عَنِ المِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ : أَنَّ سُبَيْعَةَ الأَسْلَمِيَّةَ نُفِسَتْ بَعْدَ وَفَاةِ زَوْجِهَا بِلَيَالٍ ، فَجَاءَتِ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، فَاسْتَأْذَنَتْهُ أَنْ تَنْكِحَ ، " فَأَذِنَ لَهَا فَنَكَحَتْ "
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ قَزَعَةَ ، حَدَّثَنَا مَالِكٌ ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنِ المِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ : أَنَّ سُبَيْعَةَ الأَسْلَمِيَّةَ نُفِسَتْ بَعْدَ وَفَاةِ زَوْجِهَا بِلَيَالٍ ، فَجَاءَتِ النَّبِيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ ، فَاسْتَأْذَنَتْهُ أَنْ تَنْكِحَ ، فَأَذِنَ لَهَا فَنَكَحَتْ
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ قَزَعَةَ، حَدَّثَنَا مَالِكٌ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنِ الْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ، أَنَّ سُبَيْعَةَ الأَسْلَمِيَّةَ، نُفِسَتْ بَعْدَ وَفَاةِ زَوْجِهَا، بِلَيَالٍ فَجَاءَتِ النَّبِيَّ ﷺ فَاسْتَأْذَنَتْهُ أَنْ تَنْكِحَ، فَأَذِنَ لَهَا، فَنَكَحَتْ.
Narrated Al-Miswer bin Makhrama:Subai'a Al-Aslamiya gave birth to a child a few days after the death of her husband. She came to the Prophet and asked permission to remarry, and the Prophet (ﷺ) gave her permission, and she got married
Telah menceritakan kepada kami [Yahya bin Qaza'ah] Telah menceritakan kepada kami [Malik] dari [Hisyam bin Urwah] dari [bapaknya] dari [Al Miswar bin Makhramah] bahwasanya; Subai'ah Al Aslamiyyah melahirkan beberapa hari setelah suaminya wafat, lalu ia pun menemui Nabi shallallahu 'alaihi wasallam dan meminta izin untuk menikah. Maka beliau pun mengizinkannya
Misver bin Mahreme'den rivayete göre "Subey'a el-Eslemiyye kocasının vefatından birkaç gece sonra doğum yaptı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek ondan nikahlanmak için izin istedi. Allah Rasulü ona izin verince o da nikahlandı." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Kadınlarınız arasından ay halinden kesilmiş olanlar hakkında şüphe ederseniz ... "(Talak, 4) Iddet, kadının kocasının vefat etmesinden sonra yahut ondan boşanmasından sonra ya doğum ya ay hali olmak, yahut belirli aylardan ibaret bir süreyi evlenmeden beklemesine verilen isimdir. "Mücahid dedi ki: Onların ay hali olup olmadıklarını bilmiyorsanız ... " Yine Mücahid, yüce Allah'ın: "Şüphe ederseniz" buyruğunu bilmiyorsanız diye açıklamıştır. "Ay halinden kesilmiş olanlar", yani o kadınların hükmü de ay hali olmak ihtimali kalmamış, bundan yana ümitleri kesilmiş olanlar demektir. "Ve hiç ay hali olmamış olanların da iddeti üç aydır." Yani kesinlikle ve baştan beri hiç ay hali olmamış olanların iddet bakımından hüküinleri, ay halinden kesilmiş olanların hükmügibidir. Buna göre ayetin takdiri: Hiç ay hali olmamış olanlar da böyledir, şeklindedir. Çünkü bu ibare yüce Allah'ın: "Onların iddeti üç aydır" buyruğundan sonra gelmektedir. İbn Ebi Hatim, Yunus yoluyla ez-Zühd'den şöyle dediğini rivayet etmektedir: Şüphe etmek -doğrusunu en iyi bilen Allah'tır- artık çocuk doğuramayacağından ve ay hali olup olmayacağından yana şüphe eden kadın ve daha önceleri ay hali oluyor iken ay halinin kesilmesi hususunda şüphe eden, aynı şekilde küçük yaşta olup, ay hali olmak yaşına (buluğa) er ip ermediği hususunda şüphe eden, hamilelik konusunda da hamile olacak yaşa gelip gelmediği hususunda şüphe eden demektir. İşte bu hallerden herhangi birisinden şüphe edecek olursanız, bu gibihallerdeki iddet süresi üç aydır. ez-Zühd'nin kesin ifadelerle yaptığı bu açıklamalar arasından daha önce ay hali oluyorken ay halinden kesilen kadın hakkında görüş ayrılığı vardır. Çeşitli bölgelerdeki fukahanın çoğunluğuna göre böyle bir kadın, emsalinin ay hali olmadığıyaşa girinceye kadar bekler. İşte o vakit de dokuz ay süre ile iddet bekler. Malik ve el-Evzal dokuz ay bekler, eğer ay hali olursa mesele yok, değilse üç ay sÜre ile iddet bekler, demişlerdir. el-Evzal'den rivayete göre, genç ise bir sene bekler. Şafii ve cumhurun delili Kuran-ı Kerim'in zahir ifadeleridir. Çünkü bu ifadeler ay halinden kesilmiş ve ay hali görmeyen küçükyaştaki kızın hükmü hakkında açık ifadeler taşımaktadır. Ay hali olup, ay hali görmesi geciken kadın ise ay halinden kesilmiş sayılmaz. Fakat Malik'in benimsediği görüşü daha öncekilerden (seleften) söylemiş kimseler de vardır ki bu da Ömer'dir. Onun bu görüşte olduğu, sahih olarak nakledilmiş bulunmaktadır. Cumhurun kanaatine göre ise yüce Allah'ın: "Şüphe ederseniz" buyruğu, ay halinden kesilmek hususunda şüphe ederseniz değil, hüküm hakkında şüphe ederseniz, demektir. "Kocasının vefatından birkaç gün sonra .. " Seleften alimlerin ve çeşitli bölgelerdeki fetva imamlarının çoğunluğu şöyle demiştir: Hamile kadının kocası vefat edecek olursa, doğum yapmak ile evlenmesi helal olur ve vefat dolayısıyla beklemesi gereken iddet de sona erer. Ancak bu hususta Ali rad,yall",hu anh muhalefet ederek: İki süreden daha uzun olanını iddet olarak bekler, demiştir. Bu da şu demektir: Eğer kadın dört ay on gün geçmeden önce doğum yaparsa bu sürenin bitmesine kadar bekler. Sadece doğum yapmakla evlenmesi helal olmaz. Eğer doğum yapmadan önce bu süre biterse bu sefer doğum yapana kadar bekler. Bu görüşünü Said İbn Mansur ve Abd İbn Humeyd, Alilden sahih bir senedIe rivayet etmişlerdir. İbn Abbas da bu olayda görüldüğü gibi, böyle demiştir. Onun bu görüşünden vazgeçtiği de söylenmektedir. Ona tabi olanlardan nakledilen görüşlerin bu hususta cemaatin görüşüne uygun oluşu da bunu desteklemektedir. Subeyla kıssasından çıkartılan birtakım sonuçlar vardır: 1- Ashab-ı kiram, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem hayatta iken de fetva veriyorlardı. 2- Önemli olaylarda, dahaalim olan zata başvurulur. 3- Kadın, karşı karşıya kaldığı durumlar hakkında, kadınların benzeri hususlarda soru sormaktan utanacakları bir husus dahi olsa doğrudan soru sorabilir. 4- İster bir çiğnem et, ister bir alaka olsun, ister insan hilkati belirginleşmiş olsun, ister olmasın, hangi surette doğum veya düşük yaparsa, hamile kadının iddeti biter. Çünkü Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem herhangi bir ayırım gözetmeksizin çocuğun bırakılması ile gebe kadının nikahlanmasının helal olacağını söylemiştir. 5- Dul bir kadın, ancak kendi rızasıyla ve razı olduğu kimse ile evlendirilebilir. Hiç kimse onu zorlayamaz. Bundan başka hadiste de buna dair açıklamalar geçmiş bulunmaktadır
ہم سے یحییٰ بن قزعہ نے بیان کیا، کہا ہم سے امام مالک نے بیان کیا، ان سے ہشام بن عروہ نے، ان سے ان کے والد نے، ان سے مسور بن مخرمہ نے کہ سبیعہ اسلمیہ اپنے شوہر کی وفات کے بعد چند دنوں تک حالت نفاس میں رہیں۔ پھر نبی کریم صلی اللہ علیہ وسلم کے پاس آ کر انہوں نے نکاح کی اجازت مانگی تو نبی کریم صلی اللہ علیہ وسلم نے انہیں اجازت دی اور انہوں نے نکاح کیا۔
মিসওয়ার ইবনু মাখরামাহ (রাঃ) হতে বর্ণিত যে, সুবায়‘আ আসলামীয়া তার স্বামীর মৃত্যুর কয়েকদিন পর সন্তান প্রসব করে। এরপর সে নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম-এর কাছে এসে বিয়ে করার অনুমতি প্রার্থনা করে, তিনি তাকে অনুমতি দেন। তখন সে বিয়ে করে। আধুনিক প্রকাশনী- ৪৯৩০, ইসলামিক ফাউন্ডেশন
மிஸ்வர் பின் மக்ரமா (ரலி) அவர்கள் கூறியதாவது: தம் கணவர் இறந்த சில நாட்களுக்குப்பின் சுபைஆ அல்அஸ்லமிய்யா (ரலி) அவர்கள் பிரசவித்தார்கள். பிறகு நபி (ஸல்) அவர்களிடம் சென்று (மறு)மணம் புரிந்துகொள்ள அனுமதி கோரினார்கள். அப்போது நபி (ஸல்) அவர்கள் அவருக்கு அனுமதி அளித்ததையடுத்து அவர் (ஒருவரை) மணந்துகொண்டார். அத்தியாயம் :