عَنْ أَبِي بَكْرَةَ ، أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ " كَانَ إِذَا أَتَاهُ أَمْرٌ يَسُرُّهُ أَوْ بُشِّرَ بِهِ ، خَرَّ سَاجِدًا ، شُكْرًا لِلَّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى "
حَدَّثَنَا عَبْدَةُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْخُزَاعِيُّ ، وَأَحْمَدُ بْنُ يُوسُفَ السُّلَمِيُّ ، قَالَا : حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ ، عَنْ بَكَّارِ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي بَكْرَةَ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ أَبِي بَكْرَةَ ، أَنَّ النَّبِيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ كَانَ إِذَا أَتَاهُ أَمْرٌ يَسُرُّهُ أَوْ بُشِّرَ بِهِ ، خَرَّ سَاجِدًا ، شُكْرًا لِلَّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى
حَدَّثَنَا عَبْدَةُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْخُزَاعِيُّ، وَأَحْمَدُ بْنُ يُوسُفَ السُّلَمِيُّ، قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ، عَنْ بَكَّارِ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي بَكْرَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي بَكْرَةَ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ ﷺ ـ كَانَ إِذَا أَتَاهُ أَمْرٌ يَسُرُّهُ أَوْ يُسَرُّ بِهِ خَرَّ سَاجِدًا شُكْرًا لِلَّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى .
It was narrated from Abu Bakrah that when the Prophet (ﷺ) heard news that made him happy, or for which one should be happy, he would fall down prostrate in gratitude to Allah, the Blessed and Exalted
Telah menceritakan kepada kami ['Abdah bin Abdullah Al Khuza'i] dan [Ahmad bin Yusuf As Sulami] keduanya berkata; telah menceritakan kepada kami [Abu 'Ashim] dari [Bakkar bin Abdul Aziz bin Abdullah bin Abu Bakrah] dari [Bapaknya] dari [Abu Bakrah] berkata, "Nabi shallallahu 'alaihi wasallam apabila didatangi oleh urusan yang menyenangkan atau diberi kabar gembira, beliau tersungkur sujud sebagai tanda syukur kepada Allah Tabaraka wa Ta'ala
Ebu Bekre (radiyallahu anh)'dan; şöyle demiştir : Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), kendisini sevindiren veya onunla sevindiği önemli bir şey Ona gelince Allah Tebareke ve Teala'ya şükür olarak secdeye kapanırdı. Diğer tahric: Ebu Davud, Tirmizi AÇIKLAMA (1391, 1392, 1393 ve 1394): AbduIlah b. Ebi Evfa (r. anh)'ın hadisi Zevaid türündendir. Müslümanlara çok eziyet etmekle meşhur olan azgın Mekke müşriklerinin ileri gelenlerinden sayılan Ebu Cehil, Bedir savaşında katledilmiştir. Nebi (s.a.v.)'in İslam'a çok zarar veren bu kafirin öldürülmesi üzerine iki rek'at şükür namazı kıldığı bu hadiste bildirilmiştir. Nebi (s.a.v.)'in şükür namazı kılmış olması, şükür secdesinin meşruluğuna mani değildir. Çünkü şükür secdesinin meşruluğu, bundan sonra gelen hadislerin zahirinden anlaşılıyor. Enes b. Mali k (r. anh)'in hadisi de Zevaid türündendir. Bu hadisteki "Hacet" kelimesi ile görülmesi gerekli büyük bir ihtiyaç kastedilmiştir. Ehlinin ma'lumu olduğu üzere bu kelimedeki nekirelik, ta'zim içindir. Çünkü hergün sayısız ihtiyaç görülür. Her ihtiyacın görülmesi dolayısıyla şükür secdesinin yetiştirilemiyeceği ma'lumdur. Ka'b (r. anh)'ın hadisi de Zevaid türündendir. Özürsüz olarak Tebuk savaşına katılmaması ve sonradan Nebi (s.a.v.)'e doğrusunu söylemesi neticesinde Nebi (s.a.v.)'in emriyle müslümanlar kendisiyle ve onun durumunda olan iki arkadaşıyla münasebetleri kesmişler, aradan iki aya yakın bir süre geçtikten sonra inen Tevbe suresinin 118. ayetiyle bu üç zat'ın tevbelerinin kabul buyurulduğu müjdelenmiştir. Ka'b (r. anh) durumu öğrenince şükür secdesine kapanmıştır. Ebu Bekre (r. anh)'in hadisini Ebu Davud ve Tirmizi de rivayet etmişlerdir. Tirmizi hadisin hasen - garib olduğunu ve ilim ehlinin çoğunun bu hadisle amel ederek şükür secdesinin meşruluğu görüşünde olduklarını belirtmiştir. Tuhfe yazarı şöyle der: Şevkani, en-Neyl'de şükür secdesine ait hadisleri zikrettikten sonra: Bu hadisler, şükür secdesinin meşruluğuna delalet ederler. Şafii ve Ahmed bununla hükmetmişlerdir. Malik ve bir rivayete göre Ebu Hanife: Şükür secdesi mekruhtur; Çünkü Nebi (s.a.v.)'e nimetler ard arda geldiği halde şükür secdesi ettiği sabit olmamıştır, demişler, Ebu Hanife'den diğer bir rivayete göre şükür secdesini mübah saymıştır. Müellifin bu tariklerden zikrettiği ve bizim de zikrettiğimiz hadislerin Nebi (s.a.v.)'e varid. olmasına rağmen bu iki imam'ın Nebi (s.a.v.)'den şükür secdesinin varid olmasını inkar etmeleri garibsenir. Şükür secdesinin sabit oluşunu te'yid eden delillerden birisi de Sad suresindeki secde hakkında Nebi (s.a.v.)'in; «Bu secde bizim için şükür, Davüd (Aleyhisselam) için Tevbe (secdesil dir.» hadisidir. demiştir. Sindi'nin beyanına göre Hanefi alimlerinden İmam Muhammed Şeybani de şükür secdesinin meşruluğuna hükmedenlerdendir. EI-Fıkh Ala'I-Mezahibi'I-Erbaa adlı kitabta şükür seedesi hakkında şöyle denilmiştir; Şükür secdesi, tilavet secdesi gibi bir secdedir. Bir nimetin görülmesi veya bir belanin defedilmesi halinde yapılır. Şükür secdesi ancak namazın dışında yapılır. Namaz içinde yapılmasıyla namaz bozulur. Namazda yapılan rüku' ve secdeye varılırken bunun zımnında şükür secdesine de niyetlenirse; yapılan rüku' ve secde kafi gelmez. Şafii ve Hanbeli alimleri şükür secdesinin meşruluğunda ittifak etmişlerdir. Hanefi alimleri; Fetva verilen kavle göre; şükür secdesi müstehabtır. Namaz'ın rüku' veya secdesinin zımnında buna niyet edilirse kafidir. Namazdan sonra şükür secdesini yapmak mekruhtur. Çünkü avam tabakası bunun sünnet veya vacib olduğunu zannedebilirler, demişlerdir. Maliki'ler; Şükür seedesi mekruhtur. Bir nimetin doğması veya bir belanın gitmesi zamanında iki rek'at şükür namazı kılmak müstehabtır, demişlerdir. EBU DAVUD’DAKİ BU HADİS’İN RİVAYETİ VE BAŞKA RİVAYET VE AÇIKLAMA İÇİN: 2774 –)
ابوبکرہ رضی اللہ عنہ سے روایت ہے کہ نبی اکرم صلی اللہ علیہ وسلم کے پاس جب کوئی ایسا معاملہ آتا جس سے آپ خوش ہوتے، یا وہ خوش کن معاملہ ہوتا، تو آپ اللہ تعالیٰ کا شکر ادا کرنے کے لیے سجدے میں گر پڑتے۔
। আবূ বাকারহ (রাঃ) থেকে বর্ণিত। নবী সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম -এর নিকট কোন খুশির খবর আসলে তিনি মহামহিম আল্লাহ্র সমীপে কৃতজ্ঞতার সাজদায় লুটিয়ে পড়তেন।