أَسْأَلَ ابْنَ عَبَّاسٍ ، عَنْ هَاتَيْنِ الآيَتَيْنِ : {{ وَمَنْ يَقْتُلْ مُؤْمِنًا مُتَعَمِّدًا }} فَسَأَلْتُهُ فَقَالَ : " لَمْ يَنْسَخْهَا شَيْءٌ " ، وَعَنْ : {{ وَالَّذِينَ لاَ يَدْعُونَ مَعَ اللَّهِ إِلَهًا آخَرَ }} قَالَ : " نَزَلَتْ فِي أَهْلِ الشِّرْكِ "
حَدَّثَنَا عَبْدَانُ ، أَخْبَرَنَا أَبِي ، عَنْ شُعْبَةَ ، عَنْ مَنْصُورٍ ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ ، قَالَ : أَمَرَنِي عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبْزَى ، أَنْ أَسْأَلَ ابْنَ عَبَّاسٍ ، عَنْ هَاتَيْنِ الآيَتَيْنِ : {{ وَمَنْ يَقْتُلْ مُؤْمِنًا مُتَعَمِّدًا }} فَسَأَلْتُهُ فَقَالَ : لَمْ يَنْسَخْهَا شَيْءٌ ، وَعَنْ : {{ وَالَّذِينَ لاَ يَدْعُونَ مَعَ اللَّهِ إِلَهًا آخَرَ }} قَالَ : نَزَلَتْ فِي أَهْلِ الشِّرْكِ
حَدَّثَنَا عَبْدَانُ، أَخْبَرَنَا أَبِي، عَنْ شُعْبَةَ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ، قَالَ أَمَرَنِي عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبْزَى أَنْ أَسْأَلَ ابْنَ عَبَّاسٍ، عَنْ هَاتَيْنِ الآيَتَيْنِ، {وَمَنْ يَقْتُلْ مُؤْمِنًا مُتَعَمِّدًا}، فَسَأَلْتُهُ فَقَالَ لَمْ يَنْسَخْهَا شَىْءٌ. وَعَنْ {وَالَّذِينَ لاَ يَدْعُونَ مَعَ اللَّهِ إِلَهًا آخَرَ} قَالَ نَزَلَتْ فِي أَهْلِ الشِّرْكِ.
Narrated Sa`id bin Jubair:`Abdur-Rahman bin Abza ordered me to ask Ibn `Abbas regarding the two Verses (the first of which was ): "And whosoever murders a believer intentionally." (4.93) So I asked him, and he said, "Nothing has abrogated this Verse." About (the other Verse): 'And those who invoke not with Allah any other god.' he said, "It was revealed concerning the pagans
Telah menceritakan kepada kami ['Abdan] Telah mengabarkan kepada kami [Bapakku] dari [Syu'bah] dari [Manshur] dari [Sa'id bin Jubair] dia berkata; 'Abdur Rahman bin Abza menyuruhku untuk menanyakan kepada [Ibnu 'Abbas] mengenai kedua ayat ini: "Dan barangsiapa yang membunuh orang mu'min secara sengaja maka balasannya adalah jahanam, ia kekal didalamnya." (An Nisaa`: 93) maka aku bertanya padanya, ia menjawab: Ini tidak dihapus oleh (ayat) apa pun. Dan tentang ayat ini: "Dan orang-orang yang tidak menyembah Tuhan yang lain beserta Allah dan tidak membunuh jiwa yang diharamkan Allah (membunuhnya) kecuali dengan (alasan) yang benar." (Al Furqaan: 68) ia menjawab: 'Ayat ini turun tentang para pelaku kesyirikan
Said İbn Cübeyr'den rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Abdurrahman İbn Ebza, İbn Abbas'a şu iki ayetin hangi anlama geldiğini sormamı emrettL Ben de ona sordum. [İlki] 'Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde ebediyyen kalacağı Cehennemdir,'(Nisa 93) [ayeti idi.] O da şöyle cevap verdi: Bu ayeti hiçbir şey neshetmemiştir. [İkincisi ise] "Allah ile beraber (tuttuklan) başka bir tannya yalvarmazlar," [ayeti idL] O da şöyle cevap verdi: Bu ayet, müşrikler hakkında inmiştir. Fethu'l-Bari Açıklaması: İmam Buhari bu rivayeti, yukarıda olduğu gibi muhtasar olarak verdi. Bu senetle İmam Müslim'in naklettiği rivayet ise daha geniştir. Ancak "Meb'as" bahsinde geçen Cer!r rivayeti bu iki rivayetten daha geniştir. Söz konusu rivayet şu şekildedir: Abdurrahman İbn Ebza bana İbn Abbas'a şu iki ayeti sermamı emretti: "Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde ebediyyen kalacağı Cehennemdir, "(Nisa 93) ayeti ile "Allah ile beraber (tuttukları) başka birtanrıya yalvarmazlar ... "(furkan 68) ayetinin durumu nedir? Ben de İbn Abbas'a bunu sordum ve o da şu şekilde cevap verdi: "Allah Teala Furkan suresindeki ayeti indirince Mekke müşrikleri: "Biz adam öldürdük, Allah ile birlikte başka tanrılara taptık ve kötü işler yaptık," dedi. Bunun üzerine "Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışta bulunanlar başkadır. Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir," ayeti indi. İşte bu ayet onlar içindir. Nisa suresindeki ayet ise, İslam dinini öğrenip daha sonra kasten adam öldürenler hakkındadır. İşte böylelerinin cezası, Cehennemdir. Onlar için tevbe hakkı yoktur. Bu açıklamayı Mücahid'e anlattım. O da "Ancak pişman olanlar müstesna" kaydını koydu .. Meseleyi özetleyecek olursak; İbn Abbas, bazen iki ayetin konusunu bir kabul etmiş ve bu yüzden ayetlerden birinin neshedildiğini söylemiştir. Bazen de iki ayetin konularının farklı olduğunu belirtmiştir. Onun bu iki görüşü şu şekilde uzlaşttnlır: Furkan suresindeki ayetin umtlmiliği, mümin birinin kasten adam öldürmesi ile tahsis edilmiştir. Nitekim bir çok selef alimi, "nesih" kelimesini "tahsis" kavramı yerine kullanıyordu. Bu şekilde yapılan bir uzlaştırma, İbn Abbas'ın sözlerinde çelişki bulunduğunu söylemekten ve onun önce ayetin neshedildiğini, sonra da bundan vazgeçtiğini iddia etmekten daha iyidir. İbn Abbas'ı, "Bir mümini kasten öldüren bir kişi için tevbe hakkı yoktur," görüşü meşhurdur. Nitekim ondan, bu sözden daha açık bir ifade daha nakledilmiştir. Ahmed İbn Hanbel ile İmam Taberi, Yahya İbn Cabir; Nesa! ve İbn Mace ise Ammar İbn Zeheb! kanalıyla Salim İbn Eb! Ca'd'dan, onun şöyle söylediğini rivayet etmişlerdir: "Gözlerini kaybetmesinden sonra İbn Abbas'ın yanında idim: Derken bir adam gelip "Bir mümini kasten öldüren biri hakkında ne düşünüyorsun?" diye sordu. İbn Abbas da "Onun cezası ebed! olarak içinde kalacağı Cehennemdir," şeklinde cevap verdi ve ayet i [en-Nisa 4/93] sonuna kadar okudu. Ardından şöyle dedi: "Bu ayet, son inen ay'etler içerisinde nazil olmuş ve hiçbir şeyonu neshetmemiştir. Hal böyleyken Rasulullah vefat etmiştir. Hz. Nebi'den sonra da vahiy gelmemiştir." Adam: "Peki o tevbe edip iman etse ve salih amel işlese, sonra da doğru yolu tutsa, onun hakkında ne dersin 7" diye sordu. İbn Abbas: "O nerede, tevbe ve doğru yolu tutmak nerede ... " diyerek cevap verdi. İbn Abbas'ın bu görüşüne uygun bir çok hadis nakledilmiştir. Bunlardan biri Ahmed İbn Hanbel ile Nesaı'nin Ebu İdris Havlanı kanalıyla Muaviye'den naklettiği şu hadistir: Nebi'i sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyururken işittim: "Kafir olarak ölen kimse ile bir mümini kasten öldüren kimsenin günahı hariç bütün günahlan Allah Tedld bağışlayabilir." Selef alimlerinin çoğunluğu ile ehli sünnet alimlerinin tamamı, bu konuda gelen nasları, bu suçlara karşı sert tavır almaya bağlamışlardır. Bu yüzden başkasını öldüren kimsenin tevbe edebileceği görüşüne varmışlardır. "Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde ebediyyen kalacağı Cehennemdir, "(Nisa, 93) ayeti hakkında ise yine Nisa suresinde yer alan "Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını, (günahlan) dilediği kimse için bağışlar, "(Nisa, 48, 116) ayetine dayanarak şöyle demişlerdir: Eğer Allah TeaJa onu cezalandırmak isterse [o, ebedı olarak Cehennemde kalır.] Bu konudaki delillerinden biri de, doksan dokuz kişiyi öldüren, daha sonra kendisine tevbe edemeyeceğini söyleyen kimseyi de öldürüp yüze tamamlayan İsrailoğullarından birinin durumunu anlatan hadistir. Bu hadisin sonunda şöyle bir ifade vardır: "Senin ile tevbe arasına kim girebilir kil" Bu rivayet meşhurdur. "Kitabu'r-rikak"ta ayrıntılı olarak gelecektir. Eğer bu ümmetin dışında kasten adam öldüren birinin tevbe hakkı varsa, bu ümmetten biri için hayli hayli tevbe hakkı vardır demektir. Çünkü Allah Teala, daha önceki ümmetiere sorumlu tuttuğu ağır yükleri bu ümmet için hafifletmiştir
ہم سے عبدان نے بیان کیا، کہا مجھ کو میرے والد نے خبر دی، انہیں شعبہ نے، انہیں منصور نے، ان سے سعید بن جبیر نے بیان کیا کہ مجھے عبدالرحمٰن بن ابزیٰ نے حکم دیا کہ میں ابن عباس رضی اللہ عنہما سے دو آیتوں کے بارے میں پوچھوں یعنی «ومن يقتل مؤمنا متعمدا» ”اور جس نے کسی مومن کو جان بوجھ کر قتل کیا“ الخ۔ میں نے ان سے پوچھا تو انہوں نے فرمایا کہ یہ آیت کسی چیز سے بھی منسوخ نہیں ہوئی ہے۔ ( اور دوسری آیت جس کے ) بارے میں مجھے انہوں نے پوچھنے کا حکم دیا وہ یہ تھی «والذين لا يدعون مع الله إلها آخر» ”اور جو لوگ کسی معبود کو اللہ کے ساتھ نہیں پکارتے“ آپ نے اس کے متعلق فرمایا کہ یہ مشرکین کے بارے میں نازل ہوئی تھی۔
(إِلَّا مَنْ تَابَ وَاٰمَنَ وَعَمِلَ عَمَلًا صَالِحًا فَأُولٰٓئِكَ يُبَدِّلُ اللهُ سَيِّئٰتِهِمْ حَسَنٰتٍ ط وَكَانَ اللهُ غَفُوْرًا رَّحِيْمًا). ‘‘তবে তারা নয় যারা তাওবা করে, ঈমান আনে ও সৎ কাজ করে; আল্লাহ এরূপ লোকের পাপসমূহকে পুণ্যে পরিবর্তিত করে দেবেন। আল্লাহ্ পরম ক্ষমাশীল, পরম দয়ালু।’’ (সূরাহ ফুরক্বান ২৫/৭০) ৪৭৬৬. সা‘ঈদ ইবনু যুবায়র (রহ.) হতে বর্ণিত। তিনি বলেন, ‘আবদুর রহমান ইবনু আব্যা (রাঃ) আমাকে নির্দেশ দিলেন যে, আমি যেন ইবনু ‘আব্বাস (রাঃ)-এর কাছে এ দু’টি আয়াত সম্পর্কে জিজ্ঞেস করি। وَمَنْ يَّقْتُلْ مُؤْمِنًا مُّتَعَمِّدًا আমি তাকে (এ আয়াত সম্পর্কে) জিজ্ঞেস করায় তিনি বললেন, এ আয়াতকে অন্য কিছু মানসূখ করেনি এবং وَالَّذِيْنَ لَا يَدْعُوْنَ مَعَ اللهِ إِلَهًااٰخَرَ সম্পর্কেও জিজ্ঞেস করলাম, তিনি [‘আব্বাস (রাঃ)] বললেন, এ আয়াত মুশরিকদের সম্পর্কে নাযিল হয়েছে। [৩৮৫৫] (আধুনিক প্রকাশনীঃ ৪৪০৩, ইসলামিক ফাউন্ডেশনঃ)
சயீத் பின் ஜுபைர் (ரஹ்) அவர்கள் கூறியதாவது: அப்துர் ரஹ்மான் பின் அப்ஸா (ரலி) அவர்கள் ‘‘ஓர் இறைநம்பிக்கையாளரை ஒருவன் வேண்டுமென்றே கொலை செய்துவிட்டால் அவனுக்குரிய தண்டனை நரகம்தான்...” என்று தொடங்கும் (4:93ஆவது) வசனம் குறித்து இப்னு அப்பாஸ் (ரலி) அவர்களிடம் (விளக்கம்) கேட்கும்படி எனக்கு உத்தரவிட்டார்கள். (அவ்வாறே) நான் அந்த வசனம் குறித்து அவர்களிடம் கேட்டேன். அதற்கு அவர்கள், ‘‘இந்த (4:93ஆவது) வசனத்(தின் சட்டத்)தை வேறெந்த வசனமும் மாற்றவில்லை” என்று சொன்னார்கள். ‘‘அல்லாஹ்வுடன் வேறெந்தத் தெய்வத்தையும் அவர்கள் அழைப்பதில்லை” என்று தொடங்கும் (25:68ஆவது) வசனம் குறித்துக் கேட்கும்படியும் உத்தரவிட்டிருந்தார்கள். அது குறித்து இப்னு அப்பாஸ் (ரலி) அவர்கள், ‘‘இது இணைவைப்போர் தொடர்பாக அருளப்பெற்றது” என்று பதிலளித்தார்கள்.6 அத்தியாயம் :