أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا ، قَالَ : سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، يَقُولُ : " تُقَاتِلُكُمُ اليَهُودُ فَتُسَلَّطُونَ عَلَيْهِمْ ، ثُمَّ يَقُولُ الحَجَرُ يَا مُسْلِمُ هَذَا يَهُودِيٌّ وَرَائِي ، فَاقْتُلْهُ "
حَدَّثَنَا الحَكَمُ بْنُ نَافِعٍ ، أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ ، عَنِ الزُّهْرِيِّ ، قَالَ : أَخْبَرَنِي سَالِمُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ ، أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا ، قَالَ : سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ ، يَقُولُ : تُقَاتِلُكُمُ اليَهُودُ فَتُسَلَّطُونَ عَلَيْهِمْ ، ثُمَّ يَقُولُ الحَجَرُ يَا مُسْلِمُ هَذَا يَهُودِيٌّ وَرَائِي ، فَاقْتُلْهُ
حَدَّثَنَا الْحَكَمُ بْنُ نَافِعٍ، أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، قَالَ أَخْبَرَنِي سَالِمُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ، أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ ـ رضى الله عنهما ـ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ ﷺ يَقُولُ " تُقَاتِلُكُمُ الْيَهُودُ فَتُسَلَّطُونَ عَلَيْهِمْ ثُمَّ يَقُولُ الْحَجَرُ يَا مُسْلِمُ، هَذَا يَهُودِيٌّ وَرَائِي فَاقْتُلْهُ ".
Narrated `Abdullah bin `Umar:I heard Allah's Messenger (ﷺ) saying, "The Jews will fight with you, and you will be given victory over them so that a stone will say, 'O Muslim! There is a Jew behind me; kill him
(Abdullah b. Ömer r.a. dedi ki: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle buyururken dinledim: Yahudiler sizinle savaşacak, siz onlara musallat kılınacaksınız. O kadar ki taş: Ey Müslüman, işte bu bir yahudidir, arkama saklanmıştır, onu öldür, diyecektir." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Ona namaz, sadaka ... keffaret olur." ez-Zeyn b. el-Muneyyir der ki: HanımOar) ile fitneye maruz kalmak onlara meyletmek suretiyle yahut da günleri paylaştırmak hususunda onlardan uzak kalmak ve değişik hanımların doğurdukları çocuklar hususunda bile birini diğerine tercih etmek suretiyle olur. Onlara sahip oldukları haklarının verilmemesi suretiyle de olur. Mal ile fitneye maruz kalmak, ibadeti ihmal edecek kadar mal ile uğraşmak suretiyle ya da maldaki Allah'ın hakkını vermemek ile olur. Çocuklar sebebiyle fitneye maruz kalmak ise, çocuğa tabii olan meyil ve onu herkese tercih etmek duygusuyla ortaya çıkar. Komşu ile fitneye maruz kalmak, onu kıskanmak, karşılıklı övünmek, haklar hususunda sıkıştırmak, onu görüp gözetmeyi ihmal etmek ile sözkonusu olur. Daha sonra şunları söylemektedir: Sözü geçenler sebebiyle fitneye maruz kalmanın nedenleri belirttiğim örneklere münhasır değildir. Bunlara keffaret olacağı ile alakalı olarak diğer ibadetler arasında özellikle namazın sözkonusu edilmesi suretiyle de namazın büyüklüğüne bir işaret etmiş olmaktadır. Bununla birlikte diğer hasenatın, bu gibi fitnelerden ötürü sözkonusu olan günahlara keffaret olmaya elverişli oluşunu ortadan kaldırmaz. Diğer taraftan sözü geçen keffaret bizzat sözü edilen hasenatın ilenmesi ile tahakkuk etme ihtimali de vardır, bunun iyiliklerle kötülükler arasındaki muvazene ile ortaya çıkması ihtimali de vardır. Fakat birincisi daha güçlü görünmektedir. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. "Denizin dalgaları gibi dalgalanan" yani deniz dalgalarıyla coştuğu vakit onun gibi dalgalar halinde coşarak gelen (fitneler) demektir. Bu ifadeler ile aşırı derecedeki düşmanlıklara, çok sayıdaki anlaşmazlıklara ve bundan ortaya çıkan karşılıklı kötü sözler söylemeye ve çarpışmaya kinaye yoluyla işaret etmiş olmaktadır. "Ey müminlerin emiri, ondan dolayı senin için korkacak bir şey yoktur." "Çünkü seninle onun arasında kilitli bir kapı vardIL" Yani sen hayatta kaldığın sürece o fitnelerden bir şeyortaya çıkmayacaktır. İbnu'l-Muneyyir dedi ki: Huzeyfe sırrı korumaya dair olan gayret ve ısrarını tercih ederek Ömer'e sorduğu soruya açıkça cevap vermemiştir. Sadece kinayeli olarak ona cevap vermiştir. Bununla birlikte bu gibi hususlarda böyle bir yolla (açıklamada bulunması için) izin verilmiş gibi görünmektedir. Nevevi der ki: Muhtemelen Huzeyfe, Ömer'in öldürüleceğini biliyordu, fakat ,ona öldürüleceğini söylemekten hoşlanmamıştır. Çünkü Ömer o kapının kendisi olduğunu biliyordu. Bu sebeple Huzeyfe öldürüleceğini açıkça ifade etmeksizin maksadı gerçekleştirecek bir başka ifade kullanmıştır. --- Nevevi'den alıntı burada sona erdi. "Sizler Huz'lular ile savaşmadıkça kıyamet kopmayacaktır." Bunlar Acemler- den (Arap olmayan) bir kavimdir. "Yüzleri kırmızı, burunları basık." Basık ve yayık burunlu kimseler demektir. "Ömrümün hiçbir yılında" ömrümün senelerinin hiçbirisinde demektir. "Yahudiler sizinle savaşacak ve siz onlara musallat kılınacaksınız." Ahmed'in zikrettiği rivayette şöyle denilmektedir: "Deccal-Medine'nin dışındaki- şu düzlüğe inecek. Sonra yüce Allah ona Müslümanlari musallat edecek, onun taraftarlarını öldüreceklerdir. Hatta biYahudi bir ağacın ve bir taşın arkasında saklanacak ama o taş ve ağaç müslümana şöyle diyecektir: İşte bu{radaki) bir yahudidir. Haydi onu öldür." Buna göre Yahudilerle savaşmaktan maksat, Deccal'in çıkacağı ve Isa'nın ineceği zamanda bunun gerçekleşeceğidir. Nitekim Deccal'in ortaya çıkması ve İsa'nın inişi ile ilgili olarak Ebu Umame'nin rivayet ettiği hadiste bu husus açıkça ifade edilmiştir. O hadiste şöyle denilmektedir: "Deccal'in arkasında hepsi de süslü kılıçları bulunan yetmişbin Yahudi olacaktır. İsa ona Lud kapısı yakınında yetişecek, onu öldürecek Yahudiler de yenilip dağılacaklardır. Yahudinin arkasına sığınıp saklanacağı hiçbir şey yoktur. Saklandığı her bir şey mutlaka Allah tarafından konuşturulacak ve o da Müslüman olan kimseye: Ey Allah'ın kulu, işte (arkamda) bir Yahudi var, gel de onu öldür diyecektir. Ancak Garkad ağacı bunu yapmayacaktır, çünkü o onların ağaçlarındandıL" Hadisi İbn Mace uzunca zikretmiş olup, aslı Ebu Davud'dan diye rivayet edilmiştir. Buna yakın bir rivayet de Semuralnın rivayet ettiği hadis olup Ahmed'de hasen bir isnadla yer almaktadır. Hadisten anlaşıldığına göre kıyametin kopmasına yakın bir zamanda ağaç ve taş gibi cansız varlıkların konuşması gibi çeşitli alametler ortaya çıkmış olacaktır. İfadenin zahirinden anlaşıldığına göre, bu cansızlar gerçek manada konuşacaklardır. Ayrıca İslam dininin kıyamet gününe kadar baki kalacağı da anlaşılmaktadır. Nebi efendimizin, "Yahudiler sizinle savaşacaktır" ifadesinden bir şahsa hitap ederken, bir şekilde onunla aynı yolda olan başkalarının kastedilmesinin mümkün olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü o dönemde hitap ashab-ı kiram'a idi. Maksat ise onlardan çok uzun bir süre sonra gelecek olanlardır. Fakat onlar da sonradan geleceklerle birlikte iman bakımından ortak olduklarından bu şekilde onlara hitap edilmesi uygun görülmüştür
ہم سے حکم بن نافع نے بیان کیا، کہا ہم کو شعیب نے خبر دی، ان سے زہری نے بیان کیا، کہا کہ مجھے سالم بن عبداللہ نے خبر دی کہ عبداللہ بن عمر رضی اللہ عنہما نے بیان کیا کہ میں نے رسول اللہ صلی اللہ علیہ وسلم کو یہ فرماتے سنا تھا کہ تم یہودیوں سے ایک جنگ کرو گے اور اس میں ان پر غالب آ جاؤ گے۔ اس وقت یہ کیفیت ہو گی کہ ( اگر کوئی یہودی جان بچانے کے لیے کسی پہاڑ میں بھی چھپ جائے گا تو ) پتھر بولے گا کہ اے مسلمان! یہ یہودی میری آڑ میں چھپا ہوا ہے، اسے قتل کر دے۔
‘আবদুল্লাহ ইবনু ‘উমার (রাঃ) হতে বর্ণিত। তিনি বলেন, আমি আল্লাহর রাসূল সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম-কে বলতে শুনেছি, ইয়াহূদীরা তোমাদের সাথে যুদ্ধে লিপ্ত হবে। তখন জয়লাভ করবে তোমরাই। স্বয়ং পাথরই বলবে, হে মুসলিম, এইতো ইয়াহূদী আমার পিছনে, একে হত্যা কর। (২৯২৫, মুসলিম ৫২/১৮ হাঃ ২৯২১) (আধুনিক প্রকাশনীঃ ৩৩২৭, ইসলামিক ফাউন্ডেশনঃ)
அல்லாஹ்வின் தூதர் (ஸல்) அவர்கள் கூறினார்கள்: யூதர்கள் உங்களுடன் போர் புரிவார் கள். அவர்கள்மீது (போரில்) உங்களுக்கு வெற்றியளிக்கப்பட்டு ஆதிக்கம் வழங்கப் படும். எந்த அளவுக்கென்றால், கல் (பாறை)கூட, “முஸ்லிமே! இதோ, என் பின்னால் யூதன் ஒருவன் (ஒளிந்துகொண்டு) இருக்கிறான். அவனைக் கொன்றுவிடு” என்று கூறும்.106 இதை அப்துல்லாஹ் பின் உமர் (ரலி) அவர்கள் அறிவிக்கிறார்கள். அத்தியாயம் :