كُنَّا عِنْدَ أَبِي مُوسَى الأَشْعَرِيِّ ، قَالَ : أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي نَفَرٍ مِنَ الأَشْعَرِيِّينَ ، فَوَافَقْتُهُ وَهُوَ غَضْبَانُ ، فَاسْتَحْمَلْنَاهُ ، فَحَلَفَ أَنْ لاَ يَحْمِلَنَا ، ثُمَّ قَالَ : " وَاللَّهِ ، إِنْ شَاءَ اللَّهُ ، لاَ أَحْلِفُ عَلَى يَمِينٍ ، فَأَرَى غَيْرَهَا خَيْرًا مِنْهَا ، إِلَّا أَتَيْتُ الَّذِي هُوَ خَيْرٌ ، وَتَحَلَّلْتُهَا "
حَدَّثَنَا أَبُو مَعْمَرٍ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الوَارِثِ ، حَدَّثَنَا أَيُّوبُ ، عَنِ القَاسِمِ ، عَنْ زَهْدَمٍ ، قَالَ : كُنَّا عِنْدَ أَبِي مُوسَى الأَشْعَرِيِّ ، قَالَ : أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ فِي نَفَرٍ مِنَ الأَشْعَرِيِّينَ ، فَوَافَقْتُهُ وَهُوَ غَضْبَانُ ، فَاسْتَحْمَلْنَاهُ ، فَحَلَفَ أَنْ لاَ يَحْمِلَنَا ، ثُمَّ قَالَ : وَاللَّهِ ، إِنْ شَاءَ اللَّهُ ، لاَ أَحْلِفُ عَلَى يَمِينٍ ، فَأَرَى غَيْرَهَا خَيْرًا مِنْهَا ، إِلَّا أَتَيْتُ الَّذِي هُوَ خَيْرٌ ، وَتَحَلَّلْتُهَا
حَدَّثَنَا أَبُو مَعْمَرٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ، حَدَّثَنَا أَيُّوبُ، عَنِ الْقَاسِمِ، عَنْ زَهْدَمٍ، قَالَ كُنَّا عِنْدَ أَبِي مُوسَى الأَشْعَرِيِّ قَالَ أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ ﷺ فِي نَفَرٍ مِنَ الأَشْعَرِيِّينَ، فَوَافَقْتُهُ وَهْوَ غَضْبَانُ فَاسْتَحْمَلْنَاهُ، فَحَلَفَ أَنْ لاَ يَحْمِلَنَا ثُمَّ قَالَ " وَاللَّهِ إِنْ شَاءَ اللَّهُ لاَ أَحْلِفُ عَلَى يَمِينٍ فَأَرَى غَيْرَهَا خَيْرًا مِنْهَا، إِلاَّ أَتَيْتُ الَّذِي هُوَ خَيْرٌ وَتَحَلَّلْتُهَا ".
Narrated Abu Musa Al-Ash`ari:I went along with some men from the Ash-ariyin to Allah's Messenger (ﷺ) and it happened that I met him while he was in an angry mood. We asked him to provide us with mounts, but he swore that he would not give us any. Later on he said, "By Allah, Allah willing, if ever I take an oath (to do something) and later on I find something else better than the first, then I do the better one and give expiation for the dissolution of my oath
Telah menceritakan kepada kami [Abu Ma'mar] telah menceritakan kepada kami ['Abdul Warits] telah menceritakan kepada kami [Ayyub] dari [Al Qasim] dari [Zahdam] menuturkan; kami pernah di dekat [Abu Musa Al Asy'ari]. Dia menuturkan; selanjutnya kudatangi Rasulullah Shallallahu'alaihi wa sallam bersama sejumlah orang-orang Asy'ari, saya jumpai beliau ketika beliau sedang marah. Kami meminta beliau agar mengikutsertakan kami untuk naik kendaraan. Tetapi beliau bersumpah untuk tidak mengikut sertakan kami naik kendaraan. Kemudian beliau mengatakan: "Demi Allah, insya Allah tidaklah aku bersumpah dengan suatu sumpah, kemudian kulihat ada sesuatu yang lebih baik daripadanya, selain kulakukan yang lebih baik, dan kubayar kaffarat sumpahku
Zehdem şöyle anlatmıştır: Ebu Musa el-Eş'arl'nin yanında bulunuyorcluk. Bize şöyle dedi: Eş'arllerden bir topluluk içinde Nebi'e geldim. Onu bu sırada öfkeli bir halde buldum. Kendisinden bizlere binecek deve vermesini istedik. Resuluııah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bizleri (develere) yükleyemeyeceğine dair yemin etti. Bir süre sonra da "Vallahi inşallah ben bir şeye yemin eder ve sonra ondan başkasını yemin ettiğim şeyden daha hcyırlı görürsem, muhakkak o hayırlı olanı yapar, yeminimi de kefaretle çözer, kurtulurum" dedi: Fethu'l-Bari Açıklaması: İbnü'l-Müneyyir şöyle demiştir: İbn Battal, İmam Buhari'nin attığı bu başc lıkla bir kadının nikahına malik olmadan önce talakını veya bir köleye sahip olmadan önce hürriyetini ta'lik etmenin caiz olduğu görüşüne meylettiği sonucunu çıkarmıştır. O bu konuda meydana gelen ihtilafları nakletmiş ve bu husustaki görüşleri ve delilleri uzun uzadıya açıklamıştır. Öyle anlaşılıyor ki İmam Buharl'nin maksadı onun dediğinden başkadır. Buharl'nin eğilimi şu yöndedir: Nebi s.a.v. kendisinden binecek deve isteyenlere onları bindiremeyeceğine dair yemin etmiştir. Bir süre sonril kendilerini develere bindirince onlar ettiği yemini hatırlatmak için Nebie başvurmuşlardır. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara "Sizleri yükleyen ben değilim. Fakat sizleri Allah yüklemiştir" demiş ve yemininin, malik olduğu hususlarda geçerli olduğunu beyan etmiştir. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onları malik olduğu deveye bindirseydi yeminini bozmuş olurdu ve kefaret verirdi. Fakat o Eş'arileri özelolarak malik olmadığı Allah'ın malı olan develere bindirdi. Böylece Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yeminini bozmuş duruma düşmemiş oldu. Nebi s.a.v.'in Eş'arileri develere bindirdikten sonra "Bir şeye yemin eder ve sonra ondan başkasını yemin ettiğim şeyden daha hayırlı görürsem muhakkak o hayırlı olanı yapar, yeminimi de kefaretle çözer kurtulurum" şeklindeki ifadesi, yeni bir hüküm kurucu, başlı başına bir kaideyi ifade etmektedir. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem adeta şöyle demektedir: Eğer ben yemin eder, sonra yemin ettiğim şeyi terk etmeyi ondan daha hayırlı görürse m yeminimi bozar ve ona karşılık kefaret veririm. İbnü'I-Müneyyir şöyle devam eder: Eş'arilerin Hz. Nebi'den binecek hayvan istemeleri, onun binek ve yük hayvanına malik olduğunu zannetmelerindendir. Bu taleplerinin ardından Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendilerini malik olduğu herhangi bir hayvana bindiremeyeceğine yemin etmiştir. Çünkü kendisi o esnada böyle bir hayvana malik değildi. İbnü'l-Müneyyir sözüne devamle şöyle der: Bir kimse mülkünde olmayan bir şey üzerine o şeye bağlayarak herhangi bir fiili yapmayacağına yemin etse ... Bunu bir örnekle açıklamak daha iyi olur: Bir kimse sahip olmadığı bir deveyi kastederek "Şu deveye binersem şöyle şöyle yapmak boynuma borç olsun" diye yemin etse ve daha sonra o deve ye malik olup binse, bu yeminini bozmuş olduğu noktasında bilginler arasında ihtilaf yoktur. Bu, yeminin mülkiyete bağlanması kabilinden değildir. Bizim bu konudaki görüşümüz ise farklıdır: İbnü'I-Müneyyir'in dile getirdiği görüş ihtimale açıktır. İbn Battal'ın görüşü de uzak bir ihtimal değildir. Aksine daha doğrudur. Şöylesine; Nebi s.a.v.'den binek ve yük hayvanı isteyen sahabiler, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yemin ettiğini, yapmayacağım diye yemin ettiği şeyin aksini yaptığını anlamışlar, bundan dolayı Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendileri için binek ve yük hayvanı verilmesini emrettiğinde "Resulullah'a yeminini unutturduk" demişler ve onun daha önce ettiği yemini unuttuğunu zannetmişlerdir. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ise onlara bunu unutmadığını, fakat yaptığının ettiği yeminden daha hayırlı olduğu, yemin ettiğinde ve yemininden daha hayırlısını gördüğünde yapmayacağım diye yemin ettiği şeyi yaptığı ve yeminini kefaret vererek çözüp kurtulduğu şeklinde cevap vermiştir. Bu konu "Yemini Bozmadan Önce Kefaret Verme" başlığı altında daha açık olarak gelecektir. Bir Kimsenin Malik Olmadığı Hususta Nezirde Bulunması başlığı altında insanın malik olmadığı hususta yemini meselesi hakkında daha fazla açıklama inşallah gelecektir
ہم سے ابومعمر نے بیان کیا، کہا ہم سے عبدالوارث نے، کہا ہم سے ایوب نے بیان کیا، ان سے قاسم نے، ان سے زہدم نے بیان کیا کہ ہم ابوموسیٰ رضی اللہ عنہ کے پاس تھے تو انہوں نے بیان کیا کہ میں قبیلہ اشعر کے چند ساتھیوں کے ساتھ نبی کریم صلی اللہ علیہ وسلم کی خدمت میں حاضر ہوا جب میں آپ کے پاس آیا تو آپ غصہ تھے پھر ہم نے آپ سے سواری کا جانور مانگا تو آپ نے قسم کھا لی کہ آپ ہمارے لیے اس کا انتظام نہیں کر سکتے۔ اس کے بعد فرمایا: واللہ، اللہ نے چاہا تو میں کبھی بھی اگر کوئی قسم کھا لوں گا اور اس کے سوا دوسری چیز میں بھلائی دیکھوں گا تو وہی کروں گا جس میں بھلائی ہو گی اور قسم توڑ دوں گا۔
আবূ মূসা আশ‘আরী (রাঃ) হতে বর্ণিত। তিনি বলেন, আমি কতক আশ‘আরী লোকের সাথে (বাহন চাওয়ার জন্য) রাসূলুল্লাহ্ সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম-এর নিকট উপস্থিত হলাম। যখন হাজির হলাম, তখন তাঁকে ক্ষুব্ধ অবস্থায় পেলাম। আমরা তাঁর কাছে বাহন চাইলাম। তিনি কসম করে বললেন যে, আমাদেরকে বাহন দিবেন না। এরপর বললেনঃ আল্লাহর কসম! আমি কোন কিছুর ওপর আল্লাহর ইচ্ছা মুতাবিক যখন কসম করি আর তার অন্যটির মাঝে কল্যাণ দেখতে পাই; তাহলে যেটা কল্যাণকর সেটাই করি আর কসমকে ভঙ্গ করি। [৩১৩৩] (আধুনিক প্রকাশনী- ৬২১৩, ইসলামিক ফাউন্ডেশন)
ஸஹ்தம் பின் முளர்ரிப் (ரஹ்) அவர்கள் கூறியதாவது: நாங்கள் அபூமூசா அல்அஷ்அரீ (ரலி) அவர்களிடம் இருந்தோம். அப்போது அவர்கள் கூறினார்கள்: நான் அல்லாஹ்வின் தூதர் (ஸல்) அவர்களிடம் (என்) அஷ்அரீ குலத்தார் சிலருடன் சென்றேன். அப்போது அவர்கள் (ஏதோ) கோபத்தில் இருந்தார்கள். அன்னாரிடம் நாங்கள் (எங்கள் பயணத்திற்குத் தேவையான) வாகனங்களைக் கோரினோம். அப்போது அவர்கள், எங்களுக்கு வாகனங்கள் தரமாட்டேன் என்று சத்தியமிட்டுச் சொன்னார்கள். பிறகு (எங்களுக்கு ஊர்தி ஒட்டகங் களைத் தந்துவிட்டு) “அல்லாஹ்வின் மீதாணையாக! அவன் நாடினால், நான் இனி எந்த ஒன்றுக்காகவும் சத்தியம் செய்து, பிறகு அது அல்லாத வேறொன்றை அதைவிடச் சிறந்ததாகக் கருதும்பட்சத்தில், சிறந்ததையே நான் செய்வேன்; சத்தியத்தை முறித்ததற்காகப் பரிகாரமும் செய்வேன்” என்று சொன்னார்கள்.73 அத்தியாயம் :