عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ : كَانَ يَضَعُ يَدَيْهِ عَلَى أُذُنَيْهِ وَيَقُولُ : صُمَّتَا ، إِنْ لَمْ أَكُنْ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ : " تَوَضَّئُوا ، مِمَّا مَسَّتِ النَّارُ "
حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ خَالِدٍ الْأَزْرَقُ قَالَ : حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ يَزِيدَ بْنِ أَبِي مَالِكٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ : كَانَ يَضَعُ يَدَيْهِ عَلَى أُذُنَيْهِ وَيَقُولُ : صُمَّتَا ، إِنْ لَمْ أَكُنْ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ يَقُولُ : تَوَضَّئُوا ، مِمَّا مَسَّتِ النَّارُ
حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ خَالِدٍ الأَزْرَقُ، حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ يَزِيدَ بْنِ أَبِي مَالِكٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ كَانَ يَضَعُ يَدَيْهِ عَلَى أُذُنَيْهِ وَيَقُولُ صُمَّتَا إِنْ لَمْ أَكُنْ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ ﷺ ـ يَقُولُ " تَوَضَّئُوا مِمَّا مَسَّتِ النَّارُ " .
It was narrated that Anas bin Malik would place his hands over his ears and say:"May my ears be made deaf, if I did not hear the messenger of Allah saying: 'Perform ablution after (eating) that which has been changed by fire
Telah menceritakan kepada kami [Hisyam bin Khalid Al Azraq] berkata, telah menceritakan kepada kami [Khalid bin Yazid bin Abu Malik] dari [Bapaknya] dari [Anas bin Malik], Yazid menuturkan; dia meletakkan kedua tangannya di kedua telinganya, dan berkata; diamlah kalian berdua, sekiranya aku tidak mendengar Rasulullah shallallahu 'alaihi wasallam bersabda: "Berwudlulah dari sesuatu yang tersentuh oleh api
Yezid bin Ebi Malik (Radiyallahu anh)'den rivayet edildiğine göre: Enes bin Malik (r.a.) ellerini kulaklarının üzerine koyarak, kulaklarım sağır olsun eğer ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işitmedim, (ise) dedi: «Ateşte pişen şeyi (yemek) ten dolayı abdest alınız.» Not: Zevaid'de; Bu hadisin isnadında Halid bin Yezid bulunur. Bir cemaat onu sika saymış, diğer bazıları zayıf saymışlardır. Hadisin metni de sahih olarak maluındur, denmiştir. AÇIKLAMA : (485, 486, 487) Bu babta geçen hadisler ateşte pişirilen şeyleri yiyen kişinin abdestinin bozulduğuna ve dolayısıyla abdest almasının gereğine delalet eder. Müslim, Tirmizi, Ebu Davud, Nesai ve Tahavi de bu hükmü iktiza eden hadisleri rivayet etmişlerdir. Tirmizi aynı başlık altında açtığı babta Ebu Hureyre'nin hadisini rivayet ettikten sonra bu konu hakkında Ümmü Habibe, Ummü Selerne, Zeyd bin Sabit. Ebu Talha, Ebu Eyyub ve Ebu Musa (r.a.)'den hadis rivayetlerinin bulunduğunu ifade eder ve bu arada şöyle der: "Bazı ilim ehli ateşte pişen bir şeyi yemenin abdesti bozduğuna ve dolayısıyla abdest almanın gereğine hükmE!tmişlerdir. Fakat sahabiler, Tabiiler ve onlardan sonra gelen ilim ehlinin ekserisi bunun aksine hükmetmişlerdir. Ateşte pişen şeyi yemekten dolayı abdest almaya gerek olmadığına dair sahih hadis, abdestin gerekliliğine delalet eden hadisi neshetmiştir. Resul-i Ekrem s.a.v. ateşte pişen şeyi yemekten dolayı bir ara abdest almış ise de bilahare bu durumu terkederek abdest almamıştır. Ebu Davud da benzer başlık altında açtığı babta Ebu Hureyre ve Ümmü Habibe'nin hadislerini rivayet etmiştir. Şerhi EI-Menhel yazarı da hadisle ilgili olarak aşağıdaki malümatı vermiştir: 'Ateşte pişen şeyi yemenin abdest almayı gerektirdiğine hükmedenler bu hadisi delil göstermişlerdir. Ömer bin Abdulaziz, Hasan-i Basri, Zühri, Ebu Kılabe, Ebu Miclez ve Ebu Davud böyle hükmedenlerdendir. Ateşte pişen bir şeyi yemenin abdest almayı gerektirmediğini söyleyen alimler ise bu ve benzeri hadislerin mensuh olduğunu söylemişlerdir. (Bu hadisleri nesh eden hadislerin bir kısmı bundan sonraki babta gelecektir,) Nevevi, Müslim'in şerhinde: Söz konusu ihtilaf ilk zamanlara aittir. Daha sonra, ateşte pişen şeyi yemekten dolayı abdest almanın gereksiz olduğu hususunda alimler iema' etmiştir, der. İbn-i Hacer de İbn-i Battal'dan naklen: Resulullah s.a.v. ateşte pişen şeyleri yemekten dolayı abdest almayı emretmişti. Çünkü ilk zamanlarda halk 'cahiliyet devrindeki duruma alışkın olup pek temizliğe riayet etmiyorlardı. Bu nedenle ateşte pişen şeyden dolayı abdest almakla me'mur kılındılar. Temizlik müslümanlar arasında yerleşip yaygınlaşınca bu emir neshedildi, demiştir. İbn-i Teymiye: Ateşte pişen bir şeyi yedikten sonra abdest almamaya ait hadisler abdest almanın vacib olmadığına delalet ediyor ise de müstahab olmadığına delalet etmiyor, demekle abdest almaya ait hadislerin mendubluk için yorumlanmasına taraftar görülmüş ve abdest almamaya ait hadisleri de abdest almanın vacib olmadığı hakkındadır, demek istemiştir. Hattabi de bu yorumu benimsemiştir. Beyhaki de Osman Ed-Daremi'den naklen: Abdest alıp almamak hususunda muhtelif hadisler bulunup bunların hangilerinin daha kuvvetli olduğu belirlenmeyince Resul-i Ekrem'den sonra Hulafa-i Raşidin'in uygulamasına bakılmış ve onların uygulaması abdest almamak yolunda olduğu için biz bu tarafı tercih ettik, demiştir. Nevevi de şerh-i Mühezzeb'de bu sözü seçmiştir.Tahavi, Maani'l-Asar şerhinde Hulafa-i Raşidin'den ve diğerlerinden rivayet olunan ve abdest almaya gerek olmadığına delalet eden çok sayıda eserler zikretmiştir.' EI-Menhel yazarı mezkur eserlerin 7 tanesini ravileriyle beraber nakletmekte ise de bunların tercemelerini buraya almaya lüzum duymadım. Bu babda rivayet olunan hadisler ya mensuhtur veyahut abdest almanın mendubluğuna yorumlanır. Abdest almanın vacip olmadığı hususundaki geniş izah bunu takib eden babta rivayet olunan hadislerin açıklaması bahsinde inşaaIlah yapılacaktır
انس بن مالک رضی اللہ عنہ سے روایت ہے وہ اپنے دونوں ہاتھ اپنے دونوں کانوں پر رکھتے اور کہتے: یہ دونوں کان بہرے ہو جائیں اگر میں نے رسول اللہ صلی اللہ علیہ وسلم کو یہ فرماتے ہوئے نہ سنا ہو: تم ہر اس چیز کے استعمال سے وضو کرو جسے آگ پر پکایا گیا ہو ۔
। আনাস ইবনু মালিক (রাঃ) থেকে বর্ণিত। তিনি তার দু কানে তার দু হাত রেখে বলতেন, এই দুকান বধির হয়ে যাক! যদি আমি রাসূলুল্লাহ সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম-কে বলতে না শুনে থাকি যে, আগুনে পাকানো জিনিস খাওয়ার পর তোমরা উযূ (ওজু/অজু/অযু) করো।