قَالَ سَمُرَةُ : " حَفِظْتُ سَكْتَتَيْنِ فِي الصَّلَاةِ ، سَكْتَةً قَبْلَ الْقِرَاءَةِ ، وَسَكْتَةً عِنْدَ الرُّكُوعِ " فَأَنْكَرَ ذَلِكَ عَلَيْهِ عِمْرَانُ بْنُ الْحُصَيْنِ فَكَتَبُوا إِلَى الْمَدِينَةِ إِلَى أُبَيِّ بْنِ كَعْبٍ ، فَصَدَّقَ سَمُرَةَ
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ خَالِدِ بْنِ خِدَاشٍ ، وَعَلِيُّ بْنُ الْحُسَيْنِ بْنِ إِشْكَابَ ، قَالَا : حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ابْنُ عُلَيَّةَ ، عَنْ يُونُسَ ، عَنِ الْحَسَنِ ، قَالَ : قَالَ سَمُرَةُ : حَفِظْتُ سَكْتَتَيْنِ فِي الصَّلَاةِ ، سَكْتَةً قَبْلَ الْقِرَاءَةِ ، وَسَكْتَةً عِنْدَ الرُّكُوعِ فَأَنْكَرَ ذَلِكَ عَلَيْهِ عِمْرَانُ بْنُ الْحُصَيْنِ فَكَتَبُوا إِلَى الْمَدِينَةِ إِلَى أُبَيِّ بْنِ كَعْبٍ ، فَصَدَّقَ سَمُرَةَ
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ خَالِدِ بْنِ خِدَاشٍ، وَعَلِيُّ بْنُ الْحُسَيْنِ بْنِ إِشْكَابَ، قَالاَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ابْنُ عُلَيَّةَ، عَنْ يُونُسَ، عَنِ الْحَسَنِ، قَالَ قَالَ سَمُرَةُ حَفِظْتُ سَكْتَتَيْنِ فِي الصَّلاَةِ سَكْتَةً قَبْلَ الْقِرَاءَةِ وَسَكْتَةً عِنْدَ الرُّكُوعِ . فَأَنْكَرَ ذَلِكَ عَلَيْهِ عِمْرَانُ بْنُ الْحُصَيْنِ فَكَتَبُوا إِلَى الْمَدِينَةِ إِلَى أُبَىِّ بْنِ كَعْبٍ فَصَدَّقَ سَمُرَةَ .
Samurah said:“I memorized two pauses in the prayer, a pause before reciting and a pause when bowing. ‘Imran bin Husain denied that, so they wrote to Al-Madinah, to Ubayy bin Ka’b, and he said that Samurah was speaking the truth.”
Telah menceritakan kepada kami [Muhammad bin Khalid bin Khidasy] dan [Ali Ibnul Husain bin Isykab] keduanya berkata; telah menceritakan kepada kami [Isma'il bin Ulayyah] dari [Yunus] dari [Al Hasan] ia berkata; [Samurah] berkata, "Dalam shalat aku menghafal ada dua saktah; sebelum bacaan dan ketika rukuk. " Namun Imran Ibnul Hushain mengingkarinya, hingga mereka mengirim surat kepada [Ubai bin Ka'ab] di Madinah, dan Ubai pun membenarkan Samurah
Hasen(-i Basri) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Semure (bin Cündüb) (r.a.)'in şöyle dediğini söylemiştir: Ben, kıraattan önce bir sekte ve rüku' zamanı bir sekte olmak üzere namazda iki sekteyi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den hıfzettim/ İmran bin el-Husayn (r.a.), onun bu sözünü kabul etmedi. Bunun üzerine (durumu) Medine'ye, Ubeyy bin Ka*b (r.a.)'e yazdılar. Ubeyy (r.a.), Semure (r.a.)'ı tasdik etti. AÇIKLAMA (844 ve 845): Semure (r.a.)'in hadisinin ikinci metnini Ebu Davud ve Darekutni de rivayet etmişlerdir. Babın başılığında ve hadiste geçen 'Sekte'den maksad, 'susmak değil, açıktan okumaya ara vermektir. Çünkü varid olan rivayetler, Nebi (s.a.v.)'in, sekte yaptığında dua ile meşgul olduğunu te'yid ederler. EI-Menhel yazarı sektelerle ilgili rivayet olunan müteaddit metinlerin açıklaması ile ilgili olarak aşağıdaki malumatı vermiştir: Semure (r.a.), bazı rivayetlerde belirtildiği gibi bu sekteleri Nebi (s.a.v.)'den hıfzetmiştir. Birinci sekte, Allahu Ekber diyerek namaz'a girildiğinde henüz kıraata başlanmadan yapılırdı. Bu sekte, biraz uzunca idi. Çünkü bu sekte esnasında Nebi (s.a.v.). varid olan dua ile meşgul olurdu. İkinci sekte, kıraattan sonra ve rüku'ya varmak için tekbir alınmadan önce yapılırdı. Bu sekte hafiftir. Çünkü kıraat ile rüku' tekbiri arasında bir ara verinceye ve nefes alıncaya kadardı. İmran bin Husayn (r.a.), Tirmizi'nin rivayetinde belirtildiği gibi Semure bin Cündüb (r.a.)'e: Biz bir sekteyi hıfzettik, diyerek iki sekte oluşunu kabul etmemiş, bunun üzerine Medine'de bulunan Ubeyy (r.a.)'e yazdıkları mektubta, Semure (r.a.)'in anlattığı husus hakkında bilgi istemişler; Ubeyy (r.a.) de Semure (r.a.)'i tasdik etmiştir. (845 nolu) Hadise göre sektelerin birincisi kıraat'a başlamadan öncedir. İkincisi de rüku' tekbirinden öncedir. 844 nolu) Hadisin sonunda ravi Said'in sorusu üzerine Katade (r.a.)'in verdiği cevaba göre birinci sekte, diğer rivayette olduğu gibi kıraat'tan öncedir. İkincisi de hadisin zahirine göre yine kıraat bittikten sonra ve rüku' tekbirinden öncedir. Fakat Katade (r.a.) : -Bu- arada Fatiha bittiği zaman sekte olur.,. demiştir. Katade (r.a.)'in sözü iki manaya muhtemeldir; 1- Katade (r.a.), kıraat'tan önce ve sonra olmak üzere iki sekte mahallini bildirdikten sonra, üçüncü bir sekte mahallinin de bulunduğunu haber vermek istemiş ve bunun yerinin de Fatiha ile sure arasında olduğunu belirtmiştir. 2- Katade (r.a.), ikinci sekte mahallinin, Fatiha kıraatı bitiminde olduğunu kasdetmiş ve bu maksadını; '...ğayril mağdubi alayhim veleddallin.' 'i okuduğu zaman, demekle açıklamıştır. Ebu Davud, namazdaki sekteler hadisini müteaddit yollardan rivayet etmiştir. Bir rivayette : -Sektelerden birisi, taharrüm tekbiri alındığı zaman, diğeri de Fatiha ve sure kıraatının bittiği zamandır." denilmiştir. Başka bir rivayette: ''İkinci sektenin yeri, Fatiha bittiği zamandır'' denilmiştir, Üçüncü bir rivayet. (844 nolu) rivayetimize benzer. Yukarıda işaret edildiği gibi bu rivayet, sekte sayısının üçe çıkarıldığına muhtemeldir. Birincisi taharrüm tekbirinden sonradır. İkincisi Fatiha ile sure arasındadır. Üçüncüsü de sure bittikten sonradır. Bu rivayetlerin arasını şöyle bulmak mümkündür: Nebi (s.a.v.) namazda üç sekte yapardl. Birincisi taharrüm tekbirinden sonra, ikincisi Fatiha'dan sonra. üçüncüsü sureden sonra idi. Semure (r.a.) bir defasında sektelerin bir kısmını haber vermiş. bir başka zaman diğerlerini bildirmiştir, İbn-i Ebi Şeybe (r.a.)'in kendi kitabında el-Hasan (r.a.)'dan rivayet ettiği şu hadis, bu uzlaşmayı te'yid eder: Peygamber (s.a.v.)'in üç sektesi vardı: İftitah tekbirini aldığı zaman, Fatiha'ya başlayıncaya kadar; Fatiha'yı bitirdiği zaman, sure'ye başlayıncaya kadar ve sure'yi bitirdiği zaman rüku yapıncaya kadar (olan zamanlarda) idi.'' Alimlerin, bu husustaki görüşleri: Şafii, Ahmed bin Hanbel, Evzai ve İshak, namazda üç sektenin müstahab olduğuna hükmetmişlerdir: Birinci sekte. taharrüm tekbirinden sonra yapılır. O esnada iftitah duası okunur. Bu sekte. imam. ona uyan ve tek başına namaz kılan için müstehabtır. İkinci sektenin yeri Fatiha'dan sonra ve sure'den öncedir. Bu sekte, imam için müstahabtır. Şafiiler ve Hanbeliler: İmam bu sekteyi yaparken, ona uyanlar o esnada Fatiha'yı okusunlar ve bu sekteden gaye budur, demişlerdir. Üçüncü sektenin yeri. kıraat bittiği zaman ve henüz rüku'ya gidilmeden yapılır. Bundan maksad, rüku' tekbiriyle kıraat arasında bir ara vermek ve namaz kılanın nefes almasıdır
حسن بصری کہتے ہیں کہ سمرہ رضی اللہ عنہ نے کہا کہ میں نے نماز میں دو سکتے یاد کئے، ایک سکتہ قراءت سے پہلے اور ایک سکتہ رکوع کے وقت، اس پر عمران بن حصین رضی اللہ عنہما نے ان کا انکار کیا تو لوگوں نے مدینہ ابی بن کعب رضی اللہ عنہ کو لکھا تو انہوں نے سمرہ رضی اللہ عنہ کی تصدیق کی۔
। আল-হাসান (রহঃ) থেকে বর্ণিত। তিনি বলেন, সামুরা (রাঃ) বলেছেন, আমি সালাতের মধ্যে নীরবতা অবলম্বনের দুটি স্থান স্মৃতিতে ধরে রেখেছিঃ একটি কিরাআত শুরু করার পূর্বে এবং অপরটি রুকূর সময়। ইমরান ইবনুল হুসাইন তা অস্বীকার করেন। তারা বিষয়টি সম্পর্কে মদিনাতে উবাই ইবনু কাব (রাঃ) কে লিখেন। তিনি সামুরা (রাঃ) এর মত সমর্থন করেন।