أَنَّ ابْنَ عَبَّاسٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا أَخْبَرَهُ : {{ لاَ يَسْتَوِي القَاعِدُونَ مِنَ المُؤْمِنِينَ }} : " عَنْ بَدْرٍ ، وَالخَارِجُونَ إِلَى بَدْرٍ "
حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسَى ، أَخْبَرَنَا هِشَامٌ ، أَنَّ ابْنَ جُرَيْجٍ ، أَخْبَرَهُمْ ، ح وَحَدَّثَنِي إِسْحَاقُ ، أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ ، أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ ، أَخْبَرَنِي عَبْدُ الكَرِيمِ ، أَنَّ مِقْسَمًا ، مَوْلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الحَارِثِ أَخْبَرَهُ : أَنَّ ابْنَ عَبَّاسٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا أَخْبَرَهُ : {{ لاَ يَسْتَوِي القَاعِدُونَ مِنَ المُؤْمِنِينَ }} : عَنْ بَدْرٍ ، وَالخَارِجُونَ إِلَى بَدْرٍ
حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسَى، أَخْبَرَنَا هِشَامٌ، أَنَّ ابْنَ جُرَيْجٍ، أَخْبَرَهُمْ ح، وَحَدَّثَنِي إِسْحَاقُ، أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ، أَخْبَرَنِي عَبْدُ الْكَرِيمِ، أَنَّ مِقْسَمًا، مَوْلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْحَارِثِ أَخْبَرَهُ أَنَّ ابْنَ عَبَّاسٍ ـ رضى الله عنهما ـ أَخْبَرَهُ {لاَ يَسْتَوِي الْقَاعِدُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ} عَنْ بَدْرٍ وَالْخَارِجُونَ إِلَى بَدْرٍ.
Narrated Ibn `Abbas:Not equal are those believers who sat (at home) and did not join the Badr battle and those who joined the Badr battle
Telah menceritakan kepada kami [Ibrahim bin Musa] Telah mengabarkan kepada kami [Hisyam] bahwa [Ibnu Juraij] Telah mengabarkan kepada mereka; Demikian juga diriwayatkan dari jalur lainnya, Dan telah menceritakan kepadaku [Ishaq] Telah mengabarkan kepada kami ['Abdur Razzaq] Telah mengabarkan kepada kami [Ibnu Juraij] Telah mengabarkan kepadaku ['Abdul Karim] bahwa [Miqsam] -budak- 'Abdullah bin Al Harits mengabarkan kepadanya dari [Ibnu 'Abbas radliallahu 'anhuma] mengenai ayat: LAA YASTAWIL QAA'IDUUNA MINAL MUKMINIINA WAL MUJAAHIDUUNA FII SABIILILLAAH' 'Tidaklah sama antara orang mukmin yang tidak ikut berperang dan mereka yang berjihad fii sabilillah.' (An Nisa: 95), yaitu yang duduk-duduk tidak ikut perang Badar dan orang-orang yang berangkat untuk berperang
İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre, "Mu’minlerden -özür sahibi olanlar dışında- oturanlarla, Allah yolunda cihad edenler bir olmaz," ayeti Bedir savaşına katılmayanlar ile katılanlar hakkında inmiştir. Fethu'l-Bari Açıklaması: İmam Buhar! İbn Abbas'tan gelen rivayeti burada özet olarak verdi. Tirmizı de bu rivayeti nakletmiştir. Onun rivayetinde şu fazlalık vardır: Allah Teala'nın Bedir savaşı ile ilgili emri gelince, her ikisi de ama olan Abdullah İbn Cahş ile İbn Ümmi MektUm Hz. Nebi'e gelip - Ey Allah'ın elçisi! Bizim için bir izin var mı? diye sordular. Bunun üzerine, "Müminierden -özür sahibi olanlar dışında- oturanlaria, malları ve canlarıyla Allah yolunda cihad edenler bir olmaz. Allah, malları ve canlan ile cihad edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kıldı," ayeti nazil oldu. Bu ayette cihada çıkmayıp geride evlerinde oturanlar ile herhangi bir özru bulunmayan kimseler kastedilmiştir. "Mücahidleri, oturanlardan çok büyük bir ecirle üstün kılmıştır," ifadesinde belirtilen mücahidlerin üstünlüğü, bir özru bulunmadığı halde cihada katılmayan müminlere karşıdır." İmam Tirmizı bu rivayeti tek bir siyak içinde nakletmiştir. Ancak bu rivayette idrac vardır. "Bu ayette cihada çıkmayıp geride evlerinde oturanlar ... " ifadesi İbn Cüreyc tarafından hadise idrac edilmiştir. Taberi bunu açıklamıştır. İbn Cüreyc'in bu tefsiri şu şekilde özetlenebilir: Mücahidlerin üstün olduğu kimseler, bir özrü olmadığı halde cihada katılmayan müminlerdir. Özür sahibi müminler ise, niyetleri halis olduğu süece üstünlük konusunda cihad edenlerle bir tutulur. Nitekim bu husus "Megazı Bölümü"nde Enes İbn Malik'ten nakledilen rivayette açıklanmıştır. Söz konusu rivayette cihada katılan müminlere Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Medıne'de öyle insanlar var ki, attığınız her adımda, geçtiğiniz her vadide mutlaka onlar sizinle beraberdir. Özürleri onlann size katılmasına engelolmuştur." "Allah, mallan ve canlan ile cihad edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kıldı," ayetinin, cihad edenleri, özür sahibi olmadan cihada katılmayıp evlerinde oturan insanlara üstün kıldığı anlamına gelmesi ihtimali vardır. Bu ihtimal, yukarıda zikredilen Enes hadisi ile çelişmez. Aynı şekilde ayetin delalet ettiği özür sahiplerinin, cihad eden mücahidlerle bir tutulması anlamı ile de çelişmez. Ayette özür sahipleri, "eşit olmazlar" hükmünden istisna edilmiştir. Böylece Allah yolunda cihada çıkanlarla eşit tutulmuşlardır. Çünkü eşit olmakla olmamak arasında üçüncü bir mertebe yoktur. Bu ayette geçen ifade ile özür sahibi kimselerin kat kat sevaba nail olmak konusunda değil de, sevaba iştirak konusunda mücahidlerle eşit oldukları kastedilmiştir. Ancak geride kalanların kat kat sevaba nail olma konusunda diğer salih amelleri ile cihad edenlere kavuşma imkanları vardır. Hadisten Çıkan Sonuçlar: 1 - Katip tutulabilir. 2- Katip kişinin yakınında bulunabilir. 3- İlim yazı ile kayıt altına alınır
ہم سے ابراہیم بن موسیٰ نے بیان کیا، کہا ہم کو ہشام نے خبر دی، انہیں ابن جریج نے خبر دی (دوسری سند) امام بخاری رحمہ اللہ نے کہا اور مجھ سے اسحاق بن منصور نے بیان کیا، کہا ہم کو عبدالرزاق نے خبر دی، کہا ہم کو ابن جریج نے خبر دی، کہا ہم کو عبدالکریم جرزی نے خبر دی، انہیں عبداللہ بن حارث کے غلام مقسم نے خبر دی اور انہیں ابن عباس رضی اللہ عنہما نے خبر دی کہ «لا يستوي القاعدون من المؤمنين» سے اشارہ ہے ان لوگوں کی طرف جو بدر میں شریک تھے اور جنہوں نے بلا کسی عذر کے بدر کی لڑائی میں شرکت نہیں کی تھی، وہ دونوں برابر نہیں ہو سکتے۔
ইবনু ‘আব্বাস (রাঃ) জানিয়েছেন যে, বদরের যুদ্ধে যোগদানকারী আর বাদর যুদ্ধে অনুপস্থিত মু’মিনগণ সমান নয়। [৩৯৫৪] (আধুনিক প্রকাশনীঃ ৪২৩৪, ইসলামিক ফাউন্ডেশনঃ)
இப்னு அப்பாஸ் (ரலி) அவர்கள் கூறியதாவது: “இறைநம்பிக்கையாளர்களில் அறப்போரில் கலந்துகொள்ளாமல் இருந்துவிட்டவர்களும், தம் உயிராலும் பொருளாலும் அல்லாஹ்வின் வழியில் அறப்போர் புரிந்தவர்களும் சமமாகமாட்டார்கள்” எனும் வசனம் (4:95) பத்ர் போர் பற்றியும், பத்ருக்காகப் புறப்பட்டவர்கள் பற்றியும் குறிப்பிடுகிறது. இந்த ஹதீஸ் இரு அறிவிப்பாளர் தொடர்களில் வந்துள்ளது. அத்தியாயம் :