أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : " سَتَكُونُ فِتَنٌ ، القَاعِدُ فِيهَا خَيْرٌ مِنَ القَائِمِ ، وَالقَائِمُ خَيْرٌ مِنَ المَاشِي ، وَالمَاشِي فِيهَا خَيْرٌ مِنَ السَّاعِي ، مَنْ رِجَال تَشَرَّفَ لَهَا تَسْتَشْرِفْهُ ، فَمَنْ وَجَدَ مَلْجَأً 0ضَ يَقْ غَضِبَ مَعَاذًا ، فَلْيَعُذْ بِهِ "
حَدَّثَنَا أَبُو اليَمَانِ ، أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ ، عَنِ الزُّهْرِيِّ ، أَخْبَرَنِي أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ ، أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ : سَتَكُونُ فِتَنٌ ، القَاعِدُ فِيهَا خَيْرٌ مِنَ القَائِمِ ، وَالقَائِمُ خَيْرٌ مِنَ المَاشِي ، وَالمَاشِي فِيهَا خَيْرٌ مِنَ السَّاعِي ، مَنْ تَشَرَّفَ لَهَا تَسْتَشْرِفْهُ ، فَمَنْ وَجَدَ مَلْجَأً أَوْ مَعَاذًا ، فَلْيَعُذْ بِهِ
حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ، أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، أَخْبَرَنِي أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ﷺ " سَتَكُونُ فِتَنٌ الْقَاعِدُ فِيهَا خَيْرٌ مِنَ الْقَائِمِ، وَالْقَائِمُ خَيْرٌ مِنَ الْمَاشِي، وَالْمَاشِي فِيهَا خَيْرٌ مِنَ السَّاعِي، مَنْ تَشَرَّفَ لَهَا تَسْتَشْرِفْهُ، فَمَنْ وَجَدَ مَلْجَأً أَوْ مَعَاذًا فَلْيَعُذْ بِهِ ".
Narrated Abu Huraira:Allah's Messenger (ﷺ) said, "There will be afflictions (in the near future) during which a sitting person will be better than a standing one, and the standing one will be better than a walking one, and the walking one will be better than a running one, and whoever will expose himself to these afflictions, they will destroy him. So whoever can find a place of protection or refuge from them, should take shelter in it
Telah menceritakan kepada kami [Abul Yaman] Telah mengabarkan kepada kami [Syu'aib] dari [Az Zuhri] telah mengabarkan kepadaku [Abu Salamah bin Abdurrahman], bahwasanya [Abu Hurairah] mengatakan, Rasulullah shallallahu 'alaihi wasallam bersabda: "Akan terjadi fitnah, orang yang duduk pada saat itu lebih baik daripada orang yang berdiri, orang yang berdiri lebih baik daripada orang yang berjalan, orang yang berjalan lebih daripada yang berlari, barangsiapa berusaha menghadapi fitnah itu, justru fitnah itu akan mempengaruhinya, maka barangsiapa mendapat tempat berlindung atau base camp pertahanan, hendaklah ia berlindung diri di tempat itu
Ebu Hureyre r.a.'in nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "İleride bir takım fitneler çıkacaktır. Fitne zamanlarında oturan kimse, ayakta durandan daha hayırlıdır. Ayakta duran da yürüyenden daha hayırlıdır. Yürüyen ise koşandan daha hayırlıdır. Fitneye göz diken onun kahnna uğrar. Her kim o zaman iltica edecek veya sığınacak bir yer bulursa hemen ona sığınsın. " Fethu'l-Bari Açıklaması: "Yürüyen ise koşandan daha hayırlıdır." Ebu Bekre'nin Müslim' de yer alan hadisi "fitneye koşandan" şeklindedir. Bu rivayette şöyle bir farklılık vardır: "Dikkat edin! Fitne geldi mi develeri olan develerine sığınsın."(Müs/im, fiten) Hadisleri açıklayan alimlerden biri "Fitne zamanlarında oturan kimse, ayakta durandan daha hayırlıdır" ifadesini fitne zamanlarında fitneden el çeken şeklinde açıklamıştır. Bu alimin ifadesine göre "... =ayakta duran" kelimesinden maksat, gözünü kaldırıp, ona bakmayan, ".... el-maşi=yürüyen"den maksat ise fitnenin dışında başka bir sebeple yürüyen demektir. Ancak bu zamanda yürüyen kişi bu hareketiyle hoşlanmadığı bir duruma düşebilir. İbnü't-Tin'in nakline göre Davudi şöyle demiştir: Doğru olanı bu ifadeden maksadın bütün durumlarda fitne ile direk ilişkisi olan kimse olduğudur. Yani bu kişilerin bazıları, diğerlerinden daha beter bir durumdadır. Bunların içinde en kötü olanı, fitne zamanı koşması, fitne doğmasına sebep alandır. Sonra fitne çıkmasına sebep olan kimse gelir ki bu da fitne zamanı yürüyendir. Ardından direk olarak fitneyi yapan kişi gelir ki bu, ayakta durandır. Bundan sonra fitneye bakan, ancak çarpışmayan kişi gelir ki bu da oturandır. Bunun ardından fitneden kaçan, onunla sıcak temasta bulunmayan ve ona bakmayan kimse gelir ki bu da uyanık bir halde yan üstü yatandır. Bunun ardından bunlardan hiçbirini yapmayan, fakat fitneye razı olup, uyuyan kimse gelir. Burada sözü edilen daha hayırlı olmak konusundaki üstünlük, yukarıdaki ayrıntı uyarınca kendisinden bir yukarıdakinden daha az kötü olandır. "........." yani fitneye girişerek, kendini ona maruz bırakarak, ona bakan ve yüz çevirmeyen demektir. "......." yani fitne dolayısıyla helake yaklaştığı için fitneonu helak eder. ""'E-" fitnenin kötülüğünden sığınacak olduğu sığınak demektir. "........." fitnenin kötülüğünden kurtulmak için o esnada fitneden uzak kalmak amacıyla sığınak yeri. "......." fitnenin kötülüğünden kurtulmak için ondan uzak dursun. Bu hadis fitneden kaçındırmakta, fitneye girmekten kaçmaya çalışmayı teşvik etmektedir. Hadise göre fitnenin kötülüğü ona ilişkinin derecesine göre değişir. Fitneden maksat kim haklı, kim haksız bilinmeyecek şekilde mülkiyet talebi konusunda ihtilaftan kaynaklanan şey demektir. Taberi şöyle der: Selef bilginleri bu konuda ihtilaf etmişlerdir. Bazıları hadisi genelliği üzere almışlardır. Bunlar Müslümanlar arasında çıkan savaşa kesin olarak dahil olmayıp, geri dururlar. Sa'd, ibn Ömer, Muhammed b. Mesleme, Ebu Bekre buna örnektir. Adı geçen kişiler zikredilen hadisle diğer hadislerin zahirlerini esas almışlardır. Bunlar daha sonra ihtilafa düşmüşler, bir grup evlerde kalmanın gerekli olduğunu söylerken, diğer grup fitne çıkan beldeden başka yere göçmek gerekir demişlerdir. Bundan sonra yine ihtilaf etmişler, bir kısmı fitne kişinin üzerine üzerine geldiğinde öldürülmesi pahasına bundan elini çeker derken, bir başka grup kendisini, malını ve ailesini savunur. Bu uğurda öldürülse de, öldürse de mazurdur demişlerdir. Bir başka grup ise şu görüşü savunmuştur: Bir zümre devlet başkanına karşi isyan ederse, üzerine gerekli olan yükümlülükleri yapmaktan vazgeçip, savaş açarsa onunla çarpışmak gerekli olur. Aynı şekilde iki zümre birbiriyle çarpıştığında gücü yeten herkesin yanlış yapanın elinden tutması ve haklı olana yardım etmesi gerekir. Çoğunluğun görüşü bu doğrultudadır. Başka bir grup ise bu konuda ayrıntıya giderek şöyle demişlerdir: iki Müslüman grup birbiriyle savaşa tutuşursa, topluluğun devlet başkanı olmayacağı için bu durumda çarpışmak yasaktır. Bu konudaki hadisler ve başkaları bu manada yorumlanır. Evzal'nin görüşü budur. Taberi şöyle der: isabetli olanı şöyle söylemektir: Fitne kelimesi esasen deneme ve imtihan etme anlamına gelir. Bir münkere tepki göstermek buna gücü yeten herkese vaciptir. Haklı olana yardım eden isabet eder. Haksıza yardım eden hata eder. Kişi kimin haklı, kimin haksız olduğunu bilmiyorsa bu, savaşmanın yasak olduğu durumdur
ہم سے ابوالیمان نے بیان کیا، کہا ہم کو شعیب نے خبر دی، انہیں زہری نے، انہیں ابوسلمہ بن عبدالرحمٰن نے خبر دی اور ان سے ابوہریرہ رضی اللہ عنہ نے بیان کیا کہ رسول اللہ صلی اللہ علیہ وسلم نے فرمایا ”ایسے فتنے برپا ہوں گے کہ ان میں بیٹھنے والا کھڑے ہونے والے سے بہتر ہو گا اور کھڑا ہونے والا چلنے والے سے بہتر ہو گا اور چلنے والا دوڑنے والے سے بہتر ہو گا۔ اگر کوئی ان کی طرف دور سے بھی جھانک کر دیکھے گا تو وہ اسے بھی سمیٹ لیں گے ایسے وقت جو کوئی اس سے کوئی پناہ کی جگہ پا لے اسے اس کی پناہ لے لینی چاہئیے۔“
আবূ হুরাইরাহ (রহ.) হতে বর্ণিত। তিনি বলেন, রাসূলুল্লাহ সাল্লাল্লাহু আলাইহি ওয়াসাল্লাম বলেছেনঃ শীঘ্রই ফিতনা দেখা দেবে। তখন উপবিষ্ট ব্যক্তি দাঁড়ানো ব্যক্তির চেয়ে ভাল (ফিতনামুক্ত) থাকবে, দাঁড়ানো ব্যক্তি চলমান ব্যক্তির চেয়ে ভাল থাকবে, চলমান ব্যক্তি ধাবমান ব্যক্তির চেয়ে ভাল থাকবে। যে ব্যক্তি সে ফিতনার দিকে তাকাবে, ফিতনা তাকে ঘিরে ধরবে। কাজেই তখন কেউ যদি কোথাও কোন নিরাপদ আশ্রয়স্থল কিংবা আত্মরক্ষার ঠিকানা পায়, তাহলে সে যেন সেখানে আশ্রয় নেয়। (আধুনিক প্রকাশনী- ৬৫৮৯, ইসলামিক ফাউন্ডেশন)
அல்லாஹ்வின் தூதர் (ஸல்) அவர்கள் கூறினார்கள்: விரைவில் சில குழப்பங்கள் தோன்றும். அவற்றுக்கிடையே (மௌனமாக) அமர்ந்திருப்பவன் (அவற்றை நோக்கி) எழுந்து நிற்பவனைவிடச் சிறந்தவன் ஆவான். எழுந்து நிற்பவன் (அவற்றை நோக்கி) நடப்பவனைவிடச் சிறந்தவன் ஆவான். அவற்றுக்கிடையே நடப்பவன் (அவற்றை நோக்கி) ஓடுபவனைவிடச் சிறந்தவன் ஆவான். அதில் யார் தம்மை ஈடுபடுத்திக்கொள்கிறாரோ அவரை அவை அழிக்க முற்படும். அப்போது ஒரு புகலிடத்தையோ காப்பிடத்தையோ யார் பெறுகின்றாரோ அவர் அதன் வாயிலாகத் தம்மைத் தற்காத்துக்கொள்ளட்டும். இதை அபூஹுரைரா (ரலி) அவர்கள் அறிவிக்கிறார்கள். அத்தியாயம் :