عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حِينَ أَرَادَ حُنَيْنًا : " مَنْزِلُنَا غَدًا إِنْ شَاءَ اللَّهُ ، بِخَيْفِ بَنِي كِنَانَةَ ، حَيْثُ تَقَاسَمُوا عَلَى الكُفْرِ "
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ ، حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ ، أَخْبَرَنَا ابْنُ شِهَابٍ ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ حِينَ أَرَادَ حُنَيْنًا : مَنْزِلُنَا غَدًا إِنْ شَاءَ اللَّهُ ، بِخَيْفِ بَنِي كِنَانَةَ ، حَيْثُ تَقَاسَمُوا عَلَى الكُفْرِ
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ، حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ، أَخْبَرَنَا ابْنُ شِهَابٍ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ـ رضى الله عنه ـ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ﷺ حِينَ أَرَادَ حُنَيْنًا " مَنْزِلُنَا غَدًا إِنْ شَاءَ اللَّهُ بِخَيْفِ بَنِي كِنَانَةَ، حَيْثُ تَقَاسَمُوا عَلَى الْكُفْرِ ".
Narrated Abu Huraira:When Allah's Messenger (ﷺ) intended to carry on the Ghazwa of Hunain, he said, "Tomorrow, if Allah wished, our encamping) plaice will be Khaif Bani Kinana where (the infidels) took an oath to be loyal to Heathenism
Telah menceritakan kepada kami [Musa bin Ismail] Telah menceritakan kepada kami [Ibrahim bin Sa'd] Telah mengabarkan kepada kami [Ibnu Syihab] dari [Abu Salamah] dari [Abu Hurairah] radliallahu 'anhu, katanya, Rasulullah shallallahu 'alaihi wasallam bersabda ketika menuju Hunain; "Tempat persinggahan kita esok insya Allah di Khaif Bani Kinanah, tempat yang dipergunakan Quraisy untuk bersumpah diatas kekufuran
Ebu Hureyre r.a. dedi ki: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Huneyn'e gitmek isteyince şöyle buyurdu: Yarın inşallah konaklayacağımız yer, küfür üzere yeminleştikleri yer olan Kinane oğullarının Hayri olacaktır." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Tercı'" okuyanın harfi boğazında terdidi demektir. "Ona Akil ve Talib mirasçı oldu." Hac bahsinde ve Yunus'un, ez-Zühri'den naklettiği rivayette şu lafızia geçmişti: "Akiı, Talib ile birlikte Ebu Talib'e mirasçı olmuştu. Fakat Cafer de, Ali de ondan hiçbir miras almamışlardı. Çünkü onlar Müslüman idiler. Akil ile Talib kafirdiler." İşte bu, bu hükmün İslamın ilk dönemlerinde de bulunduğunun delilidir. Çünkü Ebu Talib hicretten önce ölmüştü. Hicret gerçekleştikten sonra Akil ile Talib'in, Ebu Talib'in geriye bıraktığı malları ellerine geçirmiş olması ihtimali de vardır. Ebu Talib Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in babası Abdullah'ın bıraktığı terikeyi de eline almıştı. Çünkü onun öz kardeşi idi, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem da dedesi Abdulmuttalib'in ölümünden sonra Ebu Talib'in yanında kalmıştı. Ebu Talib ölüp de arkasından hicret gerçekleşince Talib de Müslüman olmayıp, Akil'in Müslüman oluşu da gecikince her ikisi Ebu Talib'in geriye bıraktığı malı ellerine geçirdiler. Talib Bedir'den önce öldüğü halde Akil daha s.onra yaşadı. İslamın müslümanın kafirden miras almayacağı hükmü de ortaya gelince, bu mallar Akil'in elinde kalmaya devam etti. İşte Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem buna işaret etmektedir. Akil de bütün bu evleri satmış bulunuyordu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kendisine ait olanları Akil'e bırakmış olması hususunda da görüş ayrılığı vardır. Onun bunları Akil'e bir lütuf olmak üzere Akil'in elinde bıraktığı söylendiği gibi, onu İslama yaklaştırıp kalbini ısındırmak için böyle yaptığı da söylenmiştir. Cahiliye dönemi nikahları sahih kabul edildiği gibi, o dönemin tasarruflarının da sahih kabul edileceği şeklinde de açıklanmıştır. "Küfür üzere" Kureyş'in "yeminleştikleri yer." Yani Kureyşliler Haşim oğulları ile alışveriş yapmamaya, onlardan kız alıp vermemeye, onları evlerinde barındırmamaya yeminleşmiş ve Haşim oğullarını Şi'b'e sığınmak zorunda bırakmışlardı. İkinci rivayet yolunda geçen: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Huneyn'e gitmek isteyince ... buyurdu." Yani Mekke'nin fethi gazvesinde. Çünkü Huneyn gazvesi Mekke'nin fethi gazvesinin akabinde olmuştu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in konaklamak için o yeri seçmesinin sebebi ile ilgili olarak şu açıklama yapılmıştır: Bu vesile ile önceki hallerini hatırlayıp, yüce Allah'ın kendisine vermiş olduğu bu pek büyük fetihle Mekke'ye onu oradan çıkarmak istemiş olanların burunlarının yere sürtülmesine rağmen muzaffer olarak girme imkanını bulma nimetine ve kötülük yapmış olanları affetmekteki ileri mertebesini onları karşılıksız serbest bırakmak ve onlara iyilikte bulunmak ile karşılık verebilme nimetine şükretmesi içindi. Bu ise Allah'ın lutfudur, onu dilediğine verir
ہم سے موسیٰ بن اسماعیل نے بیان کیا ‘ انہوں نے کہا ہم سے ابراہیم بن سعد نے بیان کیا ‘ انہوں نے کہا ہم کو ابن شہاب نے خبر دی ‘ انہیں ابوسلمہ نے اور ان سے ابوہریرہ رضی اللہ عنہ نے بیان کیا کہ رسول اللہ صلی اللہ علیہ وسلم نے جب حنین کا ارادہ کیا تو فرمایا ”ان شاءاللہ کل ہمارا قیام خیف بنی کنانہ میں ہو گا جہاں قریش نے کفر کے لیے قسم کھائی تھی۔“
আবূ হুরাইরাহ (রাঃ) হতে বর্ণিত। তিনি বলেন, রাসূলুল্লাহ সাল্লাল্লাহু ‘আলাইহি ওয়াসাল্লাম হুনাইনের উদ্দেশে রওয়ানা হয়ে বললেন, বানী কিনানার খায়ফ নামক স্থানই হবে আমাদের আগামীকালের অবস্থানস্থল, যেখানে কাফিররা কুফরের উপর পরস্পর শপথ গ্রহণ করেছিল। [১৫৮৯] (আধুনিক প্রকাশনীঃ ৩৯৪৯, ইসলামিক ফাউন্ডেশনঃ)
அபூஹுரைரா (ரலி) அவர்கள் கூறியதாவது: அல்லாஹ்வின் தூதர் (ஸல்) அவர்கள் (மக்கா வெற்றி முடிந்து) ஹுனைன் (போருக்குச்) செல்லத் திட்டமிட்டபோது, “அல்லாஹ் நாடினால் நாளை நாம் தங்கப்போகும் இடம் “பனூ கினானா' குலத்தாரின் (முஹஸ்ஸப் எனும்) பள்ளத்தாக்கு ஆகும். அந்த இடத்தில்தான் (மக்கா குறைஷியர்) இறைமறுப்பின் மீதே (நிலைத்து) இருக்கப்போவதாகச் சபதம் செய்தார்கள்” என்று கூறினார்கள். அத்தியாயம் :