile yapıp geri kalan dört turunda alelade yürümesi ve sonra : «Hac fiillerini nasıl yapacağınızı benden alın» buyurmuş olmasıdır. İbni Abbâs (Radiyallahu anh) kendisine Safa ile Merve arasında vâsıtaya binerek sa'y yapmanın hükmü sorulduğu ve «Kavmin bunun sünnet olduğunu söylüyorlar» denildiği vakit yine: «Hem doğru söylemişler, hem yanlış» diye cevap vermiştir. Gerçi ibarede «Kezebû» lâfzı kullanılmıştır. Bunun asıl mânâsı «yalan söylemişler» demek ise de bu gibi yerlerde mezkûr kelimenin hatâ mânâsında kullanıldığını kitabımızın baş taraflarında görmüştük. Hz. İbni Abbâs bu sözüyle: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hayvan üzerinde sa'y yaptığını doğru söylemişler, fakat bunun yürümekten efdal olduğunu söylemekte hatâ etmişler. Çünkü yürümek daha faziletlidir.» demek istemiş ve Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in özürden dolayı hayvana bindiğine işaret etmiştir. Ulemâ bu kavlinde İbni Abbâs (Radiyallahu anh) ile beraberdir. Yesrib: Medîne-i Münevvere'nin câhiliyyet devrindeki ismidir. Hadîs-i şerifin muhtelif rivayetleri vardır. İsmâîlî'nin rivayetinde: «Müşrikler: Size çıplak bir kavim gelecek demişler. Onların bu sözünü Allah Nebisine bildirmiş, o da ashabına hem ramel yapmalarını, hem de âdi yürüyüşle yürümelerini emir buyurmuşdu» denilmiş: İbni Mâce'nin rivayetinde: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hudeybiye'den sonraki Umresi için Mekke'ye girmek istediği vakit ashabına: Yarın kavminiz sizi görecektir. Ama sizi zinde görmelidirler buyurmuş, Mescid-i Haram'a girdikleri vakit ashâbıyla beraber Hacer-i Esved'i istilâm ederek ramelle tavaf etmişlerdir.» buyrulmuş; Taberânî'nin rivayetinde : Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Umreye niyet edince Mekkelilerin ashabı hakkında zayıflamışlar diye söz ettiklerini duymuş ve Mekke'ye varınca ashabına : Haydi bakalım kollarınızı, paçalarınızı sıvayın da ramelle yürüyün! Tâ ki kavminiz kuvvetli olduğunuza kaani olsun, buyurmuşdur.» denilmektedir. Bir rivayette ashabın ramel yaptığını gören Küreyş kâfirlerinin: «Bunlar ceylânlar gibi adamlarmış» dedikleri bildirilmiştir
عطاء نے حضرت ابن عباس رضی اللہ تعالیٰ عنہ سے روایت کی ، کہا : رسول اللہ صلی اللہ علیہ وسلم نے صفا مروہ کی سعی اور بیت اللہ کے طواف میں رمل صرف مشرکین کواپنی ( قوم کی ) طاقت اور قوت دکھانے کے لیے کیا تھا ۔
আমর আন নাকিদ, ইবনু আবূ উমার ও আহমাদ ইবনু আবদাহ (রহঃ) ..... ইবনু আব্বাস (রাযিঃ) থেকে বর্ণিত। তিনি বলেন, রসূলুল্লাহ সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম এজন্য দ্রুত পদক্ষেপে বায়তুল্লাহ এর ত্বওয়াফ (তাওয়াফ/তওয়াফ) করেছেন- যাতে তিনি মুশরিকগণকে স্বীয় শক্তি প্রদর্শন করতে পারেন। (ইসলামিক ফাউন্ডেশন ২৯২৬, ইসলামীক সেন্টার)
இப்னு அப்பாஸ் (ரலி) அவர்கள் கூறியதாவது: அல்லாஹ்வின் தூதர் (ஸல்) அவர்கள் (ஸஃபா மற்றும் மர்வாவுக்கிடையே) தொங்கோட்டம் ஓடியதும், இறையில்லத்தைச் சுற்றிவரும் போது விரைந்து நடந்ததும் இணைவைப்பாளர்களுக்குத் தமது பலத்தைக் காட்டுவதற்காகத்தான். இந்த ஹதீஸ் மூன்று அறிவிப்பாளர் தொடர்களில் வந்துள்ளது. அத்தியாயம் :