حَدَّثَنِي عَبْدُ اللَّهِ المُزَنِيُّ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، قَالَ : " صَلُّوا قَبْلَ صَلاَةِ المَغْرِبِ " ، قَالَ فِي الثَّالِثَةِ : " لِمَنْ شَاءَ " ، كَرَاهِيَةَ أَنْ يَتَّخِذَهَا النَّاسُ سُنَّةً
حَدَّثَنَا أَبُو مَعْمَرٍ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الوَارِثِ ، عَنِ الحُسَيْنِ ، عَنِ ابْنِ بُرَيْدَةَ ، حَدَّثَنِي عَبْدُ اللَّهِ المُزَنِيُّ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ ، قَالَ : صَلُّوا قَبْلَ صَلاَةِ المَغْرِبِ ، قَالَ فِي الثَّالِثَةِ : لِمَنْ شَاءَ ، كَرَاهِيَةَ أَنْ يَتَّخِذَهَا النَّاسُ سُنَّةً
حَدَّثَنَا أَبُو مَعْمَرٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ، عَنِ الْحُسَيْنِ، عَنِ ابْنِ بُرَيْدَةَ، حَدَّثَنِي عَبْدُ اللَّهِ الْمُزَنِيُّ، عَنِ النَّبِيِّ ﷺ قَالَ " صَلُّوا قَبْلَ صَلاَةِ الْمَغْرِبِ ـ قَالَ فِي الثَّالِثَةِ ـ لِمَنْ شَاءَ ". كَرَاهِيَةَ أَنْ يَتَّخِذَهَا النَّاسُ سُنَّةً.
Narrated `Abdullah Al Muzam:The Prophet (ﷺ) said, "Perform (an optional) prayer before Maghrib prayer." (He repeated it thrice) and the third time he said, "Whoever wants to offer it can do so," lest the people should take it as a Sunna (tradition). (See Hadith No. 277, Vol)
Telah menceritakan kepada kami [Abu Ma'mar] telah menceritakan kepada kami [Abdul Warits] dari [Al Husain] dari [Ibn Buraidah] telah menceritakan kepadaku [Abdullah Al Muzanni] dari Nabi shallallahu 'alaihi wasallam, beliau bersabda: "Shalatlah kalian sebelum maghrib, shalatlah kalian sebelum maghrib, " pada kali ketiga beliau katakan: "Bagi siapa yang ingin, " yang demikian karena beliau khawatir jangan-jangan manusia menjadikannya sunnah
Abdullah b. Muğaffel el-Müzenl'nin nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem 'Akşam namazından önce (iki rek6.t) namaz kılınız" buyurdu. Üçüncü defasında insanların bunu terk edilmez bir yol edinmelerini istemeyerek "Bu, dileyen kimse içindir" dedi. Fethu'l-Bari Açıklaması: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Yasaklamasının Haramlık İfade etmesi." Bunun manası Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den gelen yasaklık, haramlık olarak yorumlanır. Kelime haramlık konusunda hakiki manasında kullanılmıştır demektir. "Mubah olduğu" ifade akışından veya hal karinesinden (durum belirtisi) veya bu konudaki bir delilden "bilinenler hariç." "Onun emri de böyledir." Yani Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in emrine sarılmanın farzlığından dolayı ona muhalefet, -mendubluğuna veya başka bir hükme delilolmadığı sürece- haramlık ifade eder. "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in emri de böyledir." Veda haccında "İhramdan çıktıklarında" "kadınlarla ilişkiye girebilirsiniz" emrinde olduğu gibi. Çünkü Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in emri üzerine hac ihramını umreye çevirmişler ve umre ihramından çıkmışlardı. "Emir" kelimesinden maksat "yap" ve yasaklamadan maksat "yapma" ifadesidir. Bilginler sahabinin "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize şunu emretti veya yasakladı" ifadesinin ne anlama geldiği noktasında ihtilaf etmişlerdir. Selef bilginlerinin çoğunluğuna göre tercih edilen görüş, bunların arasında fark olmadığı yönündedir. Kadı Ebu Bekir b. et-Tayyib'in nakline göre imam Malik ve Şafil'nin nezdinde aksine bir delil ortaya çıkıncaya kadar emir, vücub (farzlık), yasaklama haramlık ifade eder. ibn Battal şöyle demiştir: Çoğunluğun görüşü bu doğrultudadır. Şafiilerden bir çoklarıyla başkaları şöyle demişlerdir: Emirde vacipliğe, yasaklamada haramlığa delil bulununcaya kadar emir mendubluk, yasaklık mekruhluk ifade eder. Onlardan birçok bilgin ise görüş bildirmeyip, durmayı tercih etmiştir. Onların durmalarının sebebi emir kipinin vücub, mendubluk, mubahlık, yol gösterme (irşad) ve başka anlamlara gelmesinden dolayıdır. Çoğunluğun deliline göre kendisine emredilen şeyi yapan kimse övgüyü hak eder. Terkeden kişi ise kınanmaya layık olur. Yasaklıkta ise bunun tam tersi sözkonusudur. Yüce Allah'ın "Onun emrine aykırı davrananlar başlarına bir bela gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar"(Nur 63) ayeti emir ve yasaklık kapsamaktadır. Ayetteki tehdit gerek yapma ve gerekse yapmama şeklinde onun haramlık ifade ettiğini göstermektedir. "Kadınlarınızla ilişkiye girebilirsiniz." Bu, sahabilerin eşleriyle ilişkiye girmeleri konusunda verilmiş olan bir izindir. ifade, ihramdan çıkılmış olma konusunda mubalaya işaret etmektedir. Çünkü cinsel ilişki, -ihramlıya haram olan diğer fiillerin aksine- ibadetin bizzat kendisini bozmaktadır. "Ümmü Atıyye ise 'Biz kadınlara cenazenin ardından gitmemiz yasak edildi, fakat bu bize vacip kılınmadı' demiştir." Bu ifadenin geniş bir açıklaması Cenaiz Bölümünde geçmişti. Hadisin açıklaması, Namaz Bölümünde Ezanla KSmet Arasında Kaç RekSt Namaz Vardır başlığında geçmişti. Hadisin buradaki başlıkla ilgili olan kısmı "Bu, dileyen kimse içindir" ifadesidir. Çünkü bu cümle, emrin vaciplik konusunda hakiki manada olduğuna işaret etmektedir. Bundan dolayı Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yapmayla yapmama arasında muhayyerliği gösteren bir cümle getirmiştir. Bu cümle, ifadenin vacipliğe yorumlanmasına engelolmaktadır. "İnsanların bunu terk edilmez bir yol edinmelerini istemeyerek" yani gerekli, terk etmek caiz olmayan bir yol veya terk etmesi mekruh olan ratib bir sünnet olduğunu zannetmelerini istemeyerek demektir. Yoksa maksat, -daha önce geçtiği üzere- vacipliğin mukabili olan değildir
ہم سے ابومعمر نے بیان کیا، کہا ہم سے عبدالوارث بن سعید نے بیان کیا، ان سے حسین بن ذکوان معلم نے، ان سے عبیداللہ بن بریدہ نے، کہا مجھ سے عبداللہ بن مغفل مزنی نے بیان کیا اور ان سے نبی کریم صلی اللہ علیہ وسلم نے فرمایا کہ مغرب کی نماز سے پہلے بھی نماز پڑھو اور تیسری مرتبہ میں فرمایا کہ جس کا جی چاہے کیونکہ آپ صلی اللہ علیہ وسلم پسند نہیں کرتے تھے کہ اسے لوگ لازمی سنت بنا لیں۔
আবদুল্লাহ মুযানী (রাঃ) সূত্রে নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম থেকে বর্ণিত। তিনি বলেছেনঃ মাগরিবের সালাতের আগে তোমরা সালাত আদায় করবে। তবে তৃতীয়বারে তিনি বললেনঃ লোকেরা এটাকে সুন্নাত হিসেবে গ্রহণ করুক- এটা অপছন্দ করার কারণে তিনি তৃতীয়বারে বললেন- যার ইচ্ছে সে আদায় করবে। [১১৮৩] (আধুনিক প্রকাশনী- ৬৮৫০, ইসলামিক ফাউন্ডেশন)
அப்துல்லாஹ் பின் முகஃப்பல் அல்முஸனீ (ரலி) அவர்கள் கூறியதாவது: நபி (ஸல்) அவர்கள், “மஃக்ரிப் தொழுகைக்கு முன்பாக (இரு ரக்அத்கள்) தொழுங்கள்” என்று சொன்னார்கள். மூன்றாம் முறையாகச் சொல்லும்போது, அதை மக்கள், (கட்டாயம் பின்பற்றப்பட வேண்டிய) நபிவழியாக எடுத்துக்கொள் வார்கள் என்று அஞ்சி, “இது விரும்பு வோருக்குத்தான்” என்று சொன் னார்கள்.104 அத்தியாயம் :