أَنَّ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا : عَادَ المُقَنَّعَ ثُمَّ قَالَ : لاَ أَبْرَحُ حَتَّى تَحْتَجِمَ ، فَإِنِّي سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ : " إِنَّ فِيهِ شِفَاءً "
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ تَلِيدٍ ، قَالَ : حَدَّثَنِي ابْنُ وَهْبٍ ، قَالَ : أَخْبَرَنِي عَمْرٌو ، وَغَيْرُهُ : أَنَّ بُكَيْرًا ، حَدَّثَهُ : أَنَّ عَاصِمَ بْنَ عُمَرَ بْنِ قَتَادَةَ ، حَدَّثَهُ : أَنَّ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا : عَادَ المُقَنَّعَ ثُمَّ قَالَ : لاَ أَبْرَحُ حَتَّى تَحْتَجِمَ ، فَإِنِّي سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ يَقُولُ : إِنَّ فِيهِ شِفَاءً
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ تَلِيدٍ، قَالَ حَدَّثَنِي ابْنُ وَهْبٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي عَمْرٌو، وَغَيْرُهُ، أَنَّ بُكَيْرًا، حَدَّثَهُ أَنَّ عَاصِمَ بْنَ عُمَرَ بْنِ قَتَادَةَ حَدَّثَهُ أَنَّ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ ـ رضى الله عنهما ـ عَادَ الْمُقَنَّعَ ثُمَّ قَالَ لاَ أَبْرَحُ حَتَّى تَحْتَجِمَ فَإِنِّي سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ ﷺ يَقُولُ " إِنَّ فِيهِ شِفَاءً ".
Narrated Jabir bin `Abdullah:that he paid Al-Muqanna a visit during his illness and said, "I will not leave till he gets cupped, for I heard Allah's Messenger (ﷺ) saying, "There is healing in cupping
Telah menceritakan kepada kami [Sa'id bin Talid] dia berkata; telah menceritakan kepadaku [Ibnu Wahb] dia berkata; telah mengabarkan kepadaku ['Amru] dan yang lainnya, bahwa [Bukair] telah menceritakan kepadanya bahwa ['Ashim bin Umar bin Qatadah] menceritakan kepadanya bahwa [Jabir bin Abdullah] radliallahu 'anhuma pernah menjenguk Muqanna' kemudian dia berkata; "Kamu tidak akan sembuh hingga berbekam, karena aku pernah mendengar Rasulullah shallallahu 'alaihi wasallam bersabda: "Sesungguhnya padanya terdapat obat
Asım b. Ömer b. Katade'den rivayete göre, "Cabir b. Abdullah r.a., hastalığı dolayısıyla el-Mukanna'ı ziyaret etti, sonra da: Sen hacamat yaptırıncaya kadar buradan gitmem. Çünkü Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i: Muhakkak onda bir şifa vardır derken dinledim, dedi." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Hastalıktan dolayı hacamat", yani hastalık sebebiyle hacamat yaptırmak. el-Muvaffak el-Bağdadı dedi ki: Hacamat, bedenin sathını, derinden kan aldırmaktan daha çok temizler. Hacamat, çocuklar için ve sıcak şehirlerde derinden kan aldırmaktan daha iyidir ve daha tehlikesizdir. Bazen birçok ilaca da ihtiyaç bırakmaz. Bundan dolayı hadislerde derinden kan aldırmak değil de hacamat söz konusu edilmiştir. Diğer taraftan Araplar da ancak hacamatı biliyorlardı. "el-Hüda" adlı eserin müeııifi de şunları söylemektedir: Fasd (denilen derinden kan aldırmak) ile hacamat arasında -tahkike göre- farklılık vardır. Bu da zaman, yer ve mizaca göre farklılık arzeder. Hacamat, sıcak zamanlarda, sıcak yerlerde ve kanları oldukça sıcak kimseler için daha faydalıdır. Derinden kan aldırmak (el-fasd) ise bunun aksidir. Bundan dolayı hacamat çocuklar için ve fasda güç yetiremeyenler için daha faydalıdır. "Ve: Kendisi ile tedavi olduğunuz en mükemmel şey, hacamattır, diye buyurdu." Bu alanda bilgi sahibi olanlar şöyle demişlerdir: Burada hitap Hicazlılar ile onlar gibi sıcak bölgelerde yaşayan kimseleredir. Çünkü bunların kanları ince olup vücudun üst taraflarına, görünen kısımlarına doğru bedenin yüzeyindeki harareti kendisine doğru çekmek için yönelir. Buradan anlaşıldığına göre yine hitap yaşlı olmayanlaradır. Çünkü onların bedenlerindeki hararet düşüktür. Taberı sahih bir sened ile İbn Sırın'den şöyle dediğini rivayet etmektedir: Adam kırk yaşına ulaştı mı hacamat yaptırmasın. Taberi dedi ki: Çünkü bu yaştan itibaren kişinin ömrü eksilmeye başlar, bedenindeki güçler zayıflar. O halde kanı (hacamat ile) çıkartmak suretiyle bedeninin gücünü daha da azaltmamalıdır. Onun bu sözleri muayyen olarak hacamata ihtiyaç duymayan ile hacamat yaptırmaya alışmamış kimseler hakkında yorumlanır. Bu hadis, hacamatın meşruiyetini ve özellikle ona gerek duyan kimseler için " de hacamat yoluyla tedaviye teşvik etmeyi, hacamat yapan kimsenin kazancının hükmünü kapsamaktadır. Buna dair açıklamalar da İcare bölümünde(2281.hadiste) geçmiş bulunmaktadır. Ayrıca hadis kust ile tedaviyi de ihtiva etmektedir ki, bu da az önce(5692.hadiste) geçmiş bulunmaktadır
ہم سے سعید بن تلید نے بیان کیا، انہوں نے کہا کہ مجھ سے ابن وہب نے بیان کیا کہ مجھے عمرو وغیرہ نے خبر دی، ان سے بکیر نے بیان کیا، ان سے عاصم بن عمر بن قتادہ نے بیان کیا کہ جابر بن عبداللہ مقنع بن سنان تابعی کی عیادت کے لیے تشریف لائے پھر ان سے کہا کہ جب تک تم پچھنا نہ لگوا لو گے میں یہاں سے نہیں جاؤں گا، میں نے رسول اللہ صلی اللہ علیہ وسلم سے سنا ہے کہ نبی کریم صلی اللہ علیہ وسلم نے فرمایا کہ اس میں شفاء ہے۔
আসিম ইবনু ‘উমার ইবনু ক্বাতাদাহ (রহঃ) হতে বর্ণিত যে, জাবির ইবনু ‘আবদুল্লাহ (রাঃ) অসুস্থ মুকান্নাকে দেখতে যান। এরপর তিনি বলেনঃ আমি হটব না, যতক্ষণ না তুমি শিঙ্গা লাগাবে। কেননা, আমি রাসূলুল্লাহ সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম-কে বলতে শুনেছিঃ নিশ্চয় এতে আছে নিরাময়। [৫৬৮৩] (আধুনিক প্রকাশনী- ৫২৮৫, ইসলামিক ফাউন্ডেশন)
ஆஸிம் பின் உமர் பின் கத்தாதா (ரஹ்) அவர்கள் கூறியதாவது: ஜாபிர் பின் அப்தில்லாஹ் (ரலி) அவர்கள் முகன்னஉ பின் சினான் (ரஹ்) அவர்களை உடல்நலம் விசாரிக்கச் சென்றார்கள். பிறகு, ‘‘நீங்கள் குருதி உறிஞ்சி எடுத்துக்கொள்ளாத வரை நான் (திரும்பிச்) செல்லமாட்டேன். ஏனெனில், அல்லாஹ்வின் தூதர் (ஸல்) அவர்கள், ‘அதில் நிவாரணம் உள்ளது’ என்று சொல்வதை நான் கேட்டுள்ளேன்” என்று கூறினார்கள். அத்தியாயம் :