عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : " مَا أَذِنَ اللَّهُ لِشَيْءٍ مَا أَذِنَ لِلنَّبِيِّ أَنْ يَتَغَنَّى بِالقُرْآنِ "
حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ ، عَنِ الزُّهْرِيِّ ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ ، قَالَ : مَا أَذِنَ اللَّهُ لِشَيْءٍ مَا أَذِنَ لِلنَّبِيِّ أَنْ يَتَغَنَّى بِالقُرْآنِ قَالَ سُفْيَانُ : تَفْسِيرُهُ يَسْتَغْنِي بِهِ
حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنِ النَّبِيِّ ﷺ قَالَ " مَا أَذِنَ اللَّهُ لِشَىْءٍ مَا أَذِنَ لِلنَّبِيِّ أَنْ يَتَغَنَّى بِالْقُرْآنِ ". قَالَ سُفْيَانُ تَفْسِيرُهُ يَسْتَغْنِي بِهِ.
Narrated Abu Huraira:The Prophet (ﷺ) I said, "Allah does not listen to a prophet as He listens to a prophet who recites the Qur'an in a loud and pleasant tone." Sufyan said, "This saying means: a prophet who regards the Qur'an as something that makes him dispense with many worldly pleasures
Telah menceritakan kepada kami [Ali bin Abdullah] Telah menceritakan kepada kami [Sufyan] dari [Az Zuhri] dari [Abu Salamah bin Abdurrahman] dari [Abu Hurairah] dari Nabi shallallahu 'alaihi wasallam, beliau bersabda: "Allah tidak mengizinkan pada sesuatu pun, sebagaimana Allah mengizinkan kepada Nabi untuk melagukan Al Qur`an." Sufyan berkata, "Tafsirnya adalah, bahwa ia melagu-lagu dengannya
Ebu Hureyre r.a.'den rivayet edildiğine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Allah Teala Nebi'in Kur'an'ı yüksek sesle güzel okuması konusunda izin verdiği gibi başka hiçbir konuda böyle teğanni ile okumaya müsaade etmemiştir." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Kendilerine okunmakta olan Kitab'ı sana indirmemiz onlara yetmemiş mil?" İmam Buharı bu ayeti burada zikretmekle, İbn Uyeyne'nin jyeteganna fiilini I/istağna şeklinde yaptığı tefsiri tercih ettiğini göstermiştir. Bu ayetle, önceki milletlerin kıssaları ile yetinmek kastedilmiştir. Yoksa fakirliğin zıddı olan ve zenginlik manasına gelen istiğna ........el-istiğna kastedilmemiştir. Nitekim İmam Buharl'nin de, bu başlıktan sonra bu ayeti zikretmesi bu görüşü benimsediğini gösterir. Kurtubi şöyle demiştir: "Asıl itibariyle ..... kelimesi, kişinin dinlediği kimseye kulak vermesi anlamına gelir. Bu mana Allah Teala hakkında düşünülemez. Bu kullanım, muhatapların örflerinde yaygın olan bir esasa dayanarak mecaz ifade eder. Bu kavram Allah Teala hakkında kullanılınca, O'nun, Kur'an okuyana lütufta bulunması ve ona bolca sevap vermesi anlamına gelir. Çünkü bunlar, kulak vermenin neticeleridir. Bu durumda hadis, Kur'an okumayı teşvik eder ve Kur'an'ı bırakıp başka bir kelama meyletmemeyi öğütler." Kurtubı, bu hadisi mana bakımından Buharı'nin tercih ettiği istiğnanın tahsisine göre te'vll etmektedir. Çünkü Kur'an varken başka kitapıara ihtiyaç kalmaz. .........Lem yeteganne ifadesi ile Kur'an'ın kendisine bir fayda sağlamadığı, bu kitabın imanına bir yararı dokunmadığı, Kur'an'da var olan va 'd ile vaıdi tasdik etmeye yardımcı olmadığı kimselerin kastedildiği de söylenmiştir. Bu başlık ile "Kur'an okuyup onu dinlemekle rahata kavuşmayan" manasının kast edildiği de ileri sürülmüştür. Ancak bu lafız ile Ebu Ubeyd'in tercih ettiği fakirliğin zıddı olan zenginlik kastedilmemiştir. Yine de Ebu Ubeyd'in görüşü yabana atılamaz. Bununla, fakirliğin zıddı olan ve gözle görülebilen zenginliğin değil de, kanaat olan ve nefis zenginliği anlamına gelen manevi temizlik kastediImiş olabilir. Çünkü malum olan zenginlik başka bir özellik olmazsa sırf Kur'an okumakla elde edilemez. Hadisin akışı da böyle bir özelliğin bulunmadığını gösterir. Bu hadiste Kur'an'ı güzelokumak için gayret sarfedilmesine teşvik söz konusudur. Ayrıca gayret sarfetmenin nedeni de açıklanmıştır. Buna göre sanki Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: Kur'an okurken teğanni ile okumayı arzu etmeyenler bizden değildir. İmam Taberl'nin naklettiğine göre İmam Şafii'ye İbn Uyeyne'nin teğanni kelimesini istiğna ile tefsir etmesi hakkında ne düşündüğü sorulunca, bu tevili kabul etmeyip şöyle demiştir: "Eğer Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu lafız ile zengin olmayı kast etseydi, r-!/lem yesteğni lafzını kullanırdı. Şüphesiz Rasulullah güzel sesle Kur'an okumayı kastetmiştir." İbn Battal şöyle demiştir: "İbn Ebi Müleyke, Abdullah İbn Mübarek ve Nadr İbn Şümeyl de bunu bu şekilde tefsir etmiştir. Nitekim, Abdula'la'nın, Ma'mer kanalıyla İbn Şihab'dan bu konuda zikredilen hadise ilişkin naklettiği şu sözler de bunu destekler: "Allah Teala Kur'an'ı makamlı biçimde okumaya müsaade ettği gibi başka bir şeyi teğanni ile söylemeye müsaade etmemiştir." Bu rivayeti Taberi tahriç etmiştir. Yine Taberi, Abdurrezzak kanalıyla Ma'mer'den şu rivayeti nakletmektedir: "Allah Teala güzel sesli başka bir Nebie böyle bir şey için izin vermemiştir." Bu lafız, İmam Müslim tarafından Muhammed İbn İbrahim et-Teymi kanalıyla Ebu Seleme'den, İbn Ebi Davı1d ve Tahavi tarafından Amr İbn Dinar ve Ebu Seleme kanalıyla Ebu Hureyre'den "Allah Teala Kur'an'ı güzel terennüm etmekten dolayı başka bir Nebie böyle bir teğanni izni vermemiştir, " şeklinde nakledilmiştir. Bu konuda Taberi şöyle demiştir: "Terennüm, ancak okuyucunun sesini güzelleştirip kulağa hoş hale getirmesiyle mümkün olur. Eğer teğanninin anlamı istiğna olsaydı, burada sesin zikredilmesine gerek kalmazdı. Aynı şekilde yüksek sesle okumaya da temas edilmezdi." Sonuç olarak bu konuya ilişkin yukarıda zikredilen bütün görüşleri şu şekilde uzlaştırmak mümkündür: Okuyucu, Kur'an okurken sesini yükselterek, içli içli okuyarak, onunla yetinip diğer sözlere yönelmeyerek, onunla gönül zenginliğini ve maddi bolluğu yakalamayı umarak Kur'an'la sesini güzelleştirmiş olur. Bu mesele ile ilgili düşüncelerimi şu beyitlere döktüm: Kur'an'ı oku nameli güzel sesle İçli içli, terennüm ederek yükses sesle Diğer kitapları terk eyle umarak Günül zenginliğini, hakiki zenginlği Hiç kuşkusuz, nefisler makamlı okuyuşlara makamsız okuyuşlardan daha fazla meyleder. Çünkü name, kalbin hislenmesinde ve gözyaşının akmasında son derece etkilidir. Selef alimleri, Kur'an'ın makamla okunup okunmayacağı hususunda ihtilaf etmişlerdir. Ancak güzel sesle Kur'an okumak ile güzel sesli birinin Kur'an okumasını başkalarına önceleme hususunda aralarında hiç ihtilaf yoktur. İmam Nevevi "et-TibyCin" adlı eserinde şöyle demiştir: "Alimler Kur'an okurken sesin güzelleştirilmesi hakkında icma' etmişlerdir. Ancak sesi güzelleştirmek için aşırı derecede uzata uzata okumaya meyletmemek gerektiğini vurgulamışlardır. Eğer okunurken bir harf ilave edilmesi veya bir harfin gizlenmesi haramdır. Makam yaparak okuma hakkında ise .İmam Şafii bir yerde bunun mekruh olduğunu, başka bir yerde ise bunda bir sakınca bulunmadığını söylemiştir. Onun bu durumunu öğrencileri ve ona tabi olan ilim adamları şu şekilde izah etmiştir: İmam Şafii iki zıt görüş beyan etmemiştir. Çünkü o, farklı hallere göre farklı konuşmuştur. Eğer Kur'an okuyan doğru dürüst okur ve makam yaparsa, bu caizdir. Aksi takdirde haramdır. Bu konudaki delillerden şu sonuç ortaya çıkmıştır: Kur'an'ı güzel sesle okumak güzel bir davranıştır. Eğer kişinin sesi güzel değilse, gücü ye ttiği kadar güzel okumaya gayret etsin. Nitekim İbn Ebi Müleyke hadis ravilerinden birine böyle demiştir. Bu rivayeti, Ebu Davııd sahih bir senede nakletmiştir. Kur'an okuyanın sesini güzelleştirmesinin bir yolu da, makamların kurallarına dikkat etmektir. Çünkü güzel ses, makam ile daha da güzelleşir. Kişinin makamdan uzak durması sesinin güzelliğini etkiler. Sesi güzelolmayan kimse belki de kıraat ehli nezdinde muteber olan kuralların dışına çıkmamak kaydıyla bu makamlara rivayet etmek zorunda kalır. Buna riayet etmezse, kuralına uygun okumadığı için sesini güzelleştiremez. Belki de bu görüş, makamla Kur'an okumayı mekruh görenlere aittir. Çünkü genellikle makamlara riayet edenler Kur'an'ı düzgün okumaya özen göstermezler. Eğer bir kimse, hem Kur'an okuma kurallarına hem de makama riayet ederse, onun kıraatı başkasınınkine tercih edilir. Çünkü o, hem dinin arzuladığı gibi sesini güzelleştirmiş, hem de haram olan okuma hatalarından korunmuştur." Doğrusunu en iyi Allah bilir
ہم سے علی بن عبداللہ مدینی نے بیان کیا، کہا ہم سے سفیان بن عیینہ نے بیان کیا، ان سے زہری نے، ان سے ابوسلمہ بن عبدالرحمٰن نے اور ان سے ابوہریرہ رضی اللہ عنہ نے کہ نبی کریم صلی اللہ علیہ وسلم نے فرمایا کہ اللہ تعالیٰ نے کوئی چیز توجہ سے نہیں سنی جتنی توجہ سے اپنے نبی ( صلی اللہ علیہ وسلم ) کو بہترین آواز کے ساتھ قرآن مجید پڑھتے سنا ہے۔ سفیان بن عیینہ نے کہا «يتغنى بالقرآن» سے مراد ہے کہ قرآن پر قناعت کرے۔
আবূ হুরাইরাহ (রাঃ) হতে বর্ণিত। রাসূল সাল্লাল্লাহু ‘আলাইহি ওয়াসাল্লাম বলেন, আল্লাহ্ তা‘আলা কোন বিষয়ের প্রতি এরূপ কান লাগিয়ে শুনেন না যেরূপ তিনি নবীর সুমধুর তিলাওয়াত শুনেন। সুফ্ইয়ান (রহ.) বলেন, কুরআনই তার জন্য যথেষ্ট। [৫০২৩] (আধুনিক প্রকাশনীঃ ৪৬৫০, ইসলামিক ফাউন্ডেশনঃ)
அபூஹுரைரா (ரலி) அவர்கள் கூறியதாவது: நபி (ஸல்) அவர்கள், ‘‘நான் (முழு ஈடுபாட்டுடன்) இனிய குரலில் குர்ஆனை ஓதும்போது அல்லாஹ் செவி கொடுத்துக் கேட்டதைப் போன்று வேறெதையும் அவன் செவி கொடுத்துக் கேட்டதில்லை” என்று கூறினார்கள். ‘‘இந்த ஹதீஸின் மூலத்திலுள்ள, ‘யத ஃகன்னா’ என்பதற்கு ‘குர்ஆனைக் கொண்டு தன்னிறைவு பெற்றார்’ என்பது பொருள்” என சுஃப்யான் பின் உயைனா (ரஹ்) அவர்கள் கூறினார்கள். அத்தியாயம் :