عَنْ أَبِي مُوسَى رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : " كَمَلَ مِنَ الرِّجَالِ كَثِيرٌ ، وَلَمْ يَكْمُلْ مِنَ النِّسَاءِ : إِلَّا آسِيَةُ امْرَأَةُ فِرْعَوْنَ ، وَمَرْيَمُ بِنْتُ عِمْرَانَ ، وَإِنَّ فَضْلَ عَائِشَةَ عَلَى النِّسَاءِ كَفَضْلِ الثَّرِيدِ عَلَى سَائِرِ الطَّعَامِ "
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ جَعْفَرٍ ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ ، عَنْ شُعْبَةَ ، عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ ، عَنْ مُرَّةَ الهَمْدَانِيِّ ، عَنْ أَبِي مُوسَى رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ : كَمَلَ مِنَ الرِّجَالِ كَثِيرٌ ، وَلَمْ يَكْمُلْ مِنَ النِّسَاءِ : إِلَّا آسِيَةُ امْرَأَةُ فِرْعَوْنَ ، وَمَرْيَمُ بِنْتُ عِمْرَانَ ، وَإِنَّ فَضْلَ عَائِشَةَ عَلَى النِّسَاءِ كَفَضْلِ الثَّرِيدِ عَلَى سَائِرِ الطَّعَامِ
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ جَعْفَرٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ شُعْبَةَ، عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ، عَنْ مُرَّةَ الْهَمْدَانِيِّ، عَنْ أَبِي مُوسَى ـ رضى الله عنه ـ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ﷺ " كَمَلَ مِنَ الرِّجَالِ كَثِيرٌ، وَلَمْ يَكْمُلْ مِنَ النِّسَاءِ إِلاَّ آسِيَةُ امْرَأَةُ فِرْعَوْنَ، وَمَرْيَمُ بِنْتُ عِمْرَانَ، وَإِنَّ فَضْلَ عَائِشَةَ عَلَى النِّسَاءِ كَفَضْلِ الثَّرِيدِ عَلَى سَائِرِ الطَّعَامِ ".
Narrated Abu Musa:Allah's Messenger (ﷺ) said, "Many amongst men reached (the level of) perfection but none amongst the women reached this level except Asia, Pharaoh's wife, and Mary, the daughter of `Imran. And no doubt, the superiority of `Aisha to other women is like the superiority of Tharid (i.e. a meat and bread dish) to other meals
Telah bercerita kepada kami [Yahya bin Ja'far] telah bercerita kepada kami [Waki'] dari [Syu'bah] dari ['Amru bin Murrah] dari [Murrah Al Hamdaniy] dari [Abu Musa radliallahu 'anhu] berkata; Rasulullah shallallahu 'alaihi wasallam bersabda: "Manusia yang sempurna dari kalangan laki-laki banyak dan tidak ada manusia yang sempurna dari kalangan wanita kecuali Asiyah, istrinya Fir'aun dan Maryam binti 'Imran. Dan keistimewaan 'Aisyah radliallahu 'anhu dibandingkan wanita-wanita lain adalah bagaikan keistimewaan makanan "tsarid" terhadap makanan yang lain". (Tsarid adalah sejenis makanan yang terbuat dari daging dan roti yang dibuat bubur dan berkuah)
Ebu Musa r.a. dedi ki: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Erkeklerden pek çok kişi kemale ermiştir. Kadınlardan ise kemale ancak Firavun'un karısı Asiye ile İmran kızı Meryem kemale ermiştir ve şüphesiz Aişe'nin diğer kadınlara üstünlüğü, tiridin diğer yemeklere olan üstünlüğü gibidir." Hadis ileride 3433, 3769 ve 5418 numara ile gelecektir. Diğer tahric edenler: Tirmizi Et’ime; Nesâî, Muaşeret Fethu'l-Bari Açıklaması: Bu başlıktan maksat, Firavun'un hanım i Müzahim kızı Asiye'yi sözkonusu etmektir. Denildiğine göre o İsrailoğullarından idi ve Musa'nın halası idi. Meryem ise daha sonra ayrıca sözkonusu edilecektir. "Kadınlardan Firavun'un karısı Asiye ile İmran'ın kızı Meryem dışında kimse kemale ermemiştir" buyruğu ile Buharı bu kapsamı daraltılmış ifadeyi bu iki kadının birer nebi olduğuna delil göstermektedir. Çünkü insan türünün en mükemmeli hiç şüphesiz önce nebilerdir, sonra velilerdir, sıddıklar ve şehidlerdir. Eğer bu iki kadın nebi olmamış olsaydı, kadınlar arasında da veli, sıddıka ve şehide olmaması gerekirdi. Vakıada ise bu nitelikler birçok kadında bulunan niteliklerdir. Sanki yüce Allah Resulü şöyle buyurmuş gibidir: "Kadınlardan filan ve filan kadın dışında kimseye nübüwet verilmemiştir." Eğer sıddıka yahut veliyye ya da şehitlik sıfatı yalnızca filan kadın ile filan kadın için sabittir, demiş olsaydı, elbette ki bu doğru olmazdı. Çünkü bu nitelikler başkalarında da bulunmaktadır. Şu kadar var ki hadiste sözkonusu edilen kemale ermekten maksadın, nebilerin dışındakilerin kemali olması hali müstesnadır. Ancak açıklanan durum sebebiyle nebilerin dışındakilerin kemalinin kastedildiğini ortaya koyacak tam bir delil bulunmamaktadır. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Buna göre maksat, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in zamanından önceki zamanlardır. Ayrıca Nebi sallallahu aleyhi ve sellem kendi dönemindeki kadınlardan Aişe dışında kimseyi sözkonusu etmemiştir. Hadiste Aişe r.a.a'nın diğer kadınlara göre daha faziletli olduğuna dair açık bir ifade bulunmamaktadır. Çünkü tiridin diğer yemeklere üstünlüğü ancak hazırlanmasının külfetsiz oluşu ve ko- . laylıkla hazmedilişi dolayısı iledir ve o dönemde onların yemeklerinin en Üstünü idi. Bununla birlikte bütün bu özellikler her bakımdan tiridin en üstün olmasını gerektirmemektedir. Başka açılardan başka yemeğe nispetle daha az faziletli olması mümkündür. Kurtubı der ki: Sahih olan, Meryem'in nebi olduğudur. Çünkü yüce Allah ona melek vasıtasıyla vahiy bildirmiştir. Asiye'ye gelince, onun nebi olduğuna dair herhangi bir delil varid olmamıştır. el-Kermanı der ki: "Kemale eriş" lafzı dolayısıyla nebi olması gerekmez. Çünkü kemal bir şeyin tamam olması ve kendi alanında en ileri dereceye varmış olması halini anlatmak için kullanılır. O halde maksat onun kadınlar hakkında sözkonusu olan bütün fazilet alanlarında en ileri dereceye ulaşmış olmasıdır. (Devamla) der ki: Kadınlardan nebi olmadığına dair icma' da nakledilmiş bulunmaktadır. Evet Kermanı böyle demektedir. Bununla birlikte el-Eşarı'den, kadınlardan altı tane nebi olduğunu söylediği de nakledilmiştir. Bunlar Hawa, Sara, Musa'nın annesi, Hacer, Asiye ve Meryem'dir. Onun nübüwet hususunda belirlediği ölçüye göre, Allah tarafından meleğin bir emir, nehiy ya da ileride meydana geleceklere dair bir bilgi getirerek geldiği her bir şahıs, bir nebidir. Yüce Allah tarafından bu kabilden çeşitli hususları bildirmek üzere bunlara meleğin gelmiş olduğu da sabittir. Kur'an-ı Kerim'de bunların bazılarına vahiyde bulunulduğu da açıkça ifade edilmiştir. İbn Hazm "el-Milel ve'n-Nihal" adlı eserinde bu meselede görüş ayrılığının ancak kendi çağında Kurtuba'da tartışma konusu edildiğini ve o zamana kadar böyle bir tartışmanın bulunmadığını zikretmiş bulunmaktadır. Bu hususta görüş belirtenler arasında üçüncü bir görüş daha nakletmiştir ki, o da bu hususta görüş açıklamamaktır. (Devamla) der ki: Kadınlardan nebi geldiğini kabul etmeyenlerin delili yüce Allah'ın: "Senden önce gönderdiğimiz Resuller kendilerine vahyettiğimiz şehirli erkeklerden başkaları değildi. "[Yusuf, 109] buyruğudur. (İbn Hazm) der ki: Ancak bu buyrukta delilolacak bir taraf yoktur. Çünkü kimse kadınlara risalet verildiğini iddia etmiş değildir. Sözkonusu görüş ayrılığı sadece Nübuvvet ile alakalıdır. Bu hususta varid olmuş en açık buyruklar Meryem kıssasındadır. Musa'nın annesinin kıssasında da onun için Nübuvvetin sabit olduğuna delil olacak taraflar vardır. Çünkü sadece ona bu hususun vahyedilmesi dolayısı ile çocuğunu denize attığını görüyoruz. Şanı yüce Allah da Meryem'i ve ondan sonra da başka nebileri sözkonusu ettikten sonra şöyle buyurmaktadır: "İşte bunlar AIlahım kendilerine nimet verdiği ... nebilerdendir." (Meryem, 58) Böylelikle o da bu genel buyruğun kapsamı içerisine girmiş olmaktadır. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır
ہم سے یحییٰ بن جعفر نے بیان کیا ‘ انہوں نے کہا ہم سے وکیع نے بیان کیا ‘ ان سے شعبہ نے بیان کیا ‘ ان سے عمرو بن مرہ نے ‘ ان سے مرہ ہمدانی نے اور ان سے ابوموسیٰ رضی اللہ عنہ نے بیان کیا کہ رسول اللہ صلی اللہ علیہ وسلم نے فرمایا ”مردوں میں تو بہت سے کامل لوگ اٹھے لیکن عورتوں میں فرعون کی بیوی آسیہ اور مریم بنت عمران علیہما السلام کے سوا اور کوئی کامل نہیں پیدا ہوئی ‘ ہاں عورتوں پر عائشہ رضی اللہ عنہا کی فضیلت ایسی ہے جیسے تمام کھانوں پر ثرید کی فضیلت ہے۔“
আবূ মূসা (রাঃ) হতে বর্ণিত। তিনি বলেন, আল্লাহর রাসূল সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম বলেছেন, পুরুষের মধ্যে অনেকেই পূর্ণতা অর্জন করেছেন। কিন্তু মহিলাদের মধ্যে ফির‘আউনের স্ত্রী আসিয়া এবং ইমরানের কন্যা মারইয়াম ব্যতীত আর কেউ পূর্ণতা অর্জনে সক্ষম হয়নি। তবে ‘আয়িশাহর মর্যাদা সব মহিলার উপর এমন, যেমন সারীদের (গোশতের সুরুয়ায় ভিজা রুটির) মর্যাদা সকল প্রকার খাদ্যের উপর। (৩৪৩৩, ৩৭৬৯, ৫৪১৮) (আধুনিক প্রকাশনীঃ ৩১৬০, ইসলামিক ফাউন্ডেশনঃ)
அல்லாஹ்வின் தூதர் (ஸல்) அவர்கள் கூறினார்கள்: ஆண்களில் பலர் முழுமைபெற்றிருக் கிறார்கள். பெண்களில் ஃபிர்அவ்னின் துணைவியார் ஆசியாவையும் இம்ரானின் மகள் மர்யமையும் தவிர வேறெவரும் முழுமைபெறவில்லை. மற்றப் பெண்களை விட ஆயிஷாவுக்குள்ள சிறப்பு எல்லா வகை உணவுகளைவிடவும் ‘ஸரீத்’89 உணவுக்குள்ள சிறப்பைப் போன்றதாகும்” இதை அபூமூசா (ரலி) அவர்கள் அறிவிக்கிறார்கள் அத்தியாயம் :