عَنْ أَنَسٍ ، قَالَ : خَطَّ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خُطُوطًا ، فَقَالَ : " هَذَا الأَمَلُ وَهَذَا أَجَلُهُ ، فَبَيْنَمَا هُوَ كَذَلِكَ إِذْ جَاءَهُ الخَطُّ الأَقْرَبُ "
حَدَّثَنَا مُسْلِمٌ ، حَدَّثَنَا هَمَّامٌ ، عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي طَلْحَةَ ، عَنْ أَنَسٍ ، قَالَ : خَطَّ النَّبِيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ خُطُوطًا ، فَقَالَ : هَذَا الأَمَلُ وَهَذَا أَجَلُهُ ، فَبَيْنَمَا هُوَ كَذَلِكَ إِذْ جَاءَهُ الخَطُّ الأَقْرَبُ
حَدَّثَنَا مُسْلِمٌ، حَدَّثَنَا هَمَّامٌ، عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي طَلْحَةَ، عَنْ أَنَسٍ، قَالَ خَطَّ النَّبِيُّ ﷺ خُطُوطًا فَقَالَ " هَذَا الأَمَلُ وَهَذَا أَجَلُهُ، فَبَيْنَمَا هُوَ كَذَلِكَ إِذْ جَاءَهُ الْخَطُّ الأَقْرَبُ ".
Narrated Anas bin Malik:The Prophet (ﷺ) drew a few lines and said, "This is (man's) hope, and this is the instant of his death, and while he is in this state (of hope), the nearer line (death) comes to Him
Telah menceritakan kepada kami [Muslim] telah menceritakan kepada kami [Hammam] dari [Ishaq bin Abdullah bin Abu Thalhah] dari [Anas] dia berkata; Nabi shallallahu 'alaihi wasallam pernah membuat suatu garis lalu beliau bersabda: "Ini adalah cita-citanya, dan ini adalah ajalnya, ketika seseorang seperti itu (dalam cita-citanya), maka datanglah garis yang lebih dekat (yaitu ajalnya)
Enes r.a.'in anlattığına göre ise: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem birkaç çizgi çizdi ve "Bu insanın arzu-istekleri, bu da ecelidir. İnsan bu ikisi arasında böyle (zor durumda) kalır. Zira hangi tarafa adım atsa o tarafındaki hata yaklaşmış olur". Fethu'l-Bari Açıklaması: "Arzuların çok olması" ifadesinde arzu, insanın sevdiği uzun ömür, zenginlik gibi istek ve ümitleridir. Bir bakıma temenni de denilebilir. Temenni ile arzu farklıdır diyenler de vardır. Zira arzu-istek, temenninin aksine belli bir sebebe dayanmaktadır. Bazılarına göre insan arzusuz ve ümitsiz yaşayamaz, zira ümidini kaybedenin istekleri temenniden öteye geçemez. Bazılarına göre ise, istek şahsın bir iradesi olup şahsın bir şeyelde etmesi ancak o isteğin olmasına bağlıdır. İsteği olmayan hiçbir şeyelde edemez. Ulemanın çoğu "Onları bırak; yesinler, eğlensinler ve boş ümit onları oyalaya dursun. (Kötü sonucu) yakında bilecekler" (el-Hicr 3)" ayetinin umumi bir ifade olduğunu söylemişse de bir grup ilim adamı, bu ayetin kafirler hakkında nazil olduğunu, buradaki emrin de onları tehdit ve dünya lezzetlerine daimaları sebebiyle sert bir uyarı olduğunu söylemiştir. Arzu ve isteklerin çok olması hakkında Enes'ten r.a. şu merfu hadis naklediimiştir: "Dört iş bedbahtlıktır: Gözlerin donması, kalbin kirlenmesi, arzu ve isteklerin artması ve dünyaya hırsın artması (Bezzar rivayet etmiştir) Abdullah İbn Amr'den r.a. de şu merfu hadis naklediimiştir: "Bu ümmetin ewelinin salaha kavuşmuş olması züht ve yakin (sağlam iman) ile sonunun helak olması da cimrilik ve bitmek bilmez istekler ile olmuştur (Taberani ve İbn Ebi'd-Dünya rivayet etmiştir)". Arzu ve istekleri azaltmanın gerçek züht olduğu söylenmiştir. Ancak arzu ve istekleri azaltmanın zühdün sebebi olduğunu söylemek daha doğru olacaktır. Zira isteklerini azaıtanın takvası artar. Arzu ve isteklerin artmasıyla ibadete karşı soğukluk ve tembellik ortaya çıkar, tövbeler ertelenir, dünyaya rağbet artar, ahiret unutulur ve kalpleri kasvet bürür. Çünkü "Onların arzu-istekleri çoğalınca kalplerini kasvet kapladı" ayetinde ifade buyrulduğu gibi ancak ölümü, kabri, sevap-günahları ve kıyamette olacakları hatırlamakla kalbin yumuşaması ve berrakıaşması gerçekleşir. Arzu ve istekleri az olan kimsenin gam-endişelerinin azalacağı ve kalbinin nurlanacağı söylenmiştir. Zira böyle bir kişi ölüme hazırlandığından dolayı ibadetler için çaba sarfeder, gamları azalır ve aza razı olmaya başlar. İbnü'l-Cevzı şöyle der: Arzu-istek insanlar için pek hoş değildir. Ama ulema bundan müstesnadır. Zira onlar istekli olmasalardı telif-tasnif işleri.,i yapamazlardı. Başkaları da şöyle demişlerdir: "Yetişkin insanın kalbi genç olarak her zaman dünya sevgisi ile arzu ve isteklerle doludur" hadisinde ifade edildiği gibi arzu-istek bütün insanoğlunun tabiatında vardır. Bu hadis-i şerifte ince bir nokta vardır. Zira arzu-istek olmasaydı kimse eğlenemez ve dünya işlerinden haz alamazdı. Burada olumsuz olan bu istekleri serbest bırakmak ve ahireti için hazırlık yapmamaktır. Bu duruma düşmeye kimseye isteklerinden tamamen arınma teklif edilmez. Hadis-i şerifte de insanlar istekleri azaltmaya ve ahiret için hazırlanmaya teşvik edilmiştir. Kötü akıbet mübalağa yoluyla, zehirli yılan sokması diye ifade edilmiştir
ہم سے مسلم بن ابراہیم فراہیدی نے بیان کیا، کہا ہم سے ہمام بن یحییٰ نے بیان کیا، ان سے اسحاق بن عبداللہ بن ابی طلحہ نے اور ان سے انس رضی اللہ عنہ نے بیان کیا کہ نبی کریم صلی اللہ علیہ وسلم نے چند خطوط کھینچے اور فرمایا کہ یہ امید ہے اور یہ موت ہے، انسان اسی حالت ( امیدوں تک پہنچنے کی ) میں رہتا ہے کہ قریب والا خط ( موت ) اس تک پہنچ جاتا ہے۔
আনাস (রাঃ) হতে বর্ণিত। তিনি বলেন একবার নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম কয়েকটি রেখা টানলেন এবং বললেন, এটা আশা আর এটা তার আয়ু। মানুষ যখন এ অবস্থার মাঝে থাকে হঠাৎ নিকটবর্তী রেখা (মৃত্যু) এসে যায়। (আধুনিক প্রকাশনী- ৫৯৭০, ইসলামিক ফাউন্ডেশন)
அனஸ் பின் மாலிக் (ரலி) அவர்கள் கூறியதாவது: நபி (ஸல்) அவர்கள் (முந்தைய ஹதீஸில் உள்ளபடி) சில கோடுகள் வரைந்தார்கள். பிறகு “(சதுரத்தின் நடுவி லுள்ள கோட்டைக் காட்டி) இதுதான் (மனிதனின்) எதிர்பார்ப்புகள் (என்றும், சதுரத்தைக் காட்டி) இதுதான் அவனது ஆயுள் (என்றும் கூறிவிட்டு,) இவ்வாறு அவன் (எதிர்பார்ப்புகளில்) இருந்து கொண்டிருக்கும்போது அருகிலுள்ள (மரணம்-ஆயுள் முடிவு எனும்) கோடு அவனை வந்தடைகிறது” என்று கூறினார்கள். அத்தியாயம் :