عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا ، قَالَ : أَخَذَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِمَنْكِبِي ، فَقَالَ : " كُنْ فِي الدُّنْيَا كَأَنَّكَ غَرِيبٌ أَوْ عَابِرُ سَبِيلٍ "
حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَبُو المُنْذِرِ الطُّفَاوِيُّ ، عَنْ سُلَيْمَانَ الأَعْمَشِ ، قَالَ : حَدَّثَنِي مُجَاهِدٌ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا ، قَالَ : أَخَذَ رَسُولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ بِمَنْكِبِي ، فَقَالَ : كُنْ فِي الدُّنْيَا كَأَنَّكَ غَرِيبٌ أَوْ عَابِرُ سَبِيلٍ وَكَانَ ابْنُ عُمَرَ ، يَقُولُ : إِذَا أَمْسَيْتَ فَلاَ تَنْتَظِرِ الصَّبَاحَ ، وَإِذَا أَصْبَحْتَ فَلاَ تَنْتَظِرِ المَسَاءَ ، وَخُذْ مِنْ صِحَّتِكَ لِمَرَضِكَ ، وَمِنْ حَيَاتِكَ لِمَوْتِكَ
حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَبُو الْمُنْذِرِ الطُّفَاوِيُّ، عَنْ سُلَيْمَانَ الأَعْمَشِ، قَالَ حَدَّثَنِي مُجَاهِدٌ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ ـ رضى الله عنهما ـ قَالَ أَخَذَ رَسُولُ اللَّهِ ﷺ بِمَنْكِبِي فَقَالَ " كُنْ فِي الدُّنْيَا كَأَنَّكَ غَرِيبٌ، أَوْ عَابِرُ سَبِيلٍ ". وَكَانَ ابْنُ عُمَرَ يَقُولُ إِذَا أَمْسَيْتَ فَلاَ تَنْتَظِرِ الصَّبَاحَ، وَإِذَا أَصْبَحْتَ فَلاَ تَنْتَظِرِ الْمَسَاءَ، وَخُذْ مِنْ صِحَّتِكَ لِمَرَضِكَ، وَمِنْ حَيَاتِكَ لِمَوْتِكَ.
Narrated Mujahid:`Abdullah bin `Umar said, "Allah's Messenger (ﷺ) took hold of my shoulder and said, 'Be in this world as if you were a stranger or a traveler." The sub-narrator added: Ibn `Umar used to say, "If you survive till the evening, do not expect to be alive in the morning, and if you survive till the morning, do not expect to be alive in the evening, and take from your health for your sickness, and (take) from your life for your death
Telah menceritakan kepada kami [Ali bin Abdullah] telah menceritakan kepada kami [Muhammad bin Abdurrahman Abu Al Mundzir At Thufawi] dari [Sulaiman Al A'masy] dia berkata; telah menceritakan kepadaku [Mujahid] dari [Abdullah bin Umar] radliallahu 'anhuma dia berkata; "Rasulullah shallallahu 'alaihi wasallam pernah memegang pundakku dan bersabda: 'Jadilah kamu di dunia ini seakan-akan orang asing atau seorang pengembara." Ibnu Umar juga berkata; 'Bila kamu berada di sore hari, maka janganlah kamu menunggu datangnya waktu pagi, dan bila kamu berada di pagi hari, maka janganlah menunggu waktu sore, pergunakanlah waktu sehatmu sebelum sakitmu, dan hidupmu sebelum matimu
Abdullah İbn Ömer r.a.'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem omzumu tutup "Dünyada garip veya yolcu gibi ol" buyurdu. İbn Ömer hep "Akşam'a kavuştuğunda sabahı, sabaha ulaştığında akşamı bekleme, sağlığında hastalığın için, yaşamında da ölümün için bir şeyler yap" derdi. Diğer tahric: Tirmizi, zühd; İbn-i Mace, rikak Fethu'l-Bari Açıklaması: "Dünyada garip veya yolcu gibi ol" hadisi hakkında et-Tibi şöyle demiştir: Buradaki "veya" kelimesi şek için değil, emre icabette seçenek bırakmak içindir. "J (daha doğrusu)" manasında demek daha güzelolsa gerek. Böylece kul önce kalacak yeri olmayan bir miskine benzetilmiş, sonra durum daha da ileri bir noktaya götürülerek yolcuya benzetilmiştir. Zira garip, bazen gurbet beldelerinde ikamet edebilmektedir. Ancak uzak bir diyara doğru yola çıkan kimse ise, onu bekleyen vadiler, dağlar, yol kesiciler ve beklenmedik nice tehlikeler vardır. Çünkü o bir an bile durmaz, yoluna devam eder. Bu vecihten olsa gerek İbn Ömer bu ifadenin akabinde "Akşama kavuştuğunda sabahı, sabaha ulaştığın da akşamı bekleme", "Kendini kabir ehlinden say" demiştir. Yani hiç yorulmadan yoluna devam et, zira sen bir kusur işleyip yolunu devam ettirmezsen o vadilerde helak olursun. Bu benzetmede benzetilenin anlamı budur. Benzeyen ise "sağlığında hastalığın için bir şeyler yap" sözüdür. Yani ömür hiçbir zaman sağlık ve hastalıktan hali olamaz. Dolayısıyla sağlıklı olduğun zamanda kudretin yettiği ölçüde yaşam seyrinden daha fazla mesafe kat etmeye çalış ki, hastalandığında, zayıf düştüğünde kaybettiklerinin yerini doldursun. Bazıları da şöyle demiştir: Bu hadis dünyadan el çekip zühde dalmaya ve kanaatli olmaya teşvik eder. İmam-ı Nevevi de şöyle demiştir: Bu hadisin manası, dünyaya itimat etme, orayı ebedi kalınacak yer olarak görme, dünyadan gurbetçinin almayacağı şeyleri alma. Bazıları da şöyle demektedir: Yolcu, bir istikamete doğru gitmekte olan kimsedir. Dolayısıyla insan dünyada, efendisi tarafından bir ihtiyaç için başka bir şehre gönderilen köle gibidir. Dolayısıyla o, üstlendiği görevi yerine getirip biran evvel memleketine geri dönmeli ve gereksiz şeylere takılmamalıdır. "Sağlığında hastalığın için de bir şeyler yap" yani sağlıklı olduğun zamanlar itaat ve ibadetlerle meşgul ol ki, hastalandığında eksiklik olursa yerini doldurabilsin. "Hayatında ölümün için bir şeyler yap". Bunun manası Hakim'in rivayet ettiği İbn Abbas'ın şu merfu hadisiyle daha iyi anlaşılmaktadır. "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem birine nasihat ederek: Beş şeyden önce şu beş şeyin kıymetini bil: Yaşlanmadan önce gençliğinin; hastalanmadan. önce sağlığının; fakirleşmeden önce zenginliğinin; meşguliyetten önce boş vaktinin ve ölüm gelmeden önce hayatının kıymetini bil". Bu hadisi İbnü'l-Mübarek de Kitabu'z-Zühd'de Amr İbn Meymune'nin mürsel rivayetlerinden biri olarak sahih bir tarikle rivayet etmiştir. Bazı alimler şöyle demiştir: İbn Ömer'in sözleri merfu hadiste de yer almaktadır. İsteksizliğe son vermekle ilgilidir. Akıllı kimse daha akşamdan sabahı; sabahtan da akşamı beklememeli ve ölümün kendisini daha erken yakalayabileceğini düşünmelidir. "Sağlığında hastalığın için bir şeyler yap" sözü, ölümünden sonra sana faydalı olacağını düşündüğün bazı şeyleri yap anlamındadır. Sağlıklı günlerinde daha fazla salih ameller işlemekte acele et. Zira hastalık bazen aniden gelir ve yapacaklarımıza mani olur. Dolayısıyla miadına hazırlıksız yakalanan kimse olmaktan korkulmalıdır. Yukarıda zikredilen bu hadis şu hadise zıt değildir: "Kul hastalandığında veya yolculuğa çıktığında Allah ona sağlıklı ve mukim iken yapmış olduklarının mislini yazar". Çünkü bu hadis amel işleyen kimse hakkında müjde olarak söylenmiştir. İbn Ömer'in hadisindeki uyarı ise, am el işlemeyen kimseler hakkında varit olmuştur. Çünkü insan hastalanınca yapamadığı ameller için pişmanlık duyar, ancak bu pişmanlık ona fayda getirmez. Hadis-i şerifte Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem (insanları) ümmeti için iyilik yapmaya, dünyaya fazla rağbet etmemeye, dünyadan sadece ihtiyaç kadarını almaya teşvik etmiştir
ہم سے علی بن عبداللہ نے بیان کیا، انہوں نے کہا ہم سے محمد بن عبدالرحمٰن ابومنذر طفاوی نے بیان کیا، انہوں نے کہا ہم سے سلیمان اعمش نے بیان کیا، انہوں نے کہا مجھ سے مجاہد نے بیان کیا، انہوں نے کہا ہم سے عبداللہ بن عمر رضی اللہ عنہما نے بیان کیا کہ رسول اللہ صلی اللہ علیہ وسلم نے میرا شانہ پکڑ کر فرمایا ”دنیا میں اس طرح ہو جا جیسے تو مسافر یا راستہ چلنے والا ہو۔“ عبداللہ بن عمر رضی اللہ عنہما فرمایا کرتے تھے شام ہو جائے تو صبح کے منتظر نہ رہو اور صبح کے وقت شام کے منتظر نہ رہو، اپنی صحت کو مرض سے پہلے غنیمت جانو اور زندگی کو موت سے پہلے۔
‘আবদুল্লাহ্ ইবনু ‘উমার (রাঃ) হতে বর্ণিত। তিনি বলেন, রাসূলুল্লাহ্ সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম একবার আমার দু’ কাঁধ ধরে বললেনঃ তুমি দুনিয়াতে থাক যেন তুমি একজন প্রবাসী অথবা পথচারী। আর ইবনু ‘উমার (রাঃ) বলতেন, তুমি সন্ধ্যায় উপনীত হলে সকালের আর অপেক্ষা করো না এবং সকালে উপনীত হলে সন্ধ্যার আর অপেক্ষা করো না। তোমার সুস্থতার সময় তোমার পীড়িত অবস্থার জন্য প্রস্তুতি লও। আর তোমার জীবিত অবস্থায় তোমার মৃত্যুর জন্য প্রস্তুতি লও। [1] (আধুনিক প্রকাশনী- ৫৯৬৮, ই.ফা)
அப்துல்லாஹ் பின் உமர் (ரலி) அவர்கள் கூறியதாவது: அல்லாஹ்வின் தூதர் (ஸல்) அவர்கள் என் தோளைப் பிடித்துக்கொண்டு “உலகத்தில் நீ அந்நியனைப் போன்று, அல்லது வழிப்போக்கனைப் போன்று இரு” என்று சொன்னார்கள். (அறிவிப்பாளர்களில் ஒருவரான முஜாஹித் (ரஹ்) அவர்கள் கூறுகிறார் கள்:) “நீ மாலை நேரத்தை அடைந்து விட்டால் காலைவேளையை எதிர்பார்க் காதே! நீ காலைவேளையை அடைந்து விட்டால் மாலை நேரத்தை எதிர்பார்க் காதே! நீ நோய்வாய்ப்படும் நாளுக்காக உனது ஆரோக்கியத்தில் சிறி(து நேரத்)தைச் செலவிடு. உனது இறப்பு(க்குப் பிந்திய நாளு)க்காக உனது வாழ்நாளில் சிறி(து நேரத்)தைச் செலவிடு” என்று இப்னு உமர் (ரலி) அவர்கள் கூறுவார்கள்.9 அத்தியாயம் :