حَدَّثَنَا أَنَسٌ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ : " خَدَمْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَشْرَ سِنِينَ ، فَمَا قَالَ لِي : أُفٍّ ، وَلاَ : لِمَ صَنَعْتَ ؟ وَلاَ : أَلَّا صَنَعْتَ "
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ ، سَمِعَ سَلَّامَ بْنَ مِسْكِينٍ ، قَالَ : سَمِعْتُ ثَابِتًا ، يَقُولُ : حَدَّثَنَا أَنَسٌ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ : خَدَمْتُ النَّبِيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ عَشْرَ سِنِينَ ، فَمَا قَالَ لِي : أُفٍّ ، وَلاَ : لِمَ صَنَعْتَ ؟ وَلاَ : أَلَّا صَنَعْتَ
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ، سَمِعَ سَلاَّمَ بْنَ مِسْكِينٍ، قَالَ سَمِعْتُ ثَابِتًا، يَقُولُ حَدَّثَنَا أَنَسٌ ـ رضى الله عنه ـ قَالَ خَدَمْتُ النَّبِيَّ ﷺ عَشْرَ سِنِينَ، فَمَا قَالَ لِي أُفٍّ. وَلاَ لِمَ صَنَعْتَ وَلاَ أَلاَّ صَنَعْتَ.
Narrated Anas:I served the Prophet (ﷺ) for ten years, and he never said to me, "Uf" (a minor harsh word denoting impatience) and never blamed me by saying, "Why did you do so or why didn't you do so?
Telah menceritakan kepada kami [Musa bin Isma'il] dia mendengar [Sallam bin Miskin] dia berkata; saya mendengar [Tsabit] berkata; telah menceritakan kepada kami [Anas] radliallahu 'anhu dia berkata; "Aku menjadi pelayan Nabi shallallahu 'alaihi wasallam selama sepuluh tahun, dan beliau sama sekali tidak pernah mengatakan "ah", apa yang kamu perbuat? Dan kenapa kamu tidak melakukannya? (maksudnya menghardik)
Enes r.a.'dan, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e on yıl hizmet ettim. Bana ne öf, ne niye yaptın, ne de niye yapmadın, dedi." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Güzel ahlak, cömertlik ve cimriliğin hoş görülmemesi." Bu başlık altında bu üç hususu bir arada zikretmiş bulunmaktadır. Çünkü cömertlik güzel ahlak arasında sayılır. Hatta güzel huyların en büyüklerindendir. Cimrilik ise onun zıttıdır. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de: "Allah'ım, yaratılışımı güzelleştirdiğin gibi, ahlakımı da güzelleştir" diye dua ederdi. Bunu Ahmed rivayet etmiş olup İbn Hibban sahih olduğunu söylemiştir. Müslim'in naklettiği "iftitah duası"na dair Ali'nin rivayet ettiği uzunca hadiste şöyle denilmektedir: "Ve sen beni en güzel ahlaka ilet. Ona da senden başka hiç kimse iletemez." Kurtubi, el-Mufhim adlı eserinde şöyle diyor: Ahlak, insanın başkası ile ilişkilerinde sahip olduğu niteliklere denilir. Bu nitelikler övülen ve yerilen kısımlarına ayrılır. Övülenler özetle kendi aleyhine dahi olsa başkasının yanında yer alarak kendindeki hakkı alıp vermek fakat kendi nefsin için başkasından hak istemeye kalkışmamaktır. Bunun etraflı bir şekilde dökümü de şöyledir: Affetmek, hilim göstermek (cahilce davranışları bağışlayıp intikam almaya kalkışmamak), cömertlik, sabır, eziyetlere tahammül, merhamet, şefkat, ihtiyaçları karşılamak, sevgi göstermek, yumuşak davranmak ve benzeri hallerdir. Yerilen huylar ise bunların zıttıdır. Cömertlik (seha) de cCıd (cömertlik) ile aynı anlamdadır. Bu da sahip olunup saklanılan bir şeyi karşılıksız olarak vermektir. Cömertliğin güzel ahlaka atfedilmesi ise özelin genele atfedilmesi kabilindendir. Müfred olarak zikredilmesi ise şanının yüceliğine dikkat çekmek içindir. "İbn Abbas dedi ki: Nebi s.a.v. insanların en cömerdi idi." Buna dair açıklamalar daha önce Oruç bölümünde (1902.hadiste) geçmişti. Başlıkta yer alan üçüncü hadis (6033 nolu hadis)te geçen: "Nebi s.a.v. insanların en güzeli idi" ifadesi hem yaratılış, hem ahlak itibariyle en güzeli idi, demektir. "İnsanların en cömerdi idi" ifadesi, verebildiği şeyleri karşılıksız en çok veren kimseydi demektir. "İnsanların en kahramanı idi." Yani kaçmamakla birlikte herkesten çok en ileri atılan idi. Sözü geçen bu hadisin şerhi: "Medine halkı korkmuştu." Yani geceleyin bir ses işitmişler, bir düşmanın kendilerine hücum edeceğinden korkmuşlardı. "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onları karşıladı. Çünkü o diğer insanlardan önce sesin geldiği tarafa gitmişti." Yani o onlardan önce gitmiş, durumun mahiyetini açıkça öğrenmiş ve korkulacak bir şeyolmadığını görüp, geri dönüp onları teskin etmeye başlamıştı. "Korkmayınız" lafzı ise karşıdakinin korkusunu teskin etmek, onu yatıştırmak ve muhatap kimseye karşı yumuşaklığını izhar etmek için söylenen bir sözdür. "Ölçüyü kaçıran değildi." Bu hadiste: "Şüphesiz sizin en hayırlılarınız ahlakı en güzel olanlarınızdır" ifadesi de geçmektedir. Ebu Ya'la, Enes'ten Nebie şu hadisi merfu olarak zikretmiştir: "mu'minler arasında imanı en kamil olanlar ahlakı en güzelolanlardır." Tirmizi de, Cabir'den Nebi s.a.v.'in şu buyruğunu rivayet etmektedir: "Aranızda ahlakı en güzelolanlarınız aranızda en çok sevdiğim kimselerden ve kıyamet gününde oturacağı meclisi bana en yakın olacak olanlarınızdandırlar." Hadisi Buh21.ri de el-Edebu'I-Müfred adlı eserinde zikretmiştir. Yine Buhari el-Edebu'I-Müfredlde, İbn Hibban, Hakim ve Taberani de Usame İbn Şeriklten şu hadisi rivayet etmektedirler: "Ashab: Ey Aııah'ın Rasulü! Allah'ın kulları arasında, Allah'ın en sevdiği kimlerdir, diye sordular. Aııah Rasulü: Ahlak itibariyle en güzelleri olanlardır, buyurdu." Yine ondan gelen bir başka rivayette şöyle denilmektedir: "İnsana verilen en hayırlı şey nedir (diye soruldu). Allah Rasulü: Güzel ahlaktır, buyurdu." Güzel ahlaka dair sahih hadislerden birisi de en-Newas İbn Sem'an'ın rivayet ettiği, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in: "Birr (iyilik) güzel ahlaktır" hadisidir. Bu hadisi Müslim ve el-Edebu'I-Müfred'de Buhari rivayet etmiştir. Ebu'd-Derda'nın rivayet ettiği hadiste de Nebi efendimiz şöyle buyurmuştur: "Güzel ahlaktan daha çok mizanda ağır basacak hiçbir şey yoktur." Bu hadisi Buhari el-Edebu'I-Müfred'de, Ebu Davud, sahih olduğunu belirterek Tirmizi ve İbn Hibban da rivayet etmişlerdir. Bu hadiste Tirmizi -ki el-Bezzar'da da vardır- bu fazlalığı da zikretmektedir: "Şüphesiz güzel ahlak sahibi (güzel ahlakı sayesinde) oruç tutan, namaz kılan kimsenin mertebesine kadar ulaşır." Tirmizi ve İbn Hibban -ki sahih olduğunu da belirtirler- aynı zamanda Buhari'nin el-Edebu'I-Müfred'inde de yer alan Ebu Hureyre yoluyla gelen hadiste şöyle denilmektedir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e insanların cennete girmelerine en çok neyin sebep olduğuna dair soru soruldu. O: Allah'a karşı takvalı olmak ve güzel ahlak, diye cevap verdi." el-Bezzar hasen bir sened ile Ebu Hureyre'den, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: "Sizin mallarınız (gönüllerini hoş etmek için) bütün insanlara asla yetişemez. Fakat sizin göstereceğiniz güler yüz ve güzel ahlak ile hepsine yetişebilirsiniz." Bu hususta hadisler pek çoktur. Altıncı hadis (6036 nolu hadis) Sehl İbn Sa 'd radıyalliihu anh'ın Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e verilen burdeyi bir sahabinin kefeni olması için istemesi olayı ile ilgilidir. Bu hadisin bu başlıkta zikredilmesinden maksat ise, o burdeyi isteyen kimseye, hazır bulunan sahabilerin: "Sen ondan o burdeyi istedin, oysa onun kendisinden bir şey isteyene vermezlik etmediğini de biliyorsun" şeklindeki sözleridir. Hadisin yeteri kadar şerhi Cenazeler bölümünün baş taraflarında geçmiş bulunmaktadır. "Ne niye yaptın, ne de niye yapmadın, dedi." Bu hadisten, geçmiş işler dolayısıyla sitemde bulunmama yolunun seçilmesinin uygunluğu anlaşılmaktadır. Çünkü gerek duyulması halinde işin yeniden yapılabilme imkanı vardır. Dilin azarlamaktan, yermekten uzak tutulmasının faydası ise, hizmetçiye sitemde bulunmayı terk etmek suretiyle kalbini kazanmak, ısındırmaktır. Bütün bunlar kişinin kendi payı ile ilgili olan hususlardadır, ama şer'an yapılması gerekli olan hususlarda herhangi bir müsamaha sözkonusu olmaz. Çünkü bunlar (bu gibi hallerde gerekeni söylemek) iyiliği emredip kötülükten alıkoymak kabilinden olur
ہم سے موسیٰ بن اسماعیل نے بیان کیا، انہوں نے سلام بن مسکین سے سنا، کہا کہ میں نے ثابت سے سنا، کہا کہ ہم سے انس رضی اللہ عنہ نے بیان کیا کہ میں نے رسول اللہ صلی اللہ علیہ وسلم کی دس سال تک خدمت کی لیکن آپ نے کبھی مجھے اف تک نہیں کہا اور نہ کبھی یہ کہا کہ فلاں کام کیوں کیا اور فلاں کام کیوں نہیں کیا۔
আনাস (রাঃ) হতে বর্ণিত। তিনি বলেন, আমি দশটি বছর নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম এর খিদমত করেছি। কিন্তু তিনি কক্ষনো আমার প্রতি উঃ শব্দটি করেননি। এ কথা জিজ্ঞেস করেননি, তুমি এ কাজ কেন করলে এবং কেন করলে না? [২৭৬৮; মুসলিম ৪৩/১৩, হাঃ ২৩০৯, আহমাদ ১৩০২০] (আধুনিক প্রকাশনী- ৫৬০৩, ইসলামিক ফাউন্ডেশন)
அனஸ் (ரலி) அவர்கள் கூறியதாவது: நான் நபி (ஸல்) அவர்களுக்குப் பத்து ஆண்டுகள் சேவகம் புரிந்தேன். (மனம் வேதனைப்படும்படி) என்னை “ச்சீ ‘‘ என்றோ, “(இதை) ஏன் செய்தாய்” என்றோ, “நீ (இப்படிச்) செய்திருக்கக் கூடாதா?” என்றோ அவர்கள் சொன்ன தில்லை. அத்தியாயம் :