قَالَ عَبْدُ اللَّهِ : لَأَقْضِيَنَّ فِيهَا بِقَضَاءِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَوْ قَالَ : قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : " للاِبْنَةِ النِّصْفُ ، وَلِابْنَةِ الِابْنِ السُّدُسُ ، وَمَا بَقِيَ فَلِلْأُخْتِ "
حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَبَّاسٍ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ ، عَنْ أَبِي قَيْسٍ ، عَنْ هُزَيْلٍ ، قَالَ : قَالَ عَبْدُ اللَّهِ : لَأَقْضِيَنَّ فِيهَا بِقَضَاءِ النَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ أَوْ قَالَ : قَالَ النَّبِيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ : للاِبْنَةِ النِّصْفُ ، وَلِابْنَةِ الِابْنِ السُّدُسُ ، وَمَا بَقِيَ فَلِلْأُخْتِ
حَدَّثَنِي عَمْرُو بْنُ عَبَّاسٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ أَبِي قَيْسٍ، عَنْ هُزَيْلٍ، قَالَ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ لأَقْضِيَنَّ فِيهَا بِقَضَاءِ النَّبِيِّ ﷺ لِلاِبْنَةِ النِّصْفُ، وَلاِبْنَةِ الاِبْنِ السُّدُسُ، وَمَا بَقِيَ فَلِلأُخْتِ.
Narrated Huzail:`Abdullah said, "The judgment I will give in this matter will be like the judgment of the Prophet, i.e. one-half is for the daughter and one-sixth for the son's daughter and the rest of the inheritance for the sister
Telah menceritakan kepada kami [Amru bin 'Abbas] telah menceritakan kepada kami [Abdurrahman] telah menceritakan kepada kami [Sufyan] dari [Abu Qais] dari [Huzail] mengatakan, [Abdullah] mengatakan; 'Sungguh aku putuskan perkara ini dengan keputusan Nabi shallallahu 'alaihi wasallam, ' atau ia mengatakan; Nabi shallallahu 'alaihi wasallam bersabda: "anak perempuan mendapat separoh dan cucu perempuan dari anak laki-laki mendapat seperenam dan sisanya untuk saudara perempuan
Huzeyl b. Şurahbil, (Kız, oğlun kızı ve kız kardeş mirası) konusunda elbette Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hükmettiği gibi hüküm vereceğim -veya Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu ki- diyerek söze başlamış ve kız için yarım, oğlun kızı için altıda bir ve kızkardeş için de asabe yoluyla geri kalan üçte bir verileceğini söylemiştir. Fethu'l-Bari Açıklaması: İbn Battal şöyle demiştir: Bilginler, kız kardeşlerin ölünün kızlarıyla birlikte bulunduklarında asabe oldukları konusunda icma etmişlerdir. Buna göre kız kardeşler, kızlardan arta kalan mirası alırlar. Bir kimsenin geriye sadece kızı ve kız kardeşi kalsa Muaz'ın rivayet ettiği hadise göre kızı yarısını, kız kardeşi de kalan yarısını alır. Buna karşılık iki kız ve bir kız kardeşi kalacak olsa, kızlar mirasın üçte ikisini alırken kız kardeş kalan üçte birini alır. Bir kimsenin öldükten sonra geriye kızı, kız kardeşi, oğlunun kızı kalsa İbn Mesud hadisine göre kızı mirasın yarısını alırken, oğlunun kızı, bu payı 2/3'e çıkaracak hisseyi alırken, kız kardeşi de geriye kalanı alır. Çünkü kızlar 2/3'ten daha fazlasına mirasçı olamazlar. Bu konuda İbn Mesud'a, İbn Abbas'tan başka muhalif olan olmamıştır. Çünkü İbn Abbas şöyle diyordu: Kız, mirasın yarısını alırken, kalanı asabenindir. Kız kardeş ise hiçbir şeyalamaz. Aynı şekilde ölenin kızıyla, oğlunun kızı mirasın 2/3'ünü alırken, kalanı asabenindir. Ölünün asabesi olmadığında ise kalan kısım kıza veya kızlara iade edilir. Bu konudaki hüküm daha önce geçmişti. İbn Battal şöyle devam eder: Zahiriler hariç bu konuda İbn Abbas'a katılan olmamıştır. İbn Battal şöyle devam eder: Çoğunluğun delili akli açıdan şöyledir: Allahu Teala'ın "Eğer çocuğu olmayan bir kimse ölür de onun bir kız kardeşi bulunursa ... "(Nisa 176) ayet-i kerimesinde "çocuğun olmaması", kız kardeşin mutlak olarak mirastan payalmasının değil, diğer varislerle bölüştüğü payını almasının şartı kılınmıştır. Şart bulunmadığında hisse sakıt olur. Bu onun başka bir manada mirasçı olmasına engel değildir. Tıpkı erkek kardeşin kız kardeşine mirasçı olmasının onun çocuğunun bulunmaması şartına bağlanması gibi. Erkek kardeş, kız kardeşine -onu!) çocuğu olmadığı takdirde- mirasçı olur. Bilginler, erkek kardeşin kız kardeşine onun kızı ile birlikte mirasçı olabileceği noktasında icma etmişlerdir. Bu mesele kocanın mirasın yarısını alabilmesi için ölenin çocuğunun olmamasının şart olmasına benzemektedir. Bu, kocanın ölenin kızıyla birlikte bulunduğunda mirasın yarısını almasına man i değildir. Koca yarının yarısını hissesi olarak, kalan yarıyı da -mesela ölen kadının amcaoğlu ise- asabe olarak alır. Kız kardeş de açıklamasını yaptığımız durumda aynen böyledir. Doğruyu en iyi Allah Teala bilir
ہم سے عمرو بن عباس نے بیان کیا، کہا ہم سے عبدالرحمٰن بن مہدی نے بیان کیا، کہا ہم سے سفیان ثوری نے بیان کیا، ان سے ابوقیس (عبدالرحمٰن بن عزوان) نے، ان سے ہزیل بن شرحبیل نے بیان کیا اور ان سے عبداللہ بن مسعود رضی اللہ عنہ نے بیان کیا کہ میں نبی کریم صلی اللہ علیہ وسلم کے فیصلہ کے مطابق اس کا فیصلہ کروں گا، لڑکی کو آدھا، پوتی کو چھٹا اور جو باقی بچے بہن کا حصہ ہے۔
হুযায়ল (রহ.) হতে বর্ণিত। তিনি বলেন ‘আবদুল্লাহ্ ইবনু মাস‘ঊদ (রাঃ) বলেছেন, আমি এতে সেই ফায়সালাই দেব যা নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম দিয়েছিলেন। অথবা তিনি বলেন, নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম বলেছেন, কন্যার জন্য অর্ধেক আর পৌত্রীর জন্য ষষ্ঠাংশ। অতঃপর যা বাকী থাকবে তা বোনের জন্য। [৬৭৩৬] (আধুনিক প্রকাশনী- ৬২৭৪, ইসলামিক ফাউন্ডেশন)
ஹுஸைல் பின் ஷுரஹ்பீல் (ரஹ்) அவர்கள் கூறியதாவது: அப்துல்லாஹ் பின் மஸ்ஊத் (ரலி) அவர்கள், “(மகனின் மகளுக்குக் கிடைக்க வேண்டிய) இந்தச் சொத்து விஷயத்தில் ‘நபி (ஸல்) அவர்கள் அளித்த தீர்ப்பையே அளிக்கிறேன்’ அல்லது ‘நபி (ஸல்) அவர்கள் கூறினார்கள்’ ‘‘ என்று சொல்லிவிட்டு, “(இறந்தவரின் சொத்தில்) மகளுக்குப் பாதியும் மகனின் மகளுக்கு ஆறில் ஒரு பாகமும் கிடைக்கும்; எஞ்சியது சகோதரிக்கு உரியதாகும்” என்று (தீர்ப்புக்) கூறினார்கள்.27 அத்தியாயம் :