• 2477
  • سَمِعْتُ البَرَاءَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ ، قَالَ : " لَمَّا أَقْبَلَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِلَى المَدِينَةِ تَبِعَهُ سُرَاقَةُ بْنُ مَالِكِ بْنِ جُعْشُمٍ ، فَدَعَا عَلَيْهِ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَسَاخَتْ بِهِ فَرَسُهُ قَالَ : ادْعُ اللَّهَ لِي وَلاَ أَضُرُّكَ ، فَدَعَا لَهُ ، قَالَ : فَعَطِشَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَمَرَّ بِرَاعٍ ، قَالَ أَبُو بَكْرٍ : فَأَخَذْتُ قَدَحًا فَحَلَبْتُ فِيهِ كُثْبَةً مِنْ لَبَنٍ ، فَأَتَيْتُهُ فَشَرِبَ حَتَّى رَضِيتُ "

    حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ ، حَدَّثَنَا غُنْدَرٌ ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ ، قَالَ : سَمِعْتُ البَرَاءَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ ، قَالَ : لَمَّا أَقْبَلَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِلَى المَدِينَةِ تَبِعَهُ سُرَاقَةُ بْنُ مَالِكِ بْنِ جُعْشُمٍ ، فَدَعَا عَلَيْهِ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَسَاخَتْ بِهِ فَرَسُهُ قَالَ : ادْعُ اللَّهَ لِي وَلاَ أَضُرُّكَ ، فَدَعَا لَهُ ، قَالَ : فَعَطِشَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَمَرَّ بِرَاعٍ ، قَالَ أَبُو بَكْرٍ : فَأَخَذْتُ قَدَحًا فَحَلَبْتُ فِيهِ كُثْبَةً مِنْ لَبَنٍ ، فَأَتَيْتُهُ فَشَرِبَ حَتَّى رَضِيتُ

    فساخت: ساخت : غاصت
    كثبة: الكثبة : الشيء القليل
    فَدَعَا عَلَيْهِ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَسَاخَتْ بِهِ فَرَسُهُ قَالَ


    [ رقم الحديث عند عبدالباقي:3728 ... ورقمه عند البغا: 3908 ]
    - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا غُنْدَرٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ قَالَ: سَمِعْتُ الْبَرَاءَ -رضي الله عنه- قَالَ: "لَمَّا أَقْبَلَ النَّبِيُّ -صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ- إِلَى الْمَدِينَةِ تَبِعَهُ سُرَاقَةُ بْنُ مَالِكِ بْنِ جُعْشُمٍ، فَدَعَا عَلَيْهِ النَّبِيُّ -صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ- فَسَاخَتْ بِهِ فَرَسُهُ قَالَ: ادْعُ اللَّهَ لِي وَلاَ أَضُرُّكَ، فَدَعَا لَهُ، قَالَ فَعَطِشَ رَسُولُ اللَّهِ -صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ- فَمَرَّ بِرَاعٍ، قَالَ أَبُو بَكْرٍ: فَأَخَذْتُ قَدَحًا فَحَلَبْتُ فِيهِ كُثْبَةً مِنْ لَبَنٍ، فَأَتَيْتُهُ فَشَرِبَ حَتَّى رَضِيتُ".وبه قال: (حدّثنا محمد بن بشار) بالموحدة والمعجمة المشددة أبو بكر بندار العبدي قال: (حدّثنا غندر) محمد بن جعفر قال: (حدّثنا شعبة) بن الحجاج (عن أبي إسحاق) عمرو السبيعي أنه (قال: سمعت البراء) بن عازب (-رضي الله عنه-) أنه (قال: لما أقبل النبي -صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ-) من
    الغار (إلى المدينة تبعه سراقة بن مالك بن جعشم) بضم الجيم والمعجمة بينهما مهملة ساكنة الكناني أسلم بعد الطائف (فدعا عليه النبي -صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ- فساخت) بالخاء المعجمة غاصت (به فرسه قال) للنبي -صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ-: (ادع الله لي ولا أضرك) ولأبي ذر ولا أضرّ بك بزيادة حرف الجر قبل الكاف (فدعا له) عليه الصلاة والسلام (قال: فعطش رسول الله -صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ- فمر براع قال): ولأبي ذر فقال: (أبو بكر) -رضي الله عنه- زاد في اللقطة فانطلقت فإذا أنا براعي غنم يسوق غنمه فقلت: لمن أنت؟ قال: لرجل من قريش فسماه فعرفته فقلت: هل في غنمك من لبن. فقال: نعم فأمرته فاعتقل شاة من غنمه ثم أمرته أن ينفض ضرعها من الغبار (فأخدت قدحًا فحلبت فيه كثبة) بضم الكاف وسكون المثلثة قليلاً (من لبن فأتيته) عليه الصلاة والسلام (فشرب) منه (حتى رضيت).


    [ رقم الحديث عند عبدالباقي:3728 ... ورقمه عند البغا:3908 ]
    - (حَدثنَا مُحَمَّد بن بشار حَدثنَا غنْدر حَدثنَا شُعْبَة عَن أبي إِسْحَاق قَالَ سَمِعت الْبَراء رَضِي الله عَنهُ قَالَ لما أقبل النَّبِي - صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم َ - إِلَى الْمَدِينَة تبعه سراقَة بن مَالك بن جعْشم فَدَعَا عَلَيْهِ النَّبِي - صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم َ - فساخت بِهِ فرسه قَالَ ادْع الله لي وَلَا أَضرّك فَدَعَا لَهُ قَالَ فعطش رَسُول الله - صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم َ - فَمر براع قَالَ أَبُو بكر فَأخذت قدحا فحلبت فِيهِ كثبة من لبن فَأَتَيْته فَشرب حَتَّى رضيت) مطابقته للتَّرْجَمَة فِي قَوْله لما أقبل النَّبِي - صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم َ - إِلَى الْمَدِينَة وإقباله إِلَيْهَا هُوَ هجرته إِلَيْهَا وغندر بِضَم الْغَيْن الْمُعْجَمَة وَهُوَ لقب مُحَمَّد بن جَعْفَر وَقد تكَرر ذكره قَوْله وَأَبُو اسحق عَمْرو بن عبد الله السبيعِي والبراء هُوَ ابْن عَازِب
    رَضِي الله تَعَالَى عَنهُ والْحَدِيث من قَوْله فَمر براع إِلَى آخِره قد مضى بأتم مِنْهُ فِي كتاب اللّقطَة فِي بابُُ مُجَرّد من التَّرْجَمَة عقيب بابُُ من عرف اللّقطَة وَلم يَدْفَعهَا فَإِنَّهُ أخرجه هُنَاكَ عَن اسحق بن إِبْرَاهِيم عَن النَّضر عَن إِسْرَائِيل عَن أبي إِسْحَاق إِلَى آخِره قَوْله " كثبة " بِضَم الْكَاف وَسُكُون الثَّاء الْمُثَلَّثَة وبالباء الْمُوَحدَة وَهِي قدر حلبة وَقيل ملْء الْقدح -

    حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا غُنْدَرٌ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، قَالَ سَمِعْتُ الْبَرَاءَ ـ رضى الله عنه ـ قَالَ لَمَّا أَقْبَلَ النَّبِيُّ ﷺ إِلَى الْمَدِينَةِ تَبِعَهُ سُرَاقَةُ بْنُ مَالِكِ بْنِ جُعْشُمٍ، فَدَعَا عَلَيْهِ النَّبِيُّ ﷺ فَسَاخَتْ بِهِ فَرَسُهُ‏.‏ قَالَ ادْعُ اللَّهَ لِي وَلاَ أَضُرُّكَ‏.‏ فَدَعَا لَهُ‏.‏ قَالَ فَعَطِشَ رَسُولُ اللَّهِ ﷺ فَمَرَّ بِرَاعٍ، قَالَ أَبُو بَكْرٍ فَأَخَذْتُ قَدَحًا فَحَلَبْتُ فِيهِ كُثْبَةً مِنْ لَبَنٍ، فَأَتَيْتُهُ فَشَرِبَ حَتَّى رَضِيتُ‏.‏

    Narrated Al-Bara:When the Prophet (ﷺ) migrated to Medina, Suraqa bin Malik bin Ju'sham pursued him. The Prophet (ﷺ) invoked evil on him, therefore the forelegs of his horse sank into the ground. Suraqa said (to the Prophet ), "Invoke Allah to rescue me, and I will not harm you. "The Prophet (ﷺ) invoked Allah for him. Then Allah's Messenger (ﷺ) felt thirsty and he passed by a shepherd. Abu Bakr said, "I took a bowl and milked a little milk in it and brought it to the Prophet (ﷺ) and he drank till I was pleased

    Bera r.a. dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Medine'ye doğru yola koyulunca Suraka b. Malik b. Cu'şum onu takip etti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ona beddua etmesi üzerine atının ayakları kuma gömüldü. Suraka: Benim için Allah'a dua et ve benim sana zararım olmayacaktır deyince, bu sefer ona dua etti. Dedi ki: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem susadı. Bir çobanın yanından geçti. Ebu Bekir dedi ki: Ben de bir kap aldım ve ona bir miktar süt sağdım. Ben (kendi kendime) yeteri kadar içti, diyene kadar içti." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Herbirisi için" yüz deve olmak üzere "bir diyet." "Az önce" yani şu vakitte. "Karartılar" kimseler. "Aşağıda tuttu" yani mızrağı elinde tutarak sivri ucunu yere doğru eğdi. Uzaklaştığı kimseler onun parıltısını görmesin diye yere saplayarak yürüdü. Çünkü birilerinin de onun arkasından gelip, verilecek olan ikramiyeye ortak olmasını istemiyordu. "Usan: Duman" Ebu Ubeyd'in Garibu'l-Hadis adlı eserinde belirttiğine göre dumandan kastettiği bizatihi tozdur. Ayaklarının çıkardığı tozu dumana benzetmiştir. "Benden bir şeyalmayı kabul etmediler." Beraberimde bulunan hiçbir şeyimi eksiltmediler. "Yahudilerden bir adam (kendilerine ait bir sur üzerine) çıkmıştı." Yani yüksekçe bir yere -kaleye- çıkmış ve oradan etrafına bakmıştı. Saray gibi taştan yapılmış bina demek olduğu da söylenmiştir. "Ebu Bekir insanları" karşılamak üzere "kalktı." "Ensardan gelenler arasında daha önce Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i görmeyenler Ebu Bekir'i selamlamaya koyuldu." Derim ki: İfadenin zahirinden anlaşıldığına göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i tanımayanlardan selam verip, gelenler Ebu Bekir'i Nebi zannediyordu. Bundan dolayı öncelikle ona selam. veriyorlardı. Hadisin geri kalan kısmı da buna delildir. "Ebu Bekir ridası ile Nebie gölge yapmaya başlayınca herkes Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i tanıdı." "Takva esası üzerine kurulmuş olan mescidi tesis etti." Maksat Kuba mescididir. İbn Ebi Şeybe, Cabir şöyle dediğini rivayet etmektedir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yanımıza gelmeden seneler önce biz Medine'de mescidler yapıyor ve namaz kılıyorduk." Yüce Allah'ın: "İlk gününden beri temeli takva üzerine kurulan bir mescidde (namaza) durman elbette daha layıktır."[Tevbe,108] buyruğu ile hangi mescidin kastedildiği hususunda görüş aynlığı vardır. Cumhurun kanaatine göre bundan maksat bu Kuba mescididir, ayetin zahirinden anlaşılan da budur. Müslim, Abdmrahman b. Ebi Said yoluyla babasından şunu rivayet etmektedir: Ben Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e takva üzere tesis edilmiş olan mescid hakkında sordum, o, ''Sözünü ettiğin o mescid, sizin bu mescidinizdir diye buyurdu." Ahmed ve Tirmizi de bir başka yoldan Ebu Said şöyle dediğini rivayet etmektedirler: "İki adam takva üzere tesis olunan mescid hakkında ihtilafa düştü. Onlardan birisi: O, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in mescididir dedi. Diğeri ise Kuba mescididir dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e giderek hangisi olduğunu sordular. O da O mescid, bu mesciddir dedi. Bunda -yani Kuba mescidinde- pek büyük bir hayır vardır." ed-Davudı ve başkalan da der ki: Aslında bu bir görüş aynlığı değildir. Çünkü bu iki mescidin her biri de takva esası üzerine kurulmuştur. "Sonra devesine bindi." Hakim de İshak b. Ebi Talha'nın, Enes'ten yaptığı rivayette şöyle demektedir: "Ensar gelerek: Yanımıza buyur ey Allah'ın Resulü dediler. O: Deveyi serbest bırakınız, o emir alarak hareket eder, diye buyurdu. Deve Ebu Eyyub'un kapısı önünde çöktü." "Nihayet deve Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in mescidi yanında çöktü." elBera'nın Ebu Bekir'den diye naklettiği hadiste şöyle denilmektedir: "Hangisi onu yanında misafir edecek, diye Ensar arasında anlaşmazlık çıktı. O, ben onlara ikram olsun diye Abdulmuttalib'in dayılan yanında misafir olacağım, diye buyurdu." İbn Aiz'de, el-Velid b. Müslim'den, Said b. Mansur'da her ikisi Utaf b. Halid'den şunu rivayet etmektedirler: "Deve minberin mescidde bulunduğu yerde çöktü. Sonra yükq çözüldü, üzerinden indi. Ebu Eyyub yanına gelerek: Buraya en yakın ev benim evimdir. Yükünü taşımak üzere bana izinver, dedi. O da: Olur deyince, eşyasını taşıdı ve devesini de evinde çöktürdü." İbn Sa'd'ın naklettiğine göre Ebu Eyyub, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in eşyasını evine taşıyınca Nebi sallallahu aleyhl ve sellem: "Kişi eşyaları nerdeyse o da orada olur" diye buyurdu. SaId b. Zurare de gelip devesini aldı. Devesi de Sa'd'ın yanında kaldı. (İbn Saldı dedi ki: Bu daha sağlam 'bir rivayettir. "Orası" yani mescidin yapıldığı yer "hurma kurutulan bir harman yeri idi." Burada hurma kurutuluyordu. el-Esmaı der ki: "Merbid (harman yeri)" deve ya da koyunların alıkoyulduğu her bir yere denilir. "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem de onlarla birlikte kerpiç taşımaya koyuldu." Kerpiç ateşte pişirilmeden çamurdan yapılunlara denilir. Hadisten anlaşıldığına göre; Çeşitli türleriyle özellikle de savaşta recez türünde şiir söylemek, değişik zor işleri yaparken yardımlaşmak caiz bir iştir. Çünkü böylelikle gayretler harekete gelir, kişiler teşvik edilir, zor işlerin üstesinden gelmek için harekete geçilir

    ہم سے محمد بن بشار نے بیان کیا، کہا ہم سے غندر نے بیان کیا، کہا ہم سے شعبہ نے بیان کیا، ان سے ابواسحاق نے، کہا میں نے براء بن عازب رضی اللہ عنہ سے سنا، انہوں نے بیان کیا جب نبی کریم صلی اللہ علیہ وسلم مدینہ کے لیے روانہ ہوئے تو سراقہ بن مالک بن جعشم نے آپ کا پیچھا کیا نبی کریم صلی اللہ علیہ وسلم نے اس کے لیے بددعا کی تو اس کا گھوڑا زمین میں دھنس گیا۔ اس نے عرض کیا کہ میرے لیے اللہ سے دعا کیجئے ( کہ اس مصیبت سے نجات دے ) میں آپ کا کوئی نقصان نہیں کروں گا، آپ نے اس کے لیے دعا کی۔ ( اس کا گھوڑا زمین سے نکل آیا ) رسول اللہ صلی اللہ علیہ وسلم کو ایک مرتبہ راستے میں پیاس معلوم ہوئی اتنے میں ایک چرواہا گزرا۔ ابوبکر رضی اللہ عنہ نے بیان کیا کہ پھر میں نے ایک پیالہ لیا اور اس میں ( ریوڑ کی ایک بکری کا ) تھوڑا سا دودھ دوہا، وہ دودھ میں نے آپ کی خدمت میں لا کر پیش کیا جسے آپ نے نوش فرمایا کہ مجھے خوشی حاصل ہوئی۔

    বারা’ (রাঃ) হতে বর্ণিত, তিনি বলেন, যখন নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম মদিনার দিকে যাচ্ছিলেন তখন সুরাকাহ ইবনু মালিক ইবনু জ‘শুম তাঁর পেছনে ধাওয়া করল। নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম তার জন্য বদ্দু‘আ করলেন। ফলে তার ঘোড়াটি তাকে নিয়ে মাটিতে দেবে গেল। তখন সে বলল, আপনি, আল্লাহর কাছে আমার জন্য দু’আ করুন। আমি আপনার কোন ক্ষতি করব না। নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম তার জন্য দু’আ করলেন। বর্ণনাকারী বলেন, এক সময় রাসূলুল্লাহ্ সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম তৃষ্ণার্ত হলেন। তখন তিনি এক রাখালের পাশ দিয়ে যাচ্ছিলেন। আবূ বাকর সিদ্দীক (রাঃ) বলেন, তখন আমি একটি বাটি নিয়ে এতে কিছু দুধ দোহন করে নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম-এর কাছে নিয়ে এলাম, তিনি এমনভাবে তা পান করলেন যে, আমি তাতে সন্তুষ্ট হয়ে গেলাম। (৫৪৬৯, মুসলিম ৩৮/৫, হাঃ নং ২১৪৬) (আধুনিক প্রকাশনীঃ ৩৬২০, ইসলামিক ফাউন্ডেশনঃ)

    பராஉ (ரலி) அவர்கள் கூறியதாவது: நபி (ஸல்) அவர்கள் மதீனாவை நோக்கி (ஹிஜ்ரத்) சென்றபோது சுராக்கா பின் மாலிக் பின் ஜுஅஷும் என்பவர் அவர்களைப் (பிடித்துவரப்) பின்தொடர்ந்து சென்றார். நபி (ஸல்) அவர்கள் அவருக்கெதிராக (அவரைச் செயலிழக்கச் செய்யும்படி) பிரார்த்தித்தார்கள். உடனே, அவரது குதிரை அவருடனேயே பூமியில் புதையுண்டது. சுராக்கா (நபியவர்களிடமே), “எனக்காக அல்லாஹ்விடம் பிரார்த்தியுங் கள். நான் உங்களுக்குத் தீங்கு செய்யமாட்டேன்” என்று சொன்னார். அவ்வாறே நபி (ஸல்) அவர்கள் அவருக்காகப் பிரார்த்தித்தார்கள். அல்லாஹ்வின் தூதர் (ஸல்) அவர்கள் தாகத்துடனிருக்க, ஓர் ஆட்டிடையர் அவ்வழியே சென்றார். உடனே, அபூபக்ர் (ரலி) அவர்கள் ஒரு கிண்ணத்தை எடுத்து (ஆடு ஒன்றிலிருந்து) சிறிது பாலை அதில் கறந்து அதை நபி (ஸல்) அவர்களிடம் கொண்டுவந்தார்கள். அபூபக்ர் அவர்கள் திருப்தியடையும்வரை நபி (ஸல்) அவர்கள் (அதிலிருந்து) அருந்தி னார்கள்.159 அத்தியாயம் :